11. Sayı: Ocak 2015

Merhaba sevgili okurlar,

Bu sayıda çıtayı iyice yükselttik ve on birinci sayımıza yakışır tam on bir yazıyla karşınıza geldik. İlk yazımız Burak Sarı’dan. Sarı bu yazısında engelliliği gerçekçi bir açıdan ele alıyor. Mürşide Vural’da engelliliği normalden sapma kavramı dâhilinde inceliyor. Bir ikilem de İlke Çeperli’den, engelliler için yardım toplayalım mı toplamayalım mı? Engin Yılmaz’ın yazısı ise hayal ve gerçek arasındaki bir köprü vazifesi görüyor. Hayalini kurduğumuz pek çok şeyin 2014 yılında gerçek olduğunu görmek, 2015 için daha çok hayal kurmamıza fırsat veriyor. Yıl oldu 2015. Erişilebilirlik düzenlemeleri için verilen yasal süre bitti. Yedi yıl yetmedi iki yıl ek süre verildi. Sürenin bitmesine 7 aydan az zaman kaldı. Öğretmenlerimiz hep “ödevinizi son güne bırakmayın” dedi, devlet sorumsuz öğrenci gibi davrandı. Sonuçlarına katlanmak da biz engellilere kaldı. Evden çıktınız, işe gideceksiniz, bir macera bir macera sormayın. Sabah işe giderken acaba yolda bizi neler bekliyor? Canan Çam Yücel hepimize tanıdık bu sinir bozucu olayları bizler için derledi ve kendi yaşantılarıyla harmanladı. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama artık Canan’ın ikinci bir soyadı var. Kendisine buradan bir kez daha ömür boyu mutluluklar dileriz. Evlilik işleri çokça alışveriş gerektirir. Çöp kutusundan perdeye kadar bir sürü şeyi çok kısa bir zamanda seçip almak durumunda kalırız. Günümüz malum her yer alışveriş merkezi. İllla ki bir ara gidilecek. Peki bu alışveriş merkezinde bir navigasyon sistemi olsa da aradığımız mağazayı tek başımıza rahatça bulabilsek nasıl olur? Gamze Sofuoğlu’nun anlattığı üzere, Turkcell Hayal Ortağım aracılığıyla pek de güzel olur. Gezdiniz dolaştınız, o da ne? Tuvaletiniz geldi. Bu navigasyon, tuvaleti bulmaya yardım edebilir elbette ama peki ya tuvalet erişilebilir değilse! İşte o zaman konuk yazarımız Merve Karakol’un da dediği gibi, zaman bağırsaklarımızla empati yapma zamanıdır. Alışveriş demek para demek. Diyelim ki nakde ihtiyacınız oldu. Acaba bankamatik sizinle konuşacak mı yoksa konuşan bir bankamatik bulmak için 50 kilometre yolculuk mu yapmanız gerekecek? Konuşan ATM’lerin sayısını artırmak adına Engin Albayrak’ın bazı önerileri var. Buradan bankalara duyurulur. Efendim evden çıktık, işe gittik, alışveriş yaptık. Bir kör nasıl oluyor da tüm bunları tek başına yapabiliyor? Anahtar kelime baston. Deniz Aydemir Döke bu ay bastonun gücü hakkında yazdı. Özellikle eline bastonu almaktan çekinen tanıdıklarınız varsa bu yazıyı mutlaka onlara okutun veya dinletin ki onlar da bir an önce özgürlüklerine kavuşup sokaklarda aramıza katılsın. “Ay ben bunlarla uğraşamam, evimde televizyonumu izlerim rahat rahat” diyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Her yer yarışma programı, birbirinden tuhaf şeylerin olduğu programları tek başınıza izleyince ne kadarını anlayabiliyorsunuz? Neyse ki Sesli Betimleme Derneği imdadımıza yetişiyor ve yarışmaları da betimliyor. Ayrıntılar Gülcan Altun’dan geliyor. Son olarak Elif Emir Öksüz’e kulak verelim. Kendisi bu sayıda çok tartışmalı bir konuyu ele alıyor. Ekşi Sözlük’te açılan tuhaf bir başlık ve altında geçen tartışma hayli ilginç.

Hepinize iyi okumalar.