Bu okuduğunuz yazı görme engelli biri tarafından yazılmıştır. Görme engelli olarak ben bu yazıyı bilgisayarımda yazdım. Görme engelli olan editörlerin denetiminden ve görme engelli olan diğer yazarların görüşlerinden sonra, görme engellilerin okuyabilmesi için görme engelli biri tarafından siteye yüklendi.
Evet değerli okur!
Sık sık sosyal medyada, toplum içerisinde ve hatta bilimsel bir alanda karşılaştığımız bir şeyden bahsediyorum. Bu öyle bir şey ki, sizin kişisel yeteneklerinizi, özelliklerinizi ve kapasitenizi yok sayan ve sadece engelli olmanızı öne çıkaran ve çıkardığı kalıbın içine istisnasız herkesi alan bir yok sayılma hareketi. Mutlaka rastlamışsınızdır. Medyada, sosyal medyada veya başka bir alanda bir engellinin yazmış olduğu yazı, söylemiş olduğu söz, yapmış olduğu çalışma, söylediği şarkı ve ortaya koyduğu bir yapıtın başına “görme engelli”, “ortopedik engelli”, “otizm hastası”(otizm bir hastalık değildir) veya “işitme engelli” diye sizin emeklerinizi, kişisel özelliklerinizi ve en önemlisi şahsınızı yok sayıp engelinizin bulunduğu kalıpta öne çıkarılmak.
Bazılarınız şimdiden rahatsız oldunuz değil mi? Peki neden rahatsızlık duydunuz?
- Emeğinizin yok sayılması
Evet, emeğinizin yok sayılmasından bahsediyorum. Yaptığınız bir işin sırf görme engelli olduğunuz için küçümsenmesi veya yok sayılması başınıza gelmedi mi? Çevreniz tarafından başarınız alttan alta “bu görmüyor ya, buna imtiyaz tanımışlardır, kolaylık sağlamışlardır” seslerini hiç duymadınız mı? Zaten onlara farklı sınavlar, farklı uygulamalar veya farklı denetimler yapılmıyor mu?
- Engelinizin yaptığınız işin önüne konulması
Oldukça önemli bir konuda büyük bir başarı elde ettiniz. Bir ortamda sizin ortaya koyduğunuz yapıt üzerine konuşuluyor. Ancak üçüncü cümleden sonra iş sizin engelliliğinize geliyor ve oradan devam ediyor. Varsa yoksa sizin bu kötü durumdaki yaptıklarınız.
- Engelli olduğunuzun anlaşılması
Evet, biraz tersten düşünelim. Aramızda engelini saklayanlar yok mu? Engelli olduğu anlaşıldığında ortamdan uzaklaşan, kendini dış dünyaya kapatan veya engelinin ortaya çıkmasına sebep olan şeylere sinirlenen.
Gelelim yazının başlığından rahatsız olanlara, ya siz:
- Görme engelli olduğumu belirtmem
Bu başlıkta görme engelli olduğumu belirtmeme ne gerek vardı değil mi? Facebook’ta, Twitter’da ve diğer sosyal medya hesaplarında isimlerin yanında “görme engelli” yazanların amaçları ne olabilir? Bir radyo programında atılan bir istek mesajında, bir konuya, sayfaya atılan yorumda ve televizyon programlarında sorulan sorularda bu cümleyi hiç duymadınız mı? “Ben bir görme engelliyim.”
- Görme engelli olmamı kullanmam
Yazdığımız yazının, ürettiğimiz yapıtın, söylediğimiz sözün veya paylaştığımız bir şeyin başına neden “görme engelliyim” kelime grubunu yerleştiriyoruz. Yapılan bir iş bölümünde neden bunu belirtiyoruz. Her hangi bir işten kaçmak, ayrıcalık ve ayrımcılık beklemek...
- Sadece engelli olduğum için sizi arkadaş sayabilme küstahlığında bulunmam
Engelli olmam diğer bir engelliyi benim neden kardeşim yapıyor? Ben neden sırf görme engelli olduğum için engelli ya da değil birilerini tanımadan onların kardeşi ya da arkadaşı oluyorum?
Hiçbir şeyden memnun olmuyorum değil mi? Gelin kapsamı biraz daha genişletelim:
Düşünün Facebook’ta dolaşırken bir yazı görüyorsunuz.
“Bu yazı çok değerli görme engelli arkadaşımızdan alıntıdır.”
Yazının içeriğine bakıyorsunuz. Engellilik ile sakatlık ile uzaktan yakından alakası yok. Peki, kişinin burada bunu yazmasındaki sebep veya amaç ne?
Bir engelli müzisyen kişinin müziği paylaşılırken “engelli müzisyen” ibaresini kim ne için koyuyor?
Birçok yerde alacağı hizmette görme engelli olduğunu belirtmesi, pazarlıkta ve indirimlerde bunu kullanmak istemesinin temel sebebi ne?
Az görmesi bulunan ve yanında birçok şeyi taşımasına rağmen en çok ihtiyaç duyduğu bastonu taşımayıp, “o bana yük olur” demek nereden kaynaklanıyor?
Yine engelli olan bir kişinin sanal olarak hareket ettiği dünyada engelliliğine ilişkin hiçbir belirti vermeyip, aksine bunu saklamak istemesinin sebepleri neler?
Bağımsız hareketten bahsedildiğinde “ben böyle rahatım” cümlesinin ailesel, kişisel ve sosyal sebepleri neler?
Engellilik bizim için ne? Bir kimlik, bir özellik, bir farklılık, bir eksiklik… Bunlardan hangisi veya hangileri?
Engelliliği saklamalı mıyız? Her yerde, her durumda belirtmeli miyiz? Bizim için sınır ne?
Engelli kelimesinin biz neresinde, ne şekildeyiz?
Neden kör, sakat veya topal kelimeleri beni rahatsız ediyor?
Ben ne kadar engelliyim ve ne kadar Oğuzhan?
Eğer aklınızda şimşekler çaktıysa, soruları okurken aklınızdan bir şeyler geçtiyse düşünme ve tartışma ortamını oluşturduk demektir. Soruları bir başka yazıda ele alacağımı söylerken isteyenler mail adresime kendi cevaplarını gönderebilirler.