Toplam Okunma 0

Önceki yazılarımda oryantasyon ve hareket kavramlarından bahsetmiştim ve bir görme engelli bireyde bu kavramlar ne kadar erken gelişirse o bireyin hayata o kadar iyi katılabileceğini vurgulamıştım. Bu konularda Türkçe kaynak eksikliği ve ülkemizdeki rehabilitasyon hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle, görme engelli çocuğu olan ailelerin zorlandıklarını tahmin edebiliyorum. Görme engelli olsun olmasın, bebeğiniz olduğunda yanında bir de kullanım kılavuzu vermiyorlar. Görme engelli bir bebeğiniz olduğunda ise, onun özel gereksinimlerini nasıl karşılayacağınızla ilgili güçlük genel geçer bilgilerle aşılmıyor.

Varsayalım ki bebeğiniz henüz yürümüyor, ona halen oryantasyon konusunda farkındalık kazandırabilirsiniz. Bebeğiniz oyuncağını düşürdü diyelim, ona “Oyuncağın yanında duruyor” demektense, “Oyuncağın sağ ayağının yanında duruyor.” deyin. Sağ sol, ön arka gibi yön bildiren kelimeleri kullandığınızda, sizin değil bebeğinizin sağı ya da solu olduğundan emin olun. Yoksa benim yaşıma geldiğinde bile, birisi sağda deyince sola gitmeye devam edebilir. Bu yöntemi kullanarak bebeğinize kendi bedeniyle ilgili farkındalık da kazandırabilirsiniz. Vücudunun kısımlarını ona dokunarak öğreten. Mesela burnuna dokunup “burun” deyin, bu şekilde oyunlar oynayın. Sonuç olarak bebeğin etrafını öğrenmeden önce kendi bedenini tanıması gerekiyor.

Eğer bebeğiniz ışık algılayabiliyorsa, bunu kullanın. Örneğin pencereden güneş geliyor diyelim, pencere sağında kaldı topun solunda gibi tarif edebilirsiniz. Işık kaynaklarından yararlanarak bebeğin yönleri kavramasına yardımcı olabilirsiniz. Yanan sönen ışıklı oyuncaklar kullanarak, bebeğin ışığa yönelmesini ya da ışığı takip ederek hareket etmesini sağlayabilirsiniz.

Çevrenizdeki ses kaynaklarını da kullanın. Ona mutfakta buzdolabının homurdandığı, oturma odasında ise saatin tık tak yaptığı, banyoda da sesinin yankılandığı gibi ipuçlarını kullanmayı öğretin. Bu şekilde evin hangi odasında olduğunu anlamanın bir yolunu ona öğretmiş olacaksınız. Sesleri kullanabilmek onun hayatında çok önemli bir yer tutacak. Uzaklaşan seslerin giderek zayıfladığını ona anlatın. Sesleri kullanarak oyunlar oynayın. Örneğin siz bir şarkı söyleyin ve evinizin içinde bir odadan başka bir odaya gidin ve onun da sizin sesinizi takip etmesini sağlayın. Bu güvenli bir şekilde oynanan “beni yakalayamaz ki” oyunu bile olabilir.

Bebeğinize aldığınız oyuncaklarda farklı malzemelerden yapılmış ve birbirlerine ya da yere çarptıklarında farklı sesler çıkaran oyuncaklar olmasına özen gösterin. Böylece bebeğiniz metal plastiğe çarptığında ya da tahtaya çarptığında çıkan seslerin farklı olduğunu öğrenmeye başlar.

Eğer edinebiliyorsanız küçük bir baston edinin. Bebeğiniz henüz yürümüyor bile olsa, bastonun onun hayatının bir parçası olması önemli. Ona bastonu tutturun ve siz de onun elinden tutarak, bastonla farklı yüzeylere dokunmasını sağlayın. Bu yüzeylerin ne olduğunu anlatın. Örneğin; halıya dokunan bastonla, fayansa dokunan baston aynı hissi veya sesi yaratmaz, ya da duvara dokunan bastonla kapıya dokunan baston da aynı hissi ve sesi yaratmaz.

Elleriyle eşyalara dokunması ve dokunduğu şeyin ne olduğunu anlayabilmesi de çok önemli. Onun güvenli bir şekilde mümkün olan her şeye dokunmasını sağlayın, örneğin çiçeklere, ağaçlara, hayvanlara, çimlere, evdeki eşyalara… Böylece hem nerede olduğuyla hem de ağacın pürüzlü ve yüksek hatta annesinden bile daha yüksek bir şey olduğuyla ilgili fikir edinebilir. Tabii ki 6 aylık bir bebek bu kavramları bizim anladığımız gibi anlamayacaktır, ama önemli olan zamanla geliştirip anlamlandırabileceği bir kavram havuzu ve deneyimi oluşturmasına yardımcı olmak.

Bebeğiniz daha bebekken öğrenmeye başladığı bu yöntemleri hayatı boyunca kullanacak. Az önce eşimle bir yürüyüş yaptık, geç de olsa artık buraya da bahar geldi. O bana hem elma ağaçlarının çiçeklerinin ne renk olduğunu anlattı hem de beraber ağacın çiçeklerine dokunduk, yolumuzun üzerinde başka başka pek çok çiçeği beraber kokladık. Kokunun kaynağını bulmaya çalıştık. Dokunamayacağımız kadar yüksekte olan çiçekleri bana betimledi “koyu pembe, top top çiçekleri var.” Bebeğinizle baharın getirdiği tüm güzel kokular ve çiçekler kadar güzel vakit geçirmeniz dileğiyle.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.