Toplam Okunma 0
Yere uzanmış ve kafasını ellerine dayayarak bilgisayar ekranına bakan bir çocuk çizimi

Günümüzde cep telefonlarımızı iletişim dışında pek çok konuda yoğun olarak kullanıyoruz. Sosyal medya kullanımı ve takibi, market, kıyafet ve ayakkabı alışverişleri, finansal işlemler, kitap okuma, e-postalarımızı takip etme, gündelik diğer işlemler ve daha fazlası için cep telefonlarımız elimizden düşmüyor. Hal böyle olunca da ekran başında kalma süremiz uzuyor. Ebeveynlerin söylediklerini değil yaptıklarını yapan çocuklarımız da bundan nasibini alıyor ve onlar da ekran başında bolca vakit geçiriyor.

 

Gerçekten de çocuklarımıza söylediklerimizle değil hal ve hareketlerimizle, davranışlarımızla örnek oluyoruz ve etkiliyoruz onları. Onlar da bizi gözlemliyor ve kendi yaşamlarında da uyguluyor. Ekranlar artık yaşamımızın bir parçası. Ne kendimizi ne de çocuklarımızı ekran başından tamamen ayırmak mümkün değil. Ancak buna bir sınırlama getirebilir, daha yararlı işler için ekranları kullanabiliriz. Eğer biz bunu başarırsak çocuklarımıza da yansıyacaktır. Peki çocuklarımızın hangi uygulamaları, oyunları ve siteleri takip ettiklerini nasıl anlayabiliriz? Onları zararlı içeriklerden nasıl koruyabiliriz?

 

Aslında bu konu dışarıdan bakıldığında sanki sadece kör ebeveynlerin sorunuymuş gibi görünüyor. Çünkü sağlamcı bakış açısına sahip kişiler bizim bu konuda da etkin olamayacağımızı düşünüyorlar. Bu bana çok soruldu: “Nasıl takip ediyorsun çocuğunun hangi oyunları oynadığını, oyunların içeriklerinde neler olduğunu nasıl anlıyorsun, şiddet, küfür, ayrımcı söylemler içeren video ve görsellerden nasıl koruyorsun?” Ben aynı soruyu onlara sorduğumda ise kendileri gördükleri için buna engel olabileceklerini savunuyorlar. İyi de çocuğunuz her izlediği şeyi sizinle paylaşıyor mu ki? Yanına oturduğunuzda hemen telefonunu ya da bilgisayarını kapatmıyor mu? Geçmişe dönük olarak çocuğunun cihazını ondan gizli olarak inceleyebilirsin ama bunu biz kör ebeveynler de yapabilir. Hem çocuğun özel eşyasını kendisinden gizlice karıştırmak ne kadar doğru? Bize yapıldığında kızdığımız bir şeyi çocuğumuz bile olsa başkasına yapmalı mıyız? Bu konu üzerine sayfalarca yazı yazılabilir ve tartışılabilir. Ben bu yazımda kendi deneyimlerimden yola çıkarak birkaç ipucu vereceğim. Siz de kendi deneyimlerinizi ve yöntemlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

 

Ben Online alışveriş yapıyorken çocuğuma telefonuyla oynamamasını söylediğimde, “Anne, sen de bırak telefonunu elinden o halde” diyerek hemen itiraz ediyor. Telefonu kullanma sebebimiz farklı olsa da sonuçta her ikimizin elinde de telefon var. Yani kendimi haklı çıkarmaya çalışmak işe yaramıyor. Çocuğumuzdan önce kendimizin telefondan uzaklaşması gerek. Ben telefonuma hiç oyun indirmemiş olabilirim ancak eşimin telefonunda çeşitli oyunlar varsa ve oynuyorsa bundan çocuğumuz da etkilenecektir. Babalar öncelikle kendilerine oyun oynama sınırı koymalı ve bu sınırı aşmamalı. Anne ve babalar birbirleriyle çelişmemeli, benzer davranışları göstermeli. Babasının telefonunda oyun oynadığını gören çocuk, kendisi de oyun oynayacaktır. Çocuğumuza hangi oyunları oynadıklarını direkt olarak sormak her zaman iş görmeyebilir. Kendilerinin sorgulandıklarını hissettiklerinde iletişime kapalı olabiliyorlar. Oynadıkları her oyun hakkında bize bilgi vermeyebiliyorlar ya da kaçamak cevaplarla savuşturabiliyorlar. Bunu öğrenmenin yöntemlerinden biri de sohbet aralarında geçen ifadelerdir. Sohbet konusunu bir şekilde oyun, uygulama ve video gibi konulara getirebilir, çocuğumuzun konuya dâhil olmasını ve yorum yapmasını sağlayabiliriz. Çocuğumuzun yorumlarından ve anlattıklarından pek çok şey öğrenebiliriz. Teknoloji de bize destek olabilir. Ben Family Link uygulaması ile çocuğumun hangi uygulamaları telefonuna indirdiğini, hangisini kaç dakika kullandığını takip edebiliyorum. Sadece takip etmekle kalmıyor, günlük olarak kaç saat bunları kullanabileceğini de yönetebiliyorum. Üstelik uygulama oldukça erişilebilir. Çocuklarımızı ekran başından uzak tutmanın bir yolu da onlara farklı alternatifler sunmak. Piknik sepetimizi hazırlayıp yakınımızdaki bir parka gitmek; sahilde oturup çekirdek yemeyi teklif etmek; çocuğun sevdiğini bildiğiniz diğer aktiviteleri yapmayı önermek; maça, sinemaya, konsere ya da tiyatroya gitme planları yapmak da bizi ve çocuğumuzu ekranlardan uzak tutacaktır.

 

Yukarıda yazdığım öneri ve yöntemler her zaman ve her koşulda çalışmayabilir. Her ebeveyn ve her çocuk için de geçerli değildir. Hangilerinin kendimiz ve çocuğumuz için uygun olduğunu deneyerek ya da tanıyarak ancak kendimiz keşfedebiliriz. Deneyimlerimizi birbirimizle paylaşarak gelişebilir, yenilerini üretebiliriz. Unutmayalım ki ekranlarda geçirilen zamanın süresi ve niteliğini takip etmek sadece bizim için değil, tüm ebeveynler için kolay olmayan bir durum. Önemli olan şey bunu nasıl başarabileceğimizdir.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.