, | Yıl: 2023, | Ay: Ekim
Editörler: Burak Sarı
Yazım Denetimi: Gülcan Altun, Canan Çam Yücel.
Web Sorumlusu: Kadir Ahıska, Ramazan Derin
Yayınlayan: Engelsiz Erişim Derneği

116. Sayı, Ekim 2023 Sesli İndirmek İçin Tıklayın.PDF olarak İndirmek için tıklayınız

İletişim Bilgileri


E-Posta:
eeehdergi@engelsizerisim.com

Yine rüzgarlarıyla kışın kapıda olduğunu hatırlatan  ekim geldi. Elbette festivaliyle birlikte. Festival demek, EEEH Dergi için özel sayı demek. Verdiği mesajlar ve bıraktığı izlerle öne çıkan yazılardan oluşan bir seçki sunuyoruz sizlere bu ay.



15 Ekim Dünya Beyaz Baston Körler ve Güvenlik Günü olarak tüm dünyada kabul ediliyor. Biz de Engelsiz Erişim Derneği olarak bu önemli güne yeni bir anlam yükledik ve bu yıl onuncusunu düzenliyoruz biliyorsunuz Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali'nin. Kör bağımsızlığının ana ögesi ise kuşkusuz beyaz baston. Onunla tanışmak ve yaşanan ilk deneyimse her körün hayatının unutulmaz bir kesiti. Deneyimlerini içten anlatımı ve insanın yüzüne tebessüm konduran üslubu ile konuk yazarımız Nuri Turhan'ın ilk heyecanının tanıklığı ile açıyoruz bu ayki sayımızı.



İkinci yazımız ise yine bir konuk yazarımızdan ve yine bir baston yazısı. Ancak bu kez gelişen teknoloji ve değişen koşullara bağlı olarak farklılaşan baston tasarımlarının günümüz için en güncellerinden birini son derece detaylıca anlatıyor Çağrı Artan.



Kanada dolaylarından insanın içini ısıtan bir haber de Elif Emir Öksüz'de. Günlük hayatın orta yerinden bir erişilebilir deneyim paylaşımıyla bizlerle.



Bu yılki festivalimizin teması yapay zeka üzerine kurulu. Sarper Arıkan'ın yazısı da. Sarper Doll-e projesi'nin ne olduğunu anlatıyor ve nasıl kullanılabileceğine dair ip uçlarını paylaşıyor.



Her insanın hayatını yaşanır kılmak için kendine özgü yöntemleri vardır muhakkak. Körler de birer insandır. Bunun bir sonucu olarak körlerin de kendilerine göre öznel çözümleri olur. Dilek Başar Açlan ise zorunluluklarla biraz da tesadüfen bulduğu çözümünü anlatmış bize.



Körüz, daha önce hiç gitmediğimiz bir evde tek başımızayız. Ne yapacağız? Kadir Ahıska duruma hakim. Siz hiç merak etmeyin.



On yaşını kutlayacak olan kızınıza asla unutamayacağı bir hediye vermek istemez misiniz? Sanat yetinizi konuşturabildiğiniz üretkenliğinizin ve emeğinizin eseri bir hediye. Kör bir anne olarak kelebeklerin uçtuğu bir duvar boyamak nasıl bir fikir? Nasıl olacak o mu dediniz? Debbie Wunder anısına Ali Çolak çevirisi ile bir kulak verin o halde.



Her köyün bir körü, bir topalı ve tabii bir de delisi olurmuş. Köyler artık mahalle olduğuna göre onlara artık mahallenin delisi deniyor. Peki bu mahallenin delilerinin toplum içindeki gerçek yerleri ne? Engelli kardeşlerimiz söyleminden nasiplerine düşen ne? A_Normal_Norm'un ikincisini kaleme aldığı satırlarında tüm çıplaklığıyla cevapları bulacaksınız.



Sarıp sarmalayıcı olduğu sanılan engelli kardeşlerimiz"; "sevgi her engeli aşar"; "hepimiz engelli adayıyız..." özellikle engelli hafta ve günlerinde harlanan bu özdeyişler kof artık. Yemiyor yeti farklılar. Geçtiğimiz seçimlerde engellilerin alışılageldiği gibi ötelenmesi isyanını depreştirmiş Burcu İpek'in ve yazmış da yazmış. Pek de iyi yapmış.



