Merhaba çok değerli okurlar. 2023 yılını da geride bıraktık. 2024 yılının daha eşit, erişilebilir ve engelsiz olmasını diliyorum.
Çoğumuzun bildiği gibi bulunduğumuz her ortamda bir veya birkaç kişi ya bize acır ya da bizleri yüceltme gereksinimi duyar. Hiçbir şey yapamazsa bir yakınımızı yüceltir. Bu tutuma benim tecrübe ettiğim kadarıyla öğretmenler tarafından derste sınıfın düzenini sağlamak için de başvuruluyor. Derste sınıfı susturamadıkları zaman ya da öğrenciler tarafından dinlenmedikleri zaman “Bana saygınız yok. Bari o arkadaşınıza saygınız olsun” gibi cümlelerle otorite sağlıyorlar. İsmimizi kullanma gereği bile duymuyorlar. Ne de olsa biz hepsinin ya arkadaşı ya da engelli kardeşleriyiz. Bu muamelenin amacıyla ilgili sabit bir sonuca varamadım doğrusu. Ya bir ajitasyonla sınıfı etkileyip bir süreliğine bile olsa sessizliği sağlamaya çalışıyorlar ya da kendilerine duyulmayan saygıyı farklı değerlendirdikleri kişi üzerinden elde etmeye çalışıyorlar.
Peki, hiç düşündüler mi acaba? Engelli kişi üzerinden otorite kurmaya çalışmak saygı duymaktan çok ilgili kişinin sıradan olma hakkını elinden alarak ona saygısızlık yapmak değil mi? Bu muameleyi uygulayan öğretmen, sınıfta beni saygı duyulması gereken, acınası ama yüceltilmezse de üzülen, hiçbir zaman onlarla eşit olmayan biri olarak gösterdiğinin farkında mı acaba? Ona duyulmayan saygıya bu şekilde mi ulaşacak?
Ders dinleme konusunda ya da başka bir konuda herkese saygı duyulmalı. Bunu sadece engelli kişiler için dile getirmek yanlış algılara neden olabilir. Yeti farklı bireyin özel bir saygıya ihtiyacı yoktur. Herkese duyulan saygı ona da duyulmalıdır. Büyüklerine, öğretmenlerine saygı duymayan bireyler kimseye saygı duymazlar bence. Bu muamele, maruz kalan kişiyi küçük düşürmekten başka hiçbir şey değil. Öğretmen bile olsa hiç kimsenin bir diğerini küçük düşürme, ona acıma ya da onu acındırma gibi bir özgürlüğü olamaz. Bu tür muamelelerin son bulduğu yıllar diliyorum.