Editörler: Burak Sarı
Yazım Denetimi: Gülcan Altun, Canan Çam Yücel.
Web Sorumlusu: Can Deniz Balkaya, Ramazan Derin
İletişim Bilgileri
2014 yılında, sesimiz yeni soluklarla buluşsun diye internetin sokaklarına savurduğumuz sayfalar dev bir kuleye dönüştü. Sesimize eklenen sesler, ayrımcılığa ve sağlamcılığa karşı güçlü bir koroya dönüştü. 100. sayımıza ulaştık. Diyor ya şair:
“Tam yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum
Sana, İstanbul’a.”
Bizler de tam 100 sayı ile dokunuyoruz hayata ve okurlarımıza. Elbette 100. sayımız için güzel bir sürprizimiz var. Bizi takipte kalın.
100. sayımıza can sıkıcı gelişmelerle başlamak istemedik. Tesadüfen güzellikler bizi buldu. Ayrımcı uygulamaları bulutlarda gezen havayolu firmalarına rağmen yazarımız Sevgi Mart Göcen, sorunsuz bir uçak yolculuğu yapıyor.
“Sevgi’nin caydırıcı sertliği bu konuda rol oynamıştır” diye düşündük ama tanıdığımız en naif insanlardan biri olan Nurşen Korkmaz’ın yazısı bu tespitimizi boşa düşürüyor.
Meral Sözen’den güzel ve erişilebilir bir film değerlendirmesi geliyor.
Kadrolu eleştirmenimiz Gülcan Altun durur mu? 100. sayımızda da sesli betimleme değerlendirmesi yapmak istemiş.
Hop-Çiki-Yaya Polisiyeleri... Yazının başlığı, yazarını ele veriyor. Eylem Yurtsever’den çok güzel bir kitap değerlendirmesi.
Güneşin yere düşen ışınları belki hayallerin yaklaşmakta olan gölgeleridir. Ali Çolak’ın güzel çevirisiyle bir körün bir görene, görsel bir olay anlatımına tanık oluyoruz.
Dergimizin en emektar yazarlarından Pınar Yavuz, yeti farklılıklarına bakış açısının nasıl şekillendiğini anlatıyor sıcacık kalemiyle.
Elif Emir Öksüz, o masum akademisyen görünümü altında neler saklıyormuş! Görenlerin arasına ajan yerleştirmiş. Ne güzel yapmış. Hep görenler mi bizi gözleyecek?
“Mikro saldırganlık” kavramıyla bizi tanıştıran Deniz Aydemir Döke’den güzel bir mikro saldırganlık yazısı.
“Anneciğim, neden senin paranı almadı?” Bir çocuğun zihnini yoracak kadar can sıkıcı bir mikro saldırganlık biçimini Dilek Başar Açlan’ın kaleminden okuyoruz.
Konuk yazarımız Nuri Turhan da üstenci bakış açısını irdeliyor.
Sürekli sokağın nabzını tutan Engin Yılmaz, dokunulmazlık hakkımızı savunuyor.
Gelmişiz 2022 yılına, hala engelliler için ayrı halk eğitim projeleri tasarlanıyor. Ayrıntılar Canan Çam Yücel’de.
“Hadsizlik çok güzel, gelsenize” diyor Burak Sarı. Ne demek istiyor sizce?
Gamze Sofuoğlu ise bir yazıya dünyaları sığdırmış. Bizler de gidip tekrar okuyacağız.
Noterler Birliği ile girdiğimiz onur mücadelesini, konuk yazarımız Turhan İçli özetliyor.
Bulutların üzerinden, pardon Güneşin sofrasından, pardon 100. sayımızdan yaptığımız yayın burada sona eriyor. Sürprizimiz için takipte kalın. 101. sayımızda görüşmek üzere.
Sesli Dinle