Toplam Okunma 0

 Merhaba dostlar, malumunuz bir haftalık uzun bir Bayram Tatili geçirdik. Kimimiz ailesiyle buluştu; kimimiz gezip dolaştı; kimimiz de sakin sakin evinde dinlenerek geçirdi bu tatili. Ben de tatili fırsat bilip kendini yollara vuranlardandım. Uzun zamandır yollarda olmadığımdan; yeni yol hikayeleri için ilaç gibi geldi bu ara. İstedim ki bu yazımda erişilebilirlik ve erişilemezlik üzerine gözlemlerimi paylaşayım sizlerle.
 Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, birlikte yolculuk yaptığınız insanlar çok önemli. Ben bu gezide çoğunlukla ablam ve kız kardeşimle birlikteydim. Arabanın camından görünen manzaradan, yürüdüğümüz kaldırımlara döşenmiş taşlara kadar her şeyin betimlemesini yaparak; gördüğümüz her heykel ya da anıta dokunup incelememi sabırla bekleyerek; erişilebilir bir tatil deneyimi yaşattılar bana. Ablamın muhteşem betimlemeleri sayesinde, Antalya Kale içinin her sokağı, Torosların baharı, göllerin manzarası tüm ayrıntıları ile zihnimde canlandı. Girdiğimiz şehirlerdeki tabelaları, yürüdüğümüz ya da geçtiğimiz cadde isimlerini, kardeşim sayesinde öğrenebildim. Tabii ki gönül isterdi ki tam erişilebilirlik sağlansın ve ben tüm bunları kimsenin açıklamasına ihtiyaç duymadan anlayabileyim. Ancak bugünün koşullarında, bu erişilebilir tatil deneyimi için her ikisine de teşekkür ederim; benim özgürlüğüme müdahale etmeden ama erişilebilirlik adına da ellerinden geleni yaptıkları için. Sizlere de tavsiyem, eğer birileriyle birlikte seyahate çıkacaksanız; bu kişiler mutlaka erişilebilirliğe önem veren insanlar olsun.
 Bu güzelliklerinin yanında, elbette çok can sıkıcı yönleri de oldu tatilimin. Güzergahımız Beyşehir, Antalya, Manisa ve tekrar Beyşehir’di. Bu güzergahta kullandığımız tesislerin sadece bir tanesinde rampa vardı. Diğerlerinde hiçbir erişilebilirlik düzenlemesi yoktu. Tabii ki hiçbirisinde sarı çizgiler ya da erişilebilir yönlendirme tabelaları bulunmuyordu. Yine hiçbirisinde engelli tuvaleti de yoktu. Namaz kılmak isterseniz, kullanmanız gereken mescitler en erişilemez yerlerdeydi. Kimisinin önünde çok yüksek bir basamak, kimisinin önünde inmeniz ya da çıkmanız gereken bir merdiven vardı. Bu söylediğim tesisler, öyle ücra köşelerde değildi. Uğrak yerlerinde, aktif kullanılan yerlerdi.
 Yukarıda sergilediğim manzara, benim gibi sizleri de düşündürdü değil mi? Öyle ya engellinin tek başına sokağa çıkması bile mucizeyken; bir de seyahate mi? gidecek. O tesislere tek başına gelip ihtiyaçlarını gidermesi hayal bile edilemez değil mi? İlla çıkmak istiyorsa da yanında birileri ile çıksın. Tek başına ne işi var. Yok tek başına yola çıkmayı göze aldıysa da otobüsten inmesin, yol boyu tuvalete gitmesin, karnı acıkmasın, ibadetini yapmasın; tıpkı otobüsün bir koltuğu gibi, oturduğu yerden kalkmadan hedefe ulaşsın.
 Elbette seyahatlerde erişilebilirlik sorunu, sadece dinlenme tesisleri ile sınırlı değil. Havaalanları, terminaller, garlar da erişilebilirlik düzenlemelerinden neredeyse hiç nasibini almamış yerler. Üstelik ne acıdır ki yeni inşa edilen ve yeni hizmete sunulan alanlarda da erişilebilirlik konusunda hiçbir çalışma yapılmamaktadır.
 Peki bu anti erişilebilir düzenlemeler sadece duyarsızlıkla açıklanabilir mi? İhlal ettikleri değer sadece eşitlik mi? Aslında bu düzenlemeler ve söz konusu düzenlemelere hiç müdahale edilmemesi nedeni ile, bireylerin başta seyahat olmak üzere pek çok temel ve evrensel insan hak ve hürriyeti yok sayılmaktadır. Kişisel düzeyde yarattığı tahribatı anlatmaya ise herhalde gerek bile yoktur. Zira herhangi bir şekilde bu tesislerden ailesi veya bir arkadaşı ile birlikteyken yararlanan birisi, daha sonra tek başına seyahat edeceği zaman, biraz da bağımsız hareket yeteneğinden mahrumsa, defalarca düşünecek ve belki de tek başına yola çıkmaktan vazgeçecek ya da bindiği araçtan hiç inmeden gideceği yere ulaşacaktır. Yine aynı çağrımı yapacağım arkadaşlar. Tüm bunlar bizi yıldırmasın, sonuna kadar mücadele etmeye, yollara çıkıp; yol hikayeleri biriktirmeye; her kilometreye izimizi bırakmaya, bugüne değilse bile geleceğe yatırım yapmaya ve sesimiz çıktığınca, boğazımız patlayana kadar “Bizde varız!” diye haykırmaya devam


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.