Toplam Okunma 0

 

Bu yazı; ekran okuyucu kullananlara doğrudan, ekran okuyucu kullanan biriyle yazışma yapanlara dolaylı olarak hitap ediyor. Ve elbette bir de entelektüel merakları olanlara...

Başta kendimde olmak üzere ekran okuyucu kullananların çoğunda gözlemlediğim bir durum var: Aşırı ve gereksiz virgül kullanımı. Bunun sebebi noktalama işaretleriyle oluşturmaya çalıştığımız vurgu ve yarattığımız ritim.

Her birimiz ekran okuyucuları farklı konuşma hızlarında ve farklı kişiselleştirilmiş ayarlarda kullanıyoruz. Yine de hepimizin anlamı belirginleştirmek için oluşturmaya çalıştığı ortak bir ritim olduğunu düşünüyorum. Çoğu kez virgüller aracılığıyla ekran okuyucunun sesini duraksatıyor ve bu sayede bir vurgu veriyoruz. Aksi halde yeteri kadar net anlaşılamayacağını düşünüyoruz.

Virgülün nerelerde kullanılacağı kurallarla belirlenmiş olmakla birlikte, yazarın özellikle vurgu vermek istediği yerlerde gerek görmesi halinde kullanabilmesinin da önü açık. Peki, neye göre gerekli veya gereksiz olduğuna karar vereceğiz? “Ben gerek görmüşüm ki koymuşum...” Buna benzer söylemlerle yıllarını geçirmiş biri olarak son zamanlarda iyice azalttığımı düşünsem de hala ortalamanın çok üzerinde virgül kullandığımı şaşırarak fark ediyorum; daha doğrusu fark ettiriliyorum! Bu konuda yıllardır benimle uğraşan ve hala gelinen noktadan memnun olmayan Murat Kefeli'ye selamlarımla birlikte teşekkürlerimi sunmak isterim. Özellikle jüri önüne çıkacak yazılarımın düzelti önerilerini yaparken çoğu zaman aramızda gerginliklere sebep oluyor bu durum. Yazdığım bir öyküde çok gerekli olduğuna emin olduğum yerlerdeki virgülleri bile çıkardıktan sonra, kendisi yazıyı okuduğunda hala en az beş tane gereksiz konulmuş virgül bulabiliyor! "Neden gereksiz?" "Neye göre gereksiz?" sorularına geri dönecek olursak; fazladan attığımız virgüller, yazdıklarımızı görerek okuyanların okumalarını veya anlamalarını kolaylaştırmıyor aksine zorlaştırıyor. Cümleleri gereksiz bir biçimde kesintiye uğratıyor ve anlam bütünlüğünü bozuyor.

Tam da burada düşünülecek bir konu daha var: biz yazma eylemimizi görenlerin standartlarına göre mi yapmak zorundayız? Yazdıklarımızın görsel olarak nasıl durduğuna göre mi şekil vermek zorundayız? Yazım ve noktalama kuralları görenler merkezinde belirlenmiş durumda. Görsel olarak vurguya ihtiyaç duyulan yerlerde ilgili noktalama işaretinin konulması gerekiyor ama işitsel olarak vurguya ihtiyaç duyulması diye bir durum hiç söz konusu bile değil. Görenleri referans alarak belirlenmiş standartlara neden uymak zorunda olalım ki? Peki, görerek okuyup yazanlarla duyarak okuyup yazanlar için ayrı dilbilgisi kuralları işletilmesi ne kadar mantıklı? Ekran okuyucu teknolojilerin de görece yeni olduğu düşünülürse ilerleyen zamanlarda imla ve noktalamayla ilgili kavram ve kuralların daha evrensel bir zeminde yeniden oluşturulması söz konusu olabilir mi? Sonuçta yazı dili dediğimiz şey başlangıcından bugüne değin tamamen görsellikle var olmuş bir yapı. Belki de dilbilimsel açıdan en temel kavramların yeniden tanımlanması gerekecek. Mesela "işitsel yazı dili" gibi bir alan çalışmasına ihtiyaç duyulabilir.

