119. Sayı, Ocak 2024

Yepyeni bir yıldan merhaba sevgili okurlar. Geçtiğimiz günlerde körler için milat denilebilecek bir gelişmeyi dünya tarihine kazandıran Louis Braille'in doğum gününü geride bıraktık. Körlerin kendilerine özgü bir sistemle okur-yazar olmalarının yolunu açan Louis Braille, 04.01.1809'da doğmuş. Engelsiz Erişim Derneği 2024 yılı 4 Ocak'ını başka bir etkinlikle tarihe not düştü. Türkiye Noterler Birliği'nin ayrımcı uygulamasına bir tepki olarak kabartma yazı mektuplarını Noterler Birliği'ne gönderme kararı aldı ve tüm körleri bu çağrıya katılmaya davet etti. Bu gelişmelerden esinlenen Gülcan Altun, düşünmeden edememiş ve yazının insanlık tarihinde olan yerinden Louis Braille'e, oradan da kendine uzanan bir yolculuğa çıkmış. Yolda gördüklerini heybesine doldurmuş da gelmiş.

Aylak Adam ve Aylak Kadın artık konuk olmaktan çıkıp yazar kadromuza katıldılar. Bu ay bize kızları Mısra için erişilebilir hale getirdikleri bir kütüphane kitaptan birini tanıtmayı seçmişler. Çok da iyi etmişler. Kitabın adı da güzel, yazarı da. Okumadan geçmeyin bizce.

Başka bir kör anne Dilek Başar Açlan, kızı Ela Hipatya ile ilgili pek çok deneyimini paylaştı daha önce bizlerle biliyorsunuz. Ela Hipatya dergimizle birlikte büyüyen çocuklardan yalnızca biri. Artık okullu oldu. Rengarenk başka bir dünya açıldı önünde. Ailesi onun ilk okul heyecanını, yani ana sınıfı alışverişini nasıl halletti dersiniz? Yanıtlar Dilek'in yazısında.

Şimdi baktım da dergimiz kör annelerle doluymuş. Bunlardan biri de Nurşen Korkmaz. Onun da okula gönderdiği bir öğrencisi var yani. Ancak o artık bir ergen ve hayata dair farkındalığı daha fazla. Belki de ifade edebilme yetisi fazla. Neyse erişilebilirliğin farkında olmayan pek çok yetişkinin aksine, gelişmeler mutlu ediyor onu ve heyecanını annesiyle paylaşıyor. Ötesi Nurşen Korkmaz'ın yazısında.

Bir diğer anne Sevgi Mart Göcen. Ancak ne yazık ki Sevgi'nin bu ay paylaşacakları yukarıdaki üç anne gibi umutlandırıcı değil. Doktor olmak, toplum kodlarından kurtarmıyor insanı. Hele ki her şeyi tıbbi bakış açısıyla değerlendiren göz doktorlarıysa söz konusu olan. Detaylar Sevgi Mart Göcen'in anlatısında.

Önyargı bariyerleri her yerde, her zaman, herkes için olan bir şey. Ya onu parçalamak mümkün mü? Karşıdaki onu parçalamaya niyetli mi ki? Bunun yanıtı bulunabilir mi? Neyse bu sorular uzar gider ama Burak Sarı'nın sorgulamasını okudukça okuyasınız gelir.

Önyargılar o kadar hakim ki hayatımıza, karşıdakini salt engelliliği ya da etnik kimliğiyle görürüz çok zaman. Şeyma Büyükurvay Şatay, geçmiş yazılarından birinin başlığından yola çıkarak bu kavramı düşünmüş. Gözetlemek, dahası bizim sık sık yaşadığımız bir şey: Gözetlenmek....

Ötekileştirilmek bazen farkında olunmadan yaşatılıyor bize. Kendilerince iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Nasıl mı? Yanıt, Ecrinnur Aytekin'in yazısında.

Kör ya da gören hiç fark etmez, insanların çoğu bir işi yapmakta tek bir çözüme odaklanır. Oysa Noel Nightingale'in dediği gibi "Bir görevi yerine getirmenin genellikle birden fazla yolu vardır. İşin püf noktası, öyle ya da böyle, bunu yapabileceğimize inanmaktır." Daha başka neler mi anlatıyor? Ali Çolak çevirisiyle okuyabilirsiniz.

Yeni yılın ilk sayısında sizlere göstereceğimiz bir bilişim çözümümüz de var elbette. Sarper Arıkan kaleminden üstelik. Dev bir bilgi denizi olan interneti WebPilot ile taramanın detaylarını anlatıyor bizlere.

Onuncu yaşımıza merhaba demeye ramak kaldı. Biz tası tarağı topladık ve bomba gibi gelişmelere gebe şubatı hazırlamaya giriştik. Haberiniz olsun.

Editörden tanıtımı yazarı: Gülcan Altun

Engelsiz Erişim Derneği