Selamlar herkese. Birkaç aylık aranın ardından, İstanbul İzmir yolunda, Pegasus uçağında yazıyorum bu yazıyı size. Son dönemlerde sıkça uçmak durumunda kalmamın verdiği deneyimle, hava yollarının yardım odaklı erişilebilirliği fiili olarak nasıl uyguladıklarına şahit olmanın sonuçlarını yansıtmak istedim aşağıdaki satırlarda. Ülkemizde ve dünyada engelliler için yapılan düzenlemeleri iki kategoride toplamak mümkün: Yardım, eşlik ve koruma odaklı düzenlemeler, bağımsızlığı arttırma amaçlı erişilebilirlik düzenlemeleri. Aslında ikisine de zaman zaman ihtiyaç duyacaktır herkes ve bu iki kategorinin tamamen birbirini dışlaması söz konusu olmamalı. Diğer taraftan, engellilerle ilgili çalışmalara baktığımızda, gerek yasa, yönetmelik ve mevzuatlarda, gerek fiili uygulamalarda yardım ve koruma odaklı çalışmaların ağırlıkta olduğunu görürüz.
Birkaç örnekle destekleyeyim bu savı. Girdiğimiz ulusal ve uluslararası, neredeyse tüm sınavlarda, okuyucu işaretleyici önümüze sürülen en temel düzenlemedir. Buna eşlik eden ikinci husus ise soru muafiyetleriyle kendini gösterir. Hâlbuki günümüz teknolojik gelişmeleri göz önünde bulundurulduğunda, artık kişilerin tek başına sınav almaları hiç zor değil. Buna karşın, tek başına sınav alma yönündeki talep ve çalışmaların ve soru içeriklerinin uyarlanmasına ilişkin mesainin çok az olduğunu gözlemleriz.
Aynı durum yeni geride bıraktığımız seçimlerde de kendini gösteriyor. Yasalar görme engelliler ve felçlilerin bir başka seçmenin yardımıyla oy kullanacağını belirterek, bu düzenlemeyi erişilebilirlik adına yeterli görüyor. İş; banka, noter, tapu gibi imza gerektiren işlemlere gelince, yaşanan sorunlar hepimizin malumu. Hala şahit dayatmaları, hala okuma yazma bilmediğimiz iddiaları, hala yasaların önünde tutulan banka ve noter yönetmelikleri, buralardan tek başına, bağımsız biçimde hizmet almamızı çok zorlaştırmaya devam ediyor. Hazır yeri gelmişken hukukçu yazarımız Sevgi Hanım'dan bir takipçisi olarak rica edeyim, tabii bunu başka hukukçu arkadaşlar da yapabilir, keşke bir mevzuatı tarasa, acaba içinde koruma, himaye, yardım gibi kelimeler kaç kez geçiyor ve bunların kaçının bağlamında, engelli, yaşlı, çocuk ve kadınlar var? Böyle bir analiz yardım odaklı erişilebilirliği matematiksel olarak kanıtlayacak bence.
Gelelim bu yazıyı bana yazdıran hava yolları meselesine. Geçenlerde bir grupta da belirttiğim gibi, bence hava yolları kibarca bizi en çok ayrımcılığa tabi tutan kurumlar arasında ilk 5 içinde yer alıyor. Baktığınızda her türlü düzenleme eksiksiz görünüyor, ama sizin tek başınıza bir şey yapamayacağınız inancına dayalı neredeyse tüm düzenlemeler. Uçaklara en son bindirilip, en son uçaktan çıkmanız artık sıradan bir durum. Bazı hava yolları cam kenarına oturmanızı zorunlu kılıyor. Gerekçeleri tahliye anında diğer yolcuların çıkışını yavaşlatma olasılığımız. Hala açık veya dolaylı olarak size bir yardımcı yolcu tayini sıradan bir vakıa. Yani sıkça