Merhaba arkadaşlar. Başımdan geçen bir olaydan sonra, biz engellilerin, güzel ülkemde vergi ile imtihanına bir bakalım diye düşündüm.
2013 yılında, güzel ülkemin güzel şehirlerinden birinde, bir araba almaya karar verdim. ÖTV indiriminden de yararlanarak; bir araba satın aldım. Alım satım işlemleri yapılırken, söz konusu güzel şehrin vergi dairesinde, indirim işlemlerimi de tamamladılar ve biz arabayı kullanmaya başladık.
Üç yıl sonra, arabanın muayene zamanı geldi çattı. Randevu almak için, malum firmanın sistemi ile cebelleşirken; aracımın borcu bulunduğundan dolayı, muayene yaptıramayacağım; öncelikle borcunu kapatmam gerektiği uyarısıyla karşılaştım. Uyarının altında verilen linkin yönlendirmelerini takip ederek ulaştığım sayfada; aracımın üç yıllık Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu ile yüz yüze geldim.
Şimdi bilenler diyecektir; “Evet onun için, bağlı bulunduğun vergi dairesine başvurup; MTV muafiyeti de uygulatman gerekiyordu” diye. Ancak; benim engelli olduğumu bu işlemleri yapan kurumlar biliyor, üstelik araç alırken, ÖTV indiriminden yararlanabilmek için, yeni sağlık raporu almışım; bu raporun aslı, bağlı bulunduğum vergi dairesine verilmiş; işlemler yapılmış ve indirim uygulanmış. Bir de ÖTV indiriminin uygulandığı ve işlemlerinin tamamlandığı birimin fiziki konumu ile MTV tahakkuk yerinin fiziki konumu arasında, 5 metrelik bile bir mesafe yok. Hal böyle olunca, insan düşünüyor arkadaşlar, neredeyse, tırnak içlerine bile takip cihazlarının yerleştirilebildiği; son teknoloji bilgisayarların, tüm devlet memurlarımızın masalarını süslediği; bilmem kaç kurum arası iş ve işlemlerin aynı merkezlerde toplandığı, bir tıkla, herkesin tüm bilgilerine ulaşılabilen günümüz teknolojisinde, bir birimde yaptırmış olduğunuz işlemin, diğer birimce bilinmemesi garip geliyor. Hadi teknolojik altyapın uygun olmadı; bilgisayar sistemlerin işlem yapmana izin vermedi; tabii üç yıl içerisinde hep mi bozuktu onu bilemiyorum. Ama bizim devlet dairelerinde üst yazı meşhurdur; ÖTV birim görevlisi arkadaşım, bir üst yazı yazıp; ayağa bile kalkmadan uzatsan; MTV birimindeki arkadaşın alabilecek durumda iken; neden, “Bana tekrar rapor getir, sen gerçekten engelli misin değil misin, nereden bileyim, belki o zaman bir hata yapıldı.” dersin ki?
Bir de şöyle bir durum var, ben aracımı aldıktan bir süre sonra, görev nedeni ile başka bir şehre tayin oldum. Şu an oturduğum şehrin vergi dairesine gittiğimde; “Üzgünüz, ancak, işlemlerinizi buradan yaptıramazsınız; ÖTV indiriminizi hangi vergi dairesi uyguladı ise; MTV muafiyet işlemlerinizi de aynı vergi dairesinde yaptırmanız gerekiyor.” açıklaması ile karşılaştım. Yani, düşünün, siz aracınızı, Iğdır’dan aldınız, benim gibi devlet memurusunuz ve iki yıl sonra tayininiz Edirne’ye çıktı. Bir yıl sonra, aracınızın muayene vakti geldiğinde; “Aracınızda MTV borcu görünüyor; Iğdır’da muafiyet işlemleri yapıldığından dolayı; aynı vergi dairesinden, MTV muafiyetinizi de yaptırın.” açıklamasıyla karşılaşacağınız muhakkak. “Ama teknoloji, tek tıkla tüm bilgilere ulaşmak; önünüzdeki bilgisayar, ben sağlık raporumu vermiştim, üstelik yeni de almıştım raporu, ne Iğdır’a gitmem gerekiyor mu? Nasıl yani, bu gerçek mi? Kamera nerede, göremiyorum da güzel güleyim, yüzüm tam çıksın…” sözleri ise sizin beyninizden geçen, o ilk şoku atlatmak için, vücudunuzun verdiği tepkiler olarak kendini gösterecektir.
