Toplam Okunma 0

Merhaba sevgili dostlar. Geçen birkaç aydan sonra, bu aya sizlere güzel bir şeyler yazmak istemiştim. Ama ben ne kadar uğraşsam da bir türlü olmuyor. Birçoğumuzun üyesi olduğu e-posta gruplarında bu ayın konusu EKPSS idi. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı.

Bu sınavı neresinden tutup anlatayım diye çok düşündüm. Bir kere sınavın varlığı başlı başına bir ayrımcılık vakası. Devletin yetersizliğini, kötü ve eksik eğitim politikasını örtbas etmek için uydurduğu ama özünde yarattığı yıkımın farkında olmadığı, belki de olmak istemediği bir facia. Çünkü söz konusu sınavın getiriliş amacı, engelli öğrencilere yeterince eğitim imkânı sağlanamadığı, her okulda gerekli erişilebilirlik düzenlemelerinin gerçekleştirilemediği gerekçesi ile oluşan fırsat eşitsizliğinin kapatılması olarak açıklanıyor. Aslında meseleyi kronikleştirmeden çözmek dururken, yaşanan sorunun üstü örtülüp; etrafından dolaşılıyor ve akla mantığa sığmayacak yöntemler bulunuyor.

Peki, her ne kadar benim böyle bir açıklamayı kabul etmem mümkün değilse de bir an için bunun geçerli ve makul bir açıklama olduğunu varsayalım. EKPS Sınavına girenler için herhangi bir denetim söz konusu mu? Gerçekten engelli olanlar mı bu sınava giriyor; yoksa kılıfına uyduran herkes mi? Elbette ki yüzde kırk engelli raporuna sahip olan herkes EKPS Sınavına girmeye hak kazanıyor. Peki, bu rapor için ne gerekiyor, diyabet hastalığı, kalp rahatsızlığı, böbrek yetmezliği, aşırı kilo vesaire. Görüldüğü gibi, sınavın getiriliş amacıyla sınava katılanlar arasında hiçbir oran söz konusu değil. Çoktan hedef terkedilmiş.

Bir başka sorun ise sen kamu kurumu olarak personel alacaksan, bu personeli neden engelli ve normal diye ayrıştırıyorsun. Neden zaten önyargıyla yetişmiş idari amirlerin kafasına daha kişiyi tanımadan, yeteneklerini görüp anlamadan, “o engelli zaten, üstelik EKPSS ile geldi; gerekli verimi alamam” kodlamasını gönderiyorsun. Neden insanlar farklı farklı kulvarlardan gelerek aynı kadroya yerleşiyorlar. Sonra da aralarında eşitlik olduğunu, aynı işi yapabileceklerini anlatmak için kendilerini paralıyorlar. Görüldüğü gibi, aslında kamuda çalışan engelli personelin yaşamakta olduğu birçok sorunun temelinde EKPSS denilen saçmalığın yarattığı önyargılar yatıyor.

Ancak, ülke gerçeği buysa, engellilerin kamu kadrolarına atanabilmek için kat etmeleri gereken yol böyleyse, kişilerin çalışma haklarını baltalamamak hatta bu hakkın kullanımı için pozitif tedbirler almak zorunda olan ülke yönetiminin, pandemiyi bahane ederek, EKPS Sınavını ertelemesi, engelli kadrosu açmaması, taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil etmektedir. Engelli istihdam politikasını kodladığı EKPS Sınavını hiçbir mantığa sığmayan bir gerekçe ile ertelemek; Anayasa’nın ikinci kuşak haklar olarak saydığı çalışma ve ekonomik hayata aktif katılım haklarını da ihlal etmektedir. İzlenen politikada, 2020 yılı içerisinde yapılması planlanan tüm sınavlar iptal edilse idi EKPS Sınavının da bu kapsamda ertelenmesi gerçekten pandemi sürecine bağlanabilir ve bu bağlamda, yaşam hakkı gibi daha üstün bir hakkın, çalışma hakkına tercih edildiği düşünülürdü. Oysa planlanan tüm sınavların kimi zamanında kimi de ertelenerek yapıldığı halde, salt EKPS Sınavının, ÖSYM tarafından 08.09.2020 tarihli duyuru ile belirsiz bir tarihe ertelenmesi, kamuda boş kadro bulunmasına rağmen, herhangi bir atama gerçekleştirilmemesi, açıkça ayrımcılık teşkil etmektedir. Devletin birtakım vatandaşlarını yok sayması anlamına gelmektedir. Peki, bu ertelemede yine kendi ayağımıza sıkan, savaş baltasını engellilere yöneltenler olmadı mı? Elbette oldu. Bazı sözüm ona engelliler adına mücadele veren oluşumlar, EKPS Sınavına girecek kişilerin engelli olduklarını, bir kısmının kronik hasta olduğunu, bu nedenle de bulaş riskini artıracağını iddia etmiş hatta bu yönde açıklamalar yapmış; görüşmeler gerçekleştirmişlerdi. Gelinen noktada, gerekli tedbirlerin alınarak, sınavın yapılabilmesinin mümkün olduğu gerçeği gün gibi açık dururken, yetkililer tarafından kolay olan tercih edilmiş; hatta bunu destekleyenler de var nasılsa diyerek; sınav bu gün itibariyle belirsiz bir tarihe ertelenmiştir.

Doğrudur ya da yanlıştır; olmalıdır ya da olmamalıdır. Bunlar hep tartışılabilir ancak, günümüzde okulunu bitirip; bir meslek sahibi olmuş ve hayata atılmayı, bir kamu kurumunda görev almayı planlayan insanların tek seçeneği olan EKPS Sınavına yönelik önlerine konan bu belirsizlik; kişileri hem psikolojik hem de ekonomik açıdan bunalıma sokmakta; hem bireysel hem de toplumsal anlamda yıpratıcı sonuçlar doğurmaktadır.

Tüm bu yaşananlardan çıkan sonuç nedir dersek; öncelikle Devletin eğitim politikasını değiştirmesi ve tüm bireyler için eşit, erişilebilir ve engelsiz eğitim olanaklarını sağlaması böylece, tüm vatandaşlarının eğitim hakkından tam ve eksiksiz yararlanmasını gerçekleştirmesi gerekir. Bundan sonra yaşanacak süreç ise bireylerin kendi çaba ve ilgilerine bırakılmalıdır. İkinci aşama olarak ise kamu kadrolarına girişte yaşanan bu iki başlı sınav sistemini ortadan kaldırarak; gerçekten adil ve eşit bir sınav sistemi getirmelidir. Evet, dostlar, işte bir mücadele alanı daha. Haydi, o zaman enerjimizi toplama ve sahaya çıkma zamanı.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.