“Biz olmadan bizim için asla” dedik, diyoruz ve diyeceğiz. Ayrımcılığın her türlüsü her yerde karşımıza çıkıyor. Bunlarla mücadele edebilmenin en önemli dayanağı ise kanunlar. Ancak hukuki düzenleyiciler arasında biz olmayınca sağlamcı zihniyet kendine göre yapıyor düzenlemeleri. Sonuç, adaletten yoksun bir hukuk. Engin Yılmaz pek çok örnekle durumu ortaya seriyor.



Sevgi Mart Göcen ise adalet sistemindeki aksaklıkları mesleki deneyimleriyle örneklendirerek anlatıyor ve soruyor: Adaletin nerede? Sahi nerede?



"Resmi körün değneği olmaktan çıkarmalıyız.” Görmenin iktidarına meydan okuyan bu sözü Burak Sarı Carlos Fuentes’in “Körlerin Şarkısı adlı öykü kitabından çalmış. Üstüne katmış da katmış şarkı gibi bir yazıda kelimeleri dans ettirmiş adeta.



Görmenin iktidarından hemen sonra iktidara ortak ve yardımcı olarak sözlü iletişimi sayabiliriz elbette. Oysa sözcüklerin iletişimdeki yeri sadece yüzde yediymiş biliyor muydunuz? ADİS'in temel felsefesini anlamak ve iletişim hakkı kavramını düşünmek için Ersin Sınay'ın anlatısına kulak vermelisiniz.



Peki hem kör hem sağır olanlar iletişim hakkının neresinde? Lormen alfabesi nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır? Mantığı ne şekilde? Tüm bu soruların yanıtları ve daha fazlası Cevdet Hıncal'ın yazısında.



Her hangi bir insan olmak için savaş veriyoruz sanki çok zaman. Sadece bir insan, sadece bir kadın ya da erkek, sadece bir öğrenci vs. Yalnızca bir eczaneye gitmek için yola çıkıp sokaktaki çocuklara adres soruyorsunuz örneğin. Yetişkinler arasında verdiğiniz mücadelenim ortasında gibi buluyorsunuz bir anda kendinizi çocukların içinde. Nasıl mı? Detaylar Nurşen Korkmaz'ın yazısında.



Sadece kadın gibi giyinebilme konusunda dahi bazen en yakınlarınızla bile ters düşebiliyorsunuz. Gülcan Altun'un deneyimlediği gibi mesela. Merak ettiyseniz anlatısına bir göz atabilirsiniz.



Unutmadık, unutmamalıyız ve unutturmamalıyız. Zaten unutabilecek halimizde yok. Çünkü deprem yaraları hala tam sarılmadı ve dahası ülkemiz bir deprem ülkesi ve yeniden yaşayabiliriz ne yazık ki. Canan Çam Yücel deprem sonrası durumu kör çocuklar açısından irdeliyor ve çok ciddi sorunlara parmak basıyor.



Okulların belki de en önemli öğretmenleri rehber psikolojik danışmanlar. Öğrencinin tüm hayatını etkileyen kararları almasında yol gösterici olabilme niteliğine haiz olabilirler. Yeti farklı öğrenciler söz konusu olduğunda rehberlerin tutumları nasıldır ve nasıl olmalıdır? Şeyma Büyükurvay Şatay ayrım yapmaksızın herkes için rehberlik konusunu ince ayrıntılarına değin ele almış.



Nedir empati? Kör bir insan olarak anlaşılabilmek için gözün kapatılması mı gerekir? Veyahut daha doğru soru: Gözler kapatıldığında bir kör anlaşılabilir mi? Dahası böyle bir şeye gerek var mı? Sizce de saçma deil mi? Ecrinnur Aytekin de saçma buluyor ve isyan ediyor.



İnadına farklılıklarımızı giyindik, ayrımcılığı çiğnedik, aldık bastonlarımızı ve çözümlerimizi Ilgın Aydınoğlu ile yollara düştük. İstikamet: Amasra. Hadi bize uğur ola.

Sesli Dinle

editörden