Toplam Okunma 0

Sanırım başlıktan çoğunuz bir şey anlamadınız.
Bu ifadeler, Microsoft firmasının, tüm bilgisayar kullanıcıları tarafından bilinen, Windows işletim sisteminin son sürümlerine verilen isimler.
Microsoft, Windows işletim sistemlerinin sürümlerine isim verirken sürekli farklı yöntemler deniyor. Ürettiği ilk Windows sürümlerini Windows 1.0, 2.0, 3.0, 3.1 şeklinde numaralandırdı. Sonra Windows 95, Windows 98, Windows 2000 biçiminde, üretildiği yıla göre adlandırdı. Bu arada, Windows NT diye ayrı bir sürüm daha piyasaya sürdü. Onu da numaralı olarak bir süre yükseltmeyi sürdürdü. Sonra yıla göre isim verme uygulamasından da vazgeçti, Windows Milenyum adlı bir sürüm çıkardı. Ardından Windows XP geldi. XP işletim sistemi sanırım 6 – 7 yıl boyunca bilgisayarlarımızdaki yerini korudu. Sonra Windows Vista ile tanıştık. Derken, Microsoft yeniden numaralı sürümlerle devam etmeye karar verdi ve Windows 7’yi karşımıza çıkardı. Bunu Windows 8 ve 8.1 izledi. Tam artık Windows 9 geliyor derken, yine bir değişiklik oldu. Evet, hâlâ numaralandırma yöntemi kullanılıyordu ama 9 yerine her nedense 10 numarası ile devam ediliyordu.
Microsoft bizi Windows’larına koyduğu isimlerle bundan sonra da şaşırtmaya devam edecek mi bilmiyoruz. Bekleyip göreceğiz.
Körler tutucu davranıyorlar.
Windows tahmin etmesi zor bir biçimde adlandırdığı sürümler çıkarıyor ama yeni sürümlere şüpheci yaklaşılabiliyor. Özellikle bilgisayar kullanımında biz körler arasında yaygın olarak görülen bir tutuculuktan söz etmemek olmaz. Biz körler, bu konuda her nedense oldukça tutucu davranıyoruz.
1999 yılında aldığım ilk bilgisayarımda Windows 98 vardı. Ankara’da bilgisayar kullanan kör arkadaşlarımdan yardım istediğimde, hemen hepsi, Windows 98’i kaldırıp, Windows 95 kurmamı istediler. Çünkü onlara göre Windows 98 körler için iyi bir sistem değildi, kullanımı zordu. Ben değil ama benim gibi yeni kullanıcı olan bir arkadaşım Windows 95 kurdurdu. Ne oldu dersiniz? Sistem bir kez bile kullanılamadan çöktü. Bu olayı yaşadıktan sonra, bilgisayar uygulamalarında eskiye bağımlı kalmamayı ilke edindim.
Buna benzer örneklere daha sonra da bolca tanık oldum. Windows XP çıktığında, artık herkes Windows 98 kullanıyordu ve bu kez de XP’nin kötü olduğu söyleniyordu. Oysa ben daha çıkar çıkmaz bilgisayarıma XP kurmuştum ve oldukça rahat bir biçimde kullanıyordum. Aynı tutuculuğu Windows 7’ye karşı da gözledim, Windows 8 ve 8.1’e karşı da…
Bu denli tutucu olmanın gereği var mı?
Bu tutuculuk için en çok dile getirilen gerekçelerden biri, karşılaşılabilecek değişikliklerin nasıl kullanılacağının öğrenilemeyeceği kaygısı.
