Merhaba dostlar, bu ay canım dergidaşım Gülcan’dan haddim olmayarak rol çalacağım ve sizlere harika bir yaz tatlısı olan cheesecake tarifi vereceğim. Laf aramızda benim cheesecakem oldukça meşhurdur. Bir ara toplanın gelin, derginin cheesecake gününü yapalım.
Ben cheesecakenin tabanını burçak bisküviyle yapıyorum. Bunun için 250 gram kadar burçak bisküviye ihtiyacımız var. Onların standart paketleri 130 gramlık falan oluyor. Ben iki paket kullanıyorum. Taban için ayrıca bir çay bardağı ceviz içi ve yaklaşık 1,5 kaşık tereyağına ihtiyacımız var. Öncelikle tereyağımızı tavaya alıyoruz ve küçük ocakta altını kısık açarak erimeye bırakıyoruz. Bu arada bisküvileri rondodan çekip un haline getiriyoruz. Evinizde rondonuz yoksa, bisküvileri bir buzdolabı poşetine koyup elinize de soda şişesi ya da mutfağınızda bulunan başka ağır bir aparat alıp onunla da ezebilirsiniz. Ama bu yöntemle ezecekseniz, poşetin ağzını bağlamayın ve bisküvileri yerleştirdikten sonra poşet içinde hava kabarcığı kalmamasına dikkat edin. Yoksa poşet patlar ve kendinizi cheesecake hazırlamak yerine mutfak temizleyip bana küfrederken bulabilirsiniz. Cevizleri de küçültüyoruz ve bisküvi unu ile cevizi buluşturuyoruz. Ancak cevizleri çok un haline getirmeyin, tabanını yerken parça parça ağıza gelmesi harika bir lezzet veriyor. Bu arada cevizleri küçültürken ya bıçakla kesebilirsiniz ya da bisküviler için anlattığım taktiği kullanabilirsiniz. Bisküvi ve ceviz karışımının üzerine ocakta hafifçe erittiğimiz tereyağını da boca ediyor ve hepsini bir güzel karıştırıyoruz. Tabanımız hazır böylece.
22-25 santimetrelik bir kek kalıbına ihtiyacımız var. Benim kullandığım kalıp kelepçeli kek kalıplarının en büyüğü ama mutlaka o olması şart değil. Evinizdeki çapı 22 ya da 25 santimetrelik bir fırın kabını da çok rahat kullanabilirsiniz. Kalıbımızın içini yağlı kağıt olarak tabir edilen fırın kağıdı ile kaplıyoruz. Bunun için hazır kesilmiş bir kağıt kullanıyorsak işimiz daha kolay ama kendimiz kullanacağımız kaba göre kesiyorsak, kaptan biraz büyükçe kesmemiz gerekiyor. Kağıdı kalıbın üstüne ortalı biçimde yerleştirip, ellerimizle bastırarak, önce kabın tabanını kaplıyoruz. Köşeleri ve kenarları güzelce oturttuktan sonra kenar çıkıntılarını da kaplamamız gerekiyor. Benim yöntemim şöyle: Önce kâğıdı tabana yayıyorum. Kenarları da hafifçe yerleşecek ve dökeceğim karışım etrafından kaçmayacak kadar yerleştirdikten sonra hazırlamış olduğum cheesecake tabanını kalıba döküyorum. Ellerimle iyice bastırarak karışımın kek kalıbının tabanına tamamen yerleşmesini sağlıyorum. Böylece yağlı kağıt kek kalıbının tabanına tamamen yerleşmiş oluyor. Sonrasında kenar çıkıntıları kalıbın iç kenarlarına yerleştirip fazlasını elimle koparıyorum. Hazırladığımız kek kalıbını buzdolabına yolluyoruz. Biz kekin sıvı kısmını hazırlarken, o arkadaş dolapta serin serin dinlenecek.
Derince bir karıştırma kabını tezgahımıza yerleştiriyoruz. Sonra 600 gram labne peyniri ki genellikle 200 gramlık paketlerde satıldığından, üç paket koymanız yeterli olacaktır ve 400 gram sıvı kremayı ki kendileri de 200 gramlık paketlerde satılırlar ve iki pakete ihtiyacımız var. Bunları karıştırma kabında buluşturup, mikser yardımıyla yaklaşık 1,5 – 2 dakika kadar çırpıyoruz. Buradaki süre peynir ve kremanın birbirine iyice girmesiyle ilgili bir süreç olduğundan ve bazı peynirler biraz sulu bazıları çok katı olduğu için süreyi çırparken siz ayarlamalısınız. Paketi açtığınızda peynire dokunun, etrafında hafif su varsa 1,5 dakika yeterli olacaktır. Ama hiç su yok ve yoğurt gibi duruyorsa, o zaman 2 dakika çırpmalısınız ki kabın herhangi bir yerinde peynir topakları kalmasın. Peynir ve krema karışımını 1 su bardağı toz şeker ile buluşturup, tekrar çırpma işlemine devam ediyoruz. Bu süre de 1 dakika kadar oluyor ki, şekerler karışımın içinde mümkün olduğunca kaybolsunlar. Sonrasında 3 adet yumurtayı ekleyeceğiz. Ancak, her yumurtayı kırdıktan sonra yaklaşık 10 saniye kadar mikserimizi çalıştıracağız ve yumurtaların, “Benim sarım patlamadı, senin sarın benimkini kovalıyor” kavgalarına meydan vermeyelim. Yumurtaları da sakinleştirdikten sonra 3 yemek kaşığı nişasta ve 1 paket vanilya ile yarım limon suyunu karışımımıza ekleyip, yaklaşık 30 saniye kadar daha çırpma işlemini yapıyoruz. Bu aşamada tavsiyem, Mikseri çalıştırmadan önce kapalı haldeyken kabın içinde şöyle bir dolaştırın. Çünkü nişasta ve vanilya toz halde olduklarından ve çok büyük bir ihtimalle karışımın üzerinde kalacaklarından, hemen mikseri çalıştırırsanız, etrafa sıçrayacaklar ve mutfağınızda bir şenliğe sebep olacaklardır. Bu nedenle önce mikseri kapalı halde kaba yerleştirip, şöyle bir alt-üst edip sonra çalıştırırsanız çok daha sağlıklı bir sonuç elde edersiniz. Okuduğunuz gibi ailemi ve kendimi sizin özlü sözlerinizden korumak için gerekli her türlü uyarıyı yapıyorum.