Şimdilik içinde bulunduğumuz durum bu kadar sorunlu ve karmaşık değil. Yukarıda tohumlarını ektiğim düşünceler kendi entelekt zeminlerinde beslenip gelişecekler. Yazının dijitalleşmesi, emojilerin yazı diline girmesi gibi süreçler ister istemez yeni dilbilimsel alanlar açacak. Şu an bunlar doğrudan yazımızın konusu değil. Bu karmaşık meseleye hiç girmeden yolumuzu ayırabileceğimiz bir nokta var, oraya dönüyorum tekrar: Görsel olarak gerekli olmayan bir virgül işareti, işitsel olarak gerekli olabilir mi? Bana öyle geliyor ki, cevap “hayır”. En azından şimdilik...

İşitsel olarak bizim gerekli bulduğumuz o virgülün aslında bizim için de bir işlevi olmayabilir. Sadece alışkanlık olabilir. Kimilerimizce bir tür takıntı olmaya doğru giden bu virgül koyma alışkanlığının aslında gereklilikten doğmadığının en açık kanıtı ise görenlerce yazılmış metinleri bilgisayar veya telefonlarımızda ekran okuyucular aracılığıyla okurken hiçbir anlama güçlüğü çekmiyor oluşumuz. Çoğumuz ekran okuyucuları oldukça hızlı kullanıyoruz, bu nedenle okunan metnin yoğunluğuna göre bazen çok hızlı akmasından rahatsız oluyor olabiliriz. İşte buradaki rahatsızlık doğrudan virgül kullanımıyla değil ekran okuyucunun hızıyla ilgili olabilir. Yani biz aslında virgülü, bir tür ekran okuyucu yavaşlatıcısı olarak kullanıyor olabiliriz.

Aşağıya pratik değerlendirme amaçlı örnek bir cümle yazıyorum. Aynı cümlenin farklı sayılardaki virgüllerle oluşmuş hallerini alt alta okuyarak kulağınıza veya gözünüze en doğru geleni belirleyebilirsiniz. Cümlelerin başında sıfırdan başlayıp beşe kadar giden sayılar, cümlede kullanılan virgül sayısını gösteriyor.
0: Sabahları erkenden kalkıyorum ancak yine de akşam bir türlü uykum gelmiyor.
1: Sabahları erkenden kalkıyorum, ancak yine de akşam bir türlü uykum gelmiyor.
2: Sabahları erkenden kalkıyorum, ancak, yine de akşam bir türlü uykum gelmiyor.
3: Sabahları erkenden kalkıyorum, ancak, yine de, akşam bir türlü uykum gelmiyor.
4: Sabahları erkenden kalkıyorum, ancak, yine de, akşam bir türlü, uykum gelmiyor.
5: Sabahları, erkenden kalkıyorum, ancak, yine de akşam, bir türlü, uykum gelmiyor.

Bilmiyorum ki kaçımız ilk cümlede olduğu gibi hiç virgül olmadan yazar bu cümleyi. Doğrusu sıfır nolu cümle olacak. Doğrusunu bilmekle ve burada söylemekle beraber, bana da sorsanız sanki iki nolu cümle daha bir uygun geliyor kulağıma. Seçtiğimiz cümlenin başında yazan rakam, virgül konusundaki takıntı düzeyimiz hakkında da bir fikir veriyor olabilir bize.

Virgül çılgınlığını normal düzeylere çekebilmek için bazı çözüm önerilerimi aşağıya sıralayarak ilgilerinize sunmak istiyorum:
-Virgül kullanımına ilişkin kuralları TDK web sitesinden kontrol ederek bilgilerimizi güncellemek. (İlgili link aşağıdadır.)
-Yazdığımız veya okuduğumuz metinlerdeki virgüllerin hangilerinin kulak veya el alışkanlığından kaynaklandığını tespit etmeye çalışmak.
-Kullandığımız bir virgülü kaldırdığımızda anlamca bir kayıp olup olmadığını kontrol etmek.
-Virgülü, yapı ve anlam bakımından gerektiği için mi yoksa ekran okuyucuyu yavaşlatmak için mi kullandığımızı ayırt etmek.
-Akışın veya vurgunun anlaşılırlığı azalttığını düşündüğümüz metinlerde ekran okuyucuyu yavaşlatmak.
-Çok uzun tek bir cümle kurmak yerine nokta işareti ile birbirinden ayrılan kısa cümleler kurmak.
-Gereksiz yere kullanılan noktalama işaretlerinin yazarın üslubu değil hatası olarak değerlendirildiğini göz önünde bulundurmak.

