Toplam Okunma 0

Merhaba arkadaşlar. Bu ay, biz görme engellilerin imzalarını bir türlü almayı başaramayan noterler, bankalar, tapu daireleri ve diğerlerinin, yaşadıklarını sandıkları, görme engelli nasıl imza atacak sorununa bir bakalım istedim.

 

Bu tür yerlerde temelde yattığını sandıkları ve bizlere de öyle lanse ettikleri kaygının, bizlerin güvenliğini sağlamak olduğu düşünülür. Oysa çoğunun asıl niyeti hiçte o değildir. Birçoğunun zihninden geçen asıl düşünce (bu noktada, gerçekten çözüm odaklı düşünen ve yardımcı olmak için çaba sarf edenleri tenzih ederim); “Şimdi ben buna bu belgeleri imzalattıracağım. Ama görmüyor. İleride bir sorun olursa, belgede yazanları okuyamadığını, ne olduğunu bilmeden imzaladığını söylerse, ben kendimi nasıl kurtarırım.” Ya da “Bu görmüyor, imza atacak ama nasıl atacak? Hangi yöntemle attırayım? Ya benden daha önce hiç bilmediğim bir yöntemi kullanmamı isterse; bir sürü işimin gücümün arasında bir de bununla uğraşacağım.” Veya “Şimdi buna bu belgede yazanları okumak lazım, zaman kaybı olacak, sırada da kaç kişi bekliyor. En iyisi, sizin güvenliğiniz falan deyip; iki de tanık bulayım, imzalatayım, bitsin bu iş. Hem kendimi de kurtarmış olurum. Sonra, ‘Ben imzalamamıştım.’ Falan da diyemez.”. Şimdi bu derin düşünceleri, bunları düşünene kadar bizi dinlese çözümü daha kolay bulacak, bir kenara bırakalım ve bizden imzamız istendiğinde nasıl hareket etmeliyiz ona bakalım.

 

Bir önceki yazımda da dile getirmiştim. Aslında temelde yatan sorun, toplumun, farklı bireylerinin, farklı işlevleri, farklı araçlar kullanarak yapabildiklerini algılayamaması nedeninden kaynaklanıyor. Neyse, şimdi biz bu olguyu da bırakalım bir yana.

Hepimizin kullandığı bir imza yöntemi vardır. Bazılarımız, ismini ve soy ismini yazabilirken; bazılarımız sadece isminin ya da soy isminin baş harfini kullanır. Önemli olan, kullandığınız imza her ne ise, aynı işlem için birden çok yere atarken, hep aynı imzayı atmanızdır. Bu aşamada bir noktaya daha değinmem gerekiyor. Bir kişinin isim ve soy ismini, kendi el yazısı ile yazıyor olması, o kişinin okuma yazma bildiğinin göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu durumda, biz görme engelliler okuma yazma biliyoruz ancak Latin Harflerini kullanmıyoruz. Dolayısıyla, Braille isim soy isim yazarak; okuma yazma bildiğimizi kanıtlayabiliriz diye düşünüyorum. Zira, benim okuyup yazabildiğim yazı odur. “Peki bunu nasıl yaparız?” derseniz, hani Braille yazı tabletleri vardır. Çok büyük değildir. Rahatça çantanızda taşıyabilirsiniz. Üzerinde minik dikdörtgen boşluklarda 6 noktalar vardır ve harfleri, çivi kalem ile yazmanıza yararlar. Düşünsenize arkadaşlar, imzamızı atmak gerektiğinde adımızı soyadımızı bu tabletlerle yazdığımızı. Aslında, bu muhteşem bir çözüm olabilir. Böylece, noter ya da işlem yapan banka görevlisi, işlem yaptıran ilgilinin hem görme engelli olduğunu hem de okuma yazma bildiğini kanıtlayacak delili elde etmiş; biz de bildiğimiz yazı ile adımızı soyadımızı yazıp imzamızı atmış oluruz. Ama bu da bir zorunluluk değil elbette, isteyen bu yöntemi tercih edebilmeli. Burada bir hayal kurarak; gittiğimiz noter ya da banka görevlisinin, işlemlerimiz tamamlandıktan sonra masadan Braille yazı tabletini ve kalemini çıkarıp; “Buyurun, adınızı soyadınızı yazıp imzanızı atın.” dediğini düşünmek istiyorum.

 

Bir sonraki aşamada gelen tereddüt ise, imzalayacağımız belgenin ne olduğunu gözlerimizi kullanarak okuyamayacağımızdan, o belgenin ne olduğunu anlayamayacağımız varsayımı aşamasıdır. Bu süreçte de hemen hepimizin cebinde bulunan akıllı telefonlar devreye giriyor. Bu telefonlara yükleyerek; bir belgenin fotoğrafını çekip; hemen o anda metne çevirerek okuyabileceğimiz harika uygulamalar var. Bunlardan bir tanesi, tüm işletim sistemleri ile uyumlu olan ve benim de sürekli kullanıp çok iyi sonuçlar aldığım Office Lens uygulaması. Bizden imza talep eden noter, banka ya da tapu dairesi veya herhangi bir kurumda, imzalamamız gereken belgenin fotoğrafını çekip metne dönüştürerek, hemen o anda ve orada okuyabileceğimizi görevlilere anlatmamız gerekiyor.

