Merhaba arkadaşlar, bu ay sizlerle hayatımızın tam ortasında duran, engelliler için sağlık raporu konusuna bir göz atalım istedim.
Sevgi Mart Göcen Hakkında
1981 yılında Konya'da, görme engelli olarak doğan yazar; ilkokul dâhil hiç körler okuluna gitmedi. 2003 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni hem mezun olduğu yıl hem de o döneme kadarki en yüksek ortalamayla, birinci olarak tamamladı. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lisans yaptı. Halen Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Hizmet Ön Lisans Programı öğrencisidir. Engelsiz Erişim Derneği, Eğitimde Görme Engelliler Derneği ve Altınokta Körler Derneği Denizli Şubesi’nde aktivizm çalışmalarına devam etmektedir. En büyük hedefi, Hak Temelli Yaklaşım ilkesini tüm beyinlere kazımaktır. Hayatının en büyük kazanımlarının Çağan’ın annesi olmak ve dergimizde yazmak olduğuna inanıyor. Anneliğin her noktasının erişilebilirliğini oğluyla birlikte çözmeye çalışıyor
Yazara,
e-posta adresinden ulaşabilirsiniz.
Sevgi Mart Göcen Tarafından Yazılan Yazılar
Merhaba arkadaşlar; bu ay sizlerle, üye olduğum bir e-posta grubunda tartışılan bir konu ile ilgili konuşalım istedim.
Biz Akdeniz ülkesiyiz. Bu özelliğimize, inancımız ve içinde yaşadığımız toplumun değer yargıları da eklenince, acıma ve yardımlaşma duygularımız fazlasıyla gelişmiş. İşte bu duyguların suistimali de en çok engelliler üzerinden yapılıyor. Bu işi yapan en önemli aktörlerden biri de görme engelli dernekleri. Gruptaki tartışmanın konusu, bir görme engelli derneğinin, bir arkadaşın görev yaptığı okulda, para toplamak amacıyla zarf dağıtması idi.
“Sevgili yavrum, sen benim, üçüncü umudum, ilk bebeğimdin. Senden önceki iki kardeşini, daha kucağıma alamadan kaybetmiştim. Hal böyle olunca da senin üstüne titrerdim. Uyurken nefesini dinler, uyanınca, daha ağlamadan yanında olurdum. Sonra sen 20 aylık oldun. Bir gün ateşlendin. Güvendiğimiz doktora götürünce, “Bunu hiç göz muayenesine götürdünüz mü?” diye sordu. Şaşırdım. Sen sadece hafif ateşliydin. Neden sormuştu ki bunu. Babanla şüphelendik. Gittiğimiz göz doktoru, durumu benim anlayacağım gibi anlattı.
Merhaba arkadaşlar, bu ay sizlerle, geçen ayki yazımda özetlemeye çalıştığım, Engelli Bireylere Yönelik Fiziksel-Cinsel Şiddet, İstismar ve Kötü Muamele Olayları İzleme Raporu hakkında biraz konuşalım istedim. Yazıya http://engelsizerisim.com/eeeh/yazi/54/engelli_bireylere_yonelik_fiziksel-cinsel_siddet_istismar_ve_kotu_muamele_olaylari_izleme_raporu
adresinden ulaşabilirsiniz.
Merhaba arkadaşlar, bu ay sizlere, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği tarafından yürütülen, Engelli Bireylere Yönelik Fiziksel-Cinsel Şiddet, İstismar
ve Kötü Muamele Olayları İzleme Projesi sonucu oluşturulan ve proje ile aynı adı taşıyan bir rapordan söz edeceğim. Raporun tam metnine yazının sonunda
vereceğim linkten ulaşabilirsiniz.
Merhaba arkadaşlar, malumunuz yaz geldi. Yaz demek; deniz, yüzme, güneşlenme demek. Ben de bu ay biraz anılarımda gezeyim; sizlere ilk deniz maceramı anlatayım ve sonrasında bulduğum erişilebilirlik yöntemlerinden söz edeyim istedim.
Merhaba arkadaşlar, bu ay sizlerle biraz sanattan konuşalım istedim. Hazır Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanun’da yapılacak değişiklik gündemdeyken hem değişikliğe de bir göz atarız ne dersiniz?
“Sevgili yavrum, sen benim, üçüncü umudum, ilk bebeğimdin. Senden önceki iki kardeşini, daha kucağıma alamadan kaybetmiştim. Hal böyle olunca da senin üstüne titrerdim. Uyurken nefesini dinler, uyanınca, daha ağlamadan yanında olurdum. Sonra sen 20 aylık oldun. Bir gün ateşlendin. Güvendiğimiz doktora götürünce, “Bunu hiç göz muayenesine götürdünüz mü?” diye sordu. Şaşırdım. Sen sadece hafif ateşliydin. Neden sormuştu ki bunu. Babanla şüphelendik. Gittiğimiz göz doktoru, durumu benim anlayacağım gibi anlattı.
Merhaba arkadaşlar, biliyorsunuz, ben psikolog falan değilim. Bu yazıda biraz haddimi aşarsam, bu konunun uzmanı olan arkadaşların şimdiden affına sığınıyorum.
Biraz okuduğum kadarıyla, “yok sayma”, insanın, çözüm bulamadığı meselelerde, kendini savunma mekanizmalarından birisi olarak kabul ediliyormuş. Bir başka deyişle, ortada halledilmesi gereken bir mesele var; ancak, siz bu mesele ile nasıl başa çıkacağınızı bilmiyorsanız; beyniniz, o meseleyi yok sayarak; kendini korumaya alıyormuş. Şimdi bu konu nereden çıktı diyeceksiniz. Anlatayım.
Merhaba arkadaşlar. Bu ay, biz görme engellilerin imzalarını bir türlü almayı başaramayan noterler, bankalar, tapu daireleri ve diğerlerinin, yaşadıklarını sandıkları, görme engelli nasıl imza atacak sorununa bir bakalım istedim.
İyi ki doğduk biz; iyi ki varız biz. Üçüncü yaşımız hepimize kutlu olsun. Yazı da yazabiliyoruz; kimseden yardım almadan dergi de çıkarabiliyoruz. Biz hangi gezegenden geldik dersiniz arkadaşlar.
Merhaba arkadaşlar. Aslında, bu yazımda, size, Engelliler Hakkında Kanun’dan söz edecektim. Ancak, kanunu okumak için açtığımda; hemen başlığında bir değişiklik yapıldığını gördüm. Önceden Özürlüler Kanunu olarak yayınlanmışken; şimdi, Engelliler Hakkında Kanun olarak değiştirilmiş. Aklıma takıldı; biz millet olarak, kavramlarla dansı çok seviyoruz. Sorunun, doğru kavramı kullanmakla çözüme kavuşacağını düşünüyoruz. Ben de bu dansa katılmak; adımlarını biraz yorumlamak istedim.
Merhaba arkadaşlar. Başımdan geçen bir olaydan sonra, biz engellilerin, güzel ülkemde vergi ile imtihanına bir bakalım diye düşündüm.
2013 yılında, güzel ülkemin güzel şehirlerinden birinde, bir araba almaya karar verdim. ÖTV indiriminden de yararlanarak; bir araba satın aldım. Alım satım işlemleri yapılırken, söz konusu güzel şehrin vergi dairesinde, indirim işlemlerimi de tamamladılar ve biz arabayı kullanmaya başladık.
Merhaba arkadaşlar, bu yazımda sizlere, 18.06.2016 tarih ve 29746 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, Bankacılık Hizmetlerinin Erişilebilirliğine Dair Yönetmelikten bahsedeceğim.