Yazım ve noktalamalar konusunda birbirimize geri bildirim vermekten çekinmemek.
Bu öneriler, aşırı virgül kullanımının alışkanlıktan kaynaklandığı varsayımına dayanarak oluşturulmuştur. Ancak alışkanlıkların da bazı ihtiyaçlardan doğmuş olabileceği düşünülürse, önümüzde gidilmesi gereken başka bir yol daha açılır. O da, ekran okuyuculardaki vurgu ve tonlamaların, yazı dilindeki noktalama işaretlerinin işlevlerine göre uyumlu hale getirilmesidir.

Örneğin başlarına rakamlar vererek bir liste oluşturduğumda, rakamdan hemen sonra "-" tire işareti koyduğumda veya rakamdan hemen sonra "," virgül işareti koyduğumda tonlama ve duraksama çok farklı oluyor. İstediğim tonlamayı yakalamak için rakamın yanına virgül işareti koymayı tercih ediyorum bu yüzden. Ancak elbette doğrusu bu değil. Teknolojik meseleler benim çok anladığım işler olmadığından bu konuda detaylı bir çözüm söyleyemiyorum. Ama çok da zor olmasa gerek, diye düşünüyorum. Yapılması gereken iş, ekran okuyucuların ilgili ayarlarında, sembollerin vurgu ve tonlamaya olan etkisini mükemmelleştirmek. Mesela noktayla biten bir cümlenin ardından büyük harfle başlayan bir cümle çok iyi vurgulanırken, yeni başlayan cümlenin büyük i harfiyle (İ)başlaması halinde aynı vurguyu alamıyorum. Sonuç olarak ekran okuyucularda yapılacak her türlü iyileştirme yazım kurallarına uygun yazmamıza katkı sağlayacaktır. Jaws'ın son sürümünde yanlış yazdığımız bir sözcükten hemen sonra sesli uyarı verme özelliği olduğunu, bu sürümü deneme fırsatı bulan Engin Yılmaz'dan öğrendim ve bu hayli iyi bir gelişme.

Her şeye rağmen, ekran okuyucularla okuyup yazmanın kendine özgü standartları olması gerekirse, bu standartların oluşturulmasında da savunulmasında da söz söyleyecek olan ekran okuyucu kullanıcılarıdır. Yani ekran okuyucusu denen şey tamamen yok sayılarak oluşturulmuş yazım kuralları, bizim için işlevsel değilse, dahası işimizi zorlaştırıyorsa, anlamamızı veya anlatmamızı güçleştiriyorsa, yalnızca görsel referanslara göre tasarlanmış kurallara uymak zorunda olup olmadığımızı sorgulamaya hakkımız var.

Bununla birlikte ben hiç nokta kullanmadan, hiç büyük harf kullanmadan, cümleleri sadece virgüllerle ayırarak yazdığım bir metni ekran okuyucu kullanan bir arkadaşıma gönderdiğimde hiçbir sorun olmazken; aynı metin bir gören için yeteri kadar erişilebilir olmayan bir metin olmuş olacaktır. Bu durumda görerek ve duyarak okuyanlar için eşit düzeyde işlevsel olan ortak kural ve standartlar olmak zorunda. 

Sonuç olarak, bazen standartları yakalayan bazen de o standartları yeniden belirleyen bizim tutarlı zihinsel çabalarımız olacak.

Hem okuyan hem yazan herkese sevgiyle.

Türk Dil Kurumu’nun noktalama işaretlerinin kullanımına ilişkin örnekli açıklamaları için 

tdk.gov.tr

 

adresini ziyaret edebilirsiniz. 

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.