Oluşan karışım oldukça cıvık olacaktır, bu sizi telaşlandırmasın. Biraz önce buzdolabına yolladığımız kek kalıbımızı oradan çıkarıyor ve kendisine her şeyin bir bedeli olduğunu, buzdolabında keyif yapmanın bedelinin de fırında pişmek olduğunu anlatarak, karışımımızı üstüne boca ediyoruz. Oldukça cıvık bir karışım olduğundan, herhangi bir dökülmeye ve mutfak kazasına neden olmamak adına, bu işlemi fırına mümkün olduğunca yakın bir yerde yaparsanız, fırına yerleştirme işlemi daha kolay olacaktır. Fırınımızı 180 dereceye ayarlıyoruz. Kek kalıbımızı fırının orta rafına yerleştiriyoruz. Kullandığınız kalıp cam ya da döküm ise ortanın bir altındaki rafa yerleştirmenizi tavsiye ederim. Kalıbı yerleştirdiğimiz rafın altındaki rafa fırın tepsimizi koyuyor ve içine 2 su bardağı su döküyoruz. Böylece kekimiz pişerken, alta koyduğumuz su fırının içinde buhar yapacak ve kekin yumuşacık ve çatlamadan pişmesini sağlayacak. 10 dakika kadar 180 derecede pişirdikten sonra, fırın ısımızı 160 dereceye alıyoruz ve yaklaşık 25-30 dakika kadar hiç kapağını açmadan pişirmeye devam ediyoruz. Bu sürenin sonunda fırınımızı açıp kekimizi kontrol ediyoruz. Kekin üst orta kısmı, muhallebi kıvamında olmalı. Yani parmağımızı dokunduğumuz zaman sanki muhallebiye dokunuyormuşuz gibi hissetmeliyiz. Eğer bu kıvamı hissediyorsak, kekimiz pişmiş demektir. Çünkü cheesecake klasik kekler gibi kaskatı olmaz. Fırınımızı kapatıyoruz ve yaklaşık 1 saat kadar fırın kapağımız hafif açık biçimde kekimizi soğumaya bırakıyoruz.
Tabii, “Kek orada pişerken ve soğurken yan gelir yatarım” düşüncesindeyseniz fena halde yanıldınız. En azından bir 10 – 15 dakika daha keyif yapamayacaksınız. Zira, cheesecakemizin kremasını hazırlamalıyız. Benim favorim böğürtlenli krema ama vişne, frambuaz, limon ya da başka bir meyveyle de elbette yapabilirsiniz. Bunun için hangi meyveyi tercih ediyorsanız, 300 gram kadar ihtiyacımız olacak. Meyvemizi tencereye alıyoruz, ardından damak zevkinize göre 4 ya da 5 kaşık kadar toz şeker ilave ediyoruz. Bizimkiler çok şekerli sevmedikleri için ben genelde 1 ya da 2 kaşık kadar koyuyorum ve meyvenin kendi tadını koruyorum. Sonra yarım su bardağı suda karıştırarak erittiğimiz 2 yemek kaşığı nişastayı ekliyoruz ve sürekli karıştırarak kremamızı pişiriyoruz. Burada da ocağı çok fazla açıp meyveleri yakmamaya dikkat ediyoruz. Bu nedenle en sağlıklısı hafif kısık ateşte pişirmek. Kremamız piştikten sonra onu da bir kenara alıp soğumasını bekliyoruz. Bu bekleme süresinde arada bir karıştırırsanız yüzü kabuklanmayacak ve daha güzel kıvamda soğuyacaktır.
Kekimizin fırında soğuma süresi de bittikten sonra çıkarıyoruz ve kremayı üzerine güzelce boca ediyoruz. Sonra yemek kaşığının ters tarafıyla hafifçe dokunarak ve kaşığı sağa sola sürükleyerek kremanın her yere dağılmasını sağlıyoruz. Bu aşamada elinizi güzelce yıkayıp, parmak ucunuzla kremanın kenarlara kadar geldiğini kontrol edebilirsiniz. Bir süre sonra bu kontrole ihtiyaç kalmıyor ve kaşığın kayış hızından kremanın ne kadar dağıldığını anlayabiliyorsunuz. Bir de zaten kremamız oldukça cıvık olduğundan, dökünce çok rahat biçimde kekin yüzünü kaplayacaktır. Hazırladığımız cheesecakemizi törenle buzdolabına gönderiyor ve en az 3 saat bekliyoruz. Tabi bu süre bir gün olursa lezzeti çok daha fazla artıyor.
İşte bu tarifin en zor kısmı o 3 saatlik bekleme zamanı oluyor. Hepsi bu kadardı afiyet olsun. Deneyip lezzeti damağınızda mutluluk patlaması yaşattığında, hissettiklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.