 

Aslında birçok kurum artık eğitimli görme engelli ile hiç okuma yazma bilmeyen insanın birbirinden farklı olduğunu yavaş yavaş idrak etmeye başladı ve kendi yasalarında da buna ilişkin düzenlemeler yaptı. Bu konu ile ilgili en önemli düzenleme, Noterlik Kanunu’nda var. En önemli diyorum çünkü imzamız lazım olduğu zaman en çok noterlerle sorun yaşıyoruz. Noterlik Kanunu’nda yapılan düzenleme ile artık bir görme engelli, noter tarafından yapılan düzenleme şeklindeki işleme imza atması gerektiğinde görme engellinin rızası aranacak. Kendisi isterse iki tane şahit bulundurulacak, kendisi istemediği takdirde noter, imzanın şahitler huzurunda atılması yönünde görme engelli bireyi zorlayamayacak.

 

Noterlerde yapılan düzenleme şeklindeki işlemler, noterin metnini bizzat kendisinin hazırladığı işlemlerdir. Örneğin vekâlet vermek, araç satışı gibi. Bu tarz işlemlerde, belgenin metnini biz yazmadığımız için, içeriğini de anlayamadığımız düşünülmekte. Bir başka ifade ile bizim o metne yazılmasını istediğimiz şeylerin tamamının yazılıp yazılmadığını kontrol edemeyeceğimiz, yani belgeyi alıp gözlerimizi kullanarak okuyup anlayamayacağımız önyargısından hareket edilmekte. Günümüz teknolojik gelişmeleri göz ardı edilmekte. İşte tam da bu aşamada, biz imzalamamız gereken belgeyi telefonumuzda mevcut uygulamayı kullanarak okuyabileceğimizi karşımızdakine anlattığımız zaman, sorun büyük ölçüde çözülecektir. Diyelim ki böyle bir uygulama yükleyemeyeceğiniz bir telefon kullanıyorsunuz. O zaman, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye Noterler Birliği’ne 2016 yılı sonlarında yazmış olduğu bir yazı var. O yazıda yer alan önerilerden yararlanacağız. Şöyle ki; bir görme engelli, noterde düzenleme şeklinde işlem yapacağı zaman, bu işlemin metninin kendisine e-mail ya da kısa mesaj ile gönderilmesini talep edebilecek. Böylece, metni okuyup; isteğine uygun olduğu kanaatine varırsa, belgeyi imzalayacak. Tabi bu durumda noter kendisine bir tutanak düzenleyerek; belge metninin, sizin e-mail adresinize mail ya da cep telefonunuza kısa mesaj olarak gönderildiğini, telefon numaranız ya da e-mail adresinizi de yazarak; metin içeriğini bu şekilde okuyup imzaladığınızı belirtecek. Bu aşamada, yaptığımız işlemlerde halen tanık isteyen noterlere bu önerinin ve Noterlik Kanunu’nun hatırlatılması gerekmektedir. Ayrıca, noter tarafından düzenlenecek bu tutanağa da itiraz etmemek gerekiyor.

 

Bankalar için, Bankacılık Hizmetlerinin Erişilebilirliğine Dair Yönetmelik ile zaten gerekli düzenlemeler getirildi. Buna göre, bankalar görme engelli müşterilerinin talep etmesi halinde hesap ve kredi sözleşmelerini incelemeleri için yeterli süreyi tanımak zorundalar. Ayrıca, bankalarla ilgili mevzuatta hiçbir dönem bir görme engelli müşteriye iki tanık huzurunda imza attıracaksın şeklinde bir düzenleme yer almadı. Böyle bir düzenlemeyi kendi iç genelgeleri ile de getiremezler, çünkü bu hem Türk Ticaret Kanunu’na hem de Türk Borçlar Kanunu’na aykırı olur. Kanuna aykırı bir iç düzenlemenin uygulanabilme ihtimali de yoktur.

 

Tapu daireleri ve diğer kamu kurumlarında da hem Hukuk Muhakemeleri Kanunu hem Türk Borçlar Kanunu ve hem de Türk Ticaret Kanunu ile görme engellilerin, kendileri talep etmedikleri durumlarda imzalarını iki tanık huzurunda atmaları zorunluluğu kaldırıldı. Bu da demek oluyor ki; iki tanık dayatması tüm yasal düzenlemeler ile yok edildi. Bu anlamda, hiçbir kurum ya da kuruluşun görme engelli birey bir yere imza atarken “Bana iki tanık getir.” talimatına yasal bir dayanak kalmadı.

 

İşte sevgili arkadaşlar, imzamız tüm yasal düzenlemelerle, tanıksız da atmış olsak, geçerli hale getirildi. Hepinize tanıksız imzalı işlemler.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.