Ben şanslıydım. ÖTV indirimimi uygulayan vergi dairesinin bulunduğu şehir ile şuan görev yaptığım şehir oldukça yakındı ve gidip başvurumu yaptım. “Tamam, hallolmuş” diyeceksiniz ama yanılacaksınız. Çünkü sıkı durun bitmedi. MTV muafiyet başvurumu alan görevliye, “Sanırım bu gün hallolur, ben de yarın muayene randevumu alırım.” dediğimde; “Yok, siz aracı hangi şehirde kayıtlı firmadan almıştınız?” diye sordu. Algılamam birkaç dakikamı aldı. Sonra; aracı aldığım firmanın adını söyledim. “Aaa, o firma, bu şehirde kayıtlı değil; bu nedenle, firmanın kayıtlı olduğu şehrin vergi dairesine, MTV muafiyet başvurunuzu yazıp; gerçekten aracınızın ÖTV muafiyetli satılıp satılmadığını sormamız gerekiyor.” cevabını aldım. Arkadaşlar tekrar hatırlatayım; bu yazıyı diğer şehre yazacak olan vergi dairesi, benim ÖTV muafiyet işlemlerimi yapan vergi dairesi.
Yaklaşık bir aylık bir süre bekledikten sonra aracımı ÖTV muafiyetli aldığım ve bu nedenle, MTV muafiyetinden de yararlanabileceğim anlaşıldı ve aracımda görünen MTV borcu kaldırıldı. Tabii, bu bir aylık sürede kaç defa telefon ettiğimi, hatta cevap beklenen vergi dairesinden cevabın geldiğini, MTV muafiyetimi işleyecek olan vergi dairesinin, benim telefonlarımdan sonra öğrendiğini ve vergi borcumu kaldırdığını anlatmama gerek yok herhalde.
Daha önceki yazımdan da biliyorsunuz ki ben avukatım. Aracımı alacağım zaman, mevzuat araştırması yaptım. Vergi dairesindeki görevlilere, defalarca, “ÖTV muafiyetinden yararlanıyorum. MTV muafiyetinden de yararlanmam için herhangi bir işlem yapılması gerekiyor mu?” diye sordum. Aldığım cevap hep; “Hayır, sistem otomatik olarak düşecektir merak etmeyin” oldu. Mevzuatta da açık bir hüküm göremedim. Bu söylediğim uygulama, bir Tebliğ ile düzenlenmiş. Ben bu işin içinde olduğum halde, haberdar olamadım. Ya hukukla içli dışlı olmayan insanlar bunu nasıl öğrenecekler. Ayrıca, sistem otomatik olarak falan düşürmüyormuş. Tebliğ gereği; yukarıda yazdığım işlemleri yapmanız gerekiyor.
Güzel ülkemin güzel düzenlemeleri. Evet, biz engelliler için her ne kadar onaylamasam da bu tip avantajlar getiriliyor. Belki, herkesle eşit yaşam standartları sunulamadığından bir nevi iyileştirme olarak düşünülüyor. Ancak; uygulamadaki süreç; iyileştirmeden çok, güçleştirmeye yönelik oluyor. Yan masada yapılan işlemin doğruluğunun diğer masada anlaşılabilmesi için şehirlerarası yolculuklar, yazışmalar ve uzunca bir zaman gerekiyor. Ne dersiniz, kim kime güvenmiyor?