Ancak, bu konuda unutulmaması gereken bir gerçek var. Hiçbir firma, piyasadaki bir ürünün yeni sürümünü ürettiğinde, eskisi ile arasında büyük farklar olmasını istemez. Çünkü iki sürüm arasında ne kadar büyük fark olursa, eski kullanıcıların yeni ürüne geçmeleri o kadar zor olur. Hiç kimse zaten kullanmakta olduğu bir sistemi bırakıp, yeni bir sistemi öğrenmek için can atmaz. Dolayısıyla, bir ürünün yeni sürümünde çok büyük değişiklikler sunmak ticarî değildir. Sunulan değişikliklerden bir kısmı bazı yenilikler içerebilir ancak, bu yenilikler kullanımı zorlaştıran değil, kolaylaştıran bir yapıda olmak zorundadır.
Bir başka gerekçe, ekran okuyucuların yeni sürüme uyum sağlayıp sağlamadığının bilinmemesi.
Bu birçok kullanıcı için haklı bir gerekçedir. Ama bu konuda da iki şey söylenebilir. Birincisi: çıkarılan yeni sürümün bazı arkadaşlarımız tarafından denenmesi beklenebilir, bu konuda elde edilen deneyimlerin paylaşılmasından sonra, kullanılması öneriliyorsa, yeni sürüme geçilebilir. İkincisi: Gerek ekran okuma yazılımlarının gelişimi, gerekse işletim sistemlerinin bu konuda eskisinden daha duyarlı bir yaklaşımla üretiliyor olması, yeni çıkan işletim sistemlerinin ekran okuyucularla daha kolay uyum sağlamasına yol açıyor. Örneğin, nvda adlı ekran okuyucu, Windows 7, 8, 8.1 ve 10 işletim sistemlerine ilk çıktıkları günden beri büyük ölçüde uyum sağlamıştır. Bu durumda nvda üreticilerinin başarısı kadar, Windows üreticilerinin duyarlı yaklaşımlarının da payı büyüktür. Hatta Windows işletim sistemi yapımcılarının bu konuda eskiye göre daha duyarlı olmasının arkasında, Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde yaşayan körlerin baskı ve taleplerinin de etkisini yadsıyamayız.
Bu nedenlerle, yeni çıkan bir Windows sürümüne veya bir uygulamanın yeni sürümüne geçerken fazla tutucu davranmaya gerek yok. Eğer deneyimli ve meraklı bir kullanıcı değilseniz, daha önce denemiş olan kullanıcıların görüşlerine başvurarak, sakıncalı bir durum yoksa yeni sürüme geçmeyi düşünmelisiniz. Çünkü eski sürümleri uzun süre kullanmak her zaman olanaklı değildir. Sizin dışınızda kalan kullanıcıların çoğunluğu bir uygulamanın yeni sürümlerini kullanmağa başladığında, o uygulama ile üretilen belgeler sizin uygulamanızla düzgün işlenemeyecek özellikler içerebilir.
Pekiyi, Windows 10 biz körler için uygun mu?
Bu konuda rahatlıkla evet diyebiliriz. Windows 10 içindeki bazı uygulamalar ayrı tutularak, işletim sisteminin genel özellikleri ve içerdiği yerleşik uygulamaların büyük çoğunluğu için olumlu görüş bildirebiliyoruz.
Windows 7’nin körler için daha sağlıklı ve kararlı bir yapı olduğunu kabul etmeliyiz. Ancak, yeni Windows sürümleri yaygınlaştıkça, eski sürümleri kullanmak zorlaşacağına göre, bize de yeni sürüme doğru bir yol görünecek. Windows 7’den sonra karşımıza çıkan Windows 8, başlat menüsünün yerini alan başlangıç ekranı nedeniyle birçok kullanıcı tarafından eleştirildi. Gerçekten de, sadece körler için değil, gören kullanıcılar için de oldukça kullanışsız olan bu özellik, Windows 8.1 sürümünde biraz değiştirildi ise de, yine beğenilmedi. Bunun üzerine Windows 10 işletim sisteminde, eski başlat menüsü, içine Windows 8 ile getirilen özellikleri de alarak geri geldi.
Aslında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Windows 7 ile, Windows 8 - 8.1 arasındaki en belirgin fark, bu başlat menüsü meselesiydi. Windows 10 ile bu sorun da çözüldüğüne göre, yükseltmemek için önemli bir neden kalmıyor diyebiliriz.
Başka hiç mi fark yok?
Tabii ki başka farklar da var. Bu farkları da kısaca belirtelim.
o Bilgisayarı kapatmak istediğimizde, eskiden Windows tuşuna bastıktan sonra bir kez sağ veya sol yön tuşuna basarak, arama yazı alanının yanındaki kapat düğmesini bulabiliyorduk. Şimdi şu yollardan birini deneyerek kapatma seçeneklerinin olduğu menüye ulaşabiliriz:
o Ekranın altındaki başlat düğmesine fare ile sağ tıklayarak açacağımız menüdeki bilgisayarı kapat düğmesini bulup basabiliriz, klavyeden Windows + x, k basarak da aynı ögeye ulaşabiliriz.
o Windows tuşuna bastıktan sonra iki kez yukarı yön tuşuna veya iki kez shift + tab basarak bulacağımız güç düğmesine basabiliriz veya her zaman yaptığımız gibi, masa üstünde alt + f4 basabiliriz.
o Denetim masasına alternatif olarak bir de ayarlar menüsü geldi. Windows + ı basarak açabildiğimiz bu menüdeki bazı ayarlara denetim masasından ulaşmak oldukça zahmetli olabiliyor, ayrıca, buradaki ayarların kullanımı daha basit görünüyor.
o Windows 10 ile gelen yeni internet tarayıcısı henüz ekran okuyucularla uyumlu olmadığından, internet Explorer veya başka bir web tarayıcısını varsayılan yapmak gerekiyor. Bunun için, denetim masasındaki varsayılan programlar ögesinden yararlanıyoruz.
o Başlat menüsünden bulduğumuz bir uygulamanın kısa yolunu masaüstüne almak için, eskisinden biraz daha karmaşık bir yol izliyoruz. Bulduğumuz uygulama üzerinde sağ tıklıyor veya klavyedeki uygulama tuşuna basıyoruz. Açılan menüden dosya konumunu aç ögesini seçiyoruz. Göremiyorsak, diğer alt menüsüne basabiliriz. Dosya konumunu açtığımızda, eğer yön tuşlarıyla veya fare ile oynamadıysak, açılan klasör penceresinde yine aynı ögenin üzerinde olmamız gerekiyor. Yeniden uygulama tuşuna basıp, gönder menüsü altında, masaüstü seçeneğini seçiyoruz.
Ya kullanamadıklarımız?
Windows 8 ile gelen ve Windows 10’da da devam eden bir uygulama türü var. Önceleri metro uygulamaları, sonra modern uygulamalar, en son da evrensel uygulamalar adını alan bu uygulamaların büyük bir bölümü ekran okuyucular için şimdilik erişilebilir değil. Windows 10 içerisinde bu tür uygulamalardan bazılarını kullanabiliyoruz. Örneğin, filmler ve TV, takvim, hesap makinesi rahatlıkla kullanabildiğimiz uygulamalar arasında. Windows posta, mesajlaşma, kişiler, mağaza gibi bazı uygulamaların büyük bölümünü kullanabiliyoruz. Ancak, henüz yeterli değil. Microsoft Edge adlı yeni web tarayıcısı, nvda ile bir ölçüde erişilebilirse de, şimdilik yeterli değil.
Kimler Windows 10’a geçmeli?
Ben bu soruya şu yanıtı veriyorum: bilgisayarında hâlen Windows 8 veya 8,1 bulunduranlar kesinlikle Windows 10 ücretsiz yükseltmesinden yararlanarak geçiş yapmalı. Windows 7 kullananlar, şimdilik bilgisayar kullanımında ciddi sorunlarla karşılaşmıyorlarsa, acele etmeyebilirler. Ancak, bu durumun uzun sürmeyeceğini akıllarından çıkarmasalar iyi olur.
Görüşmek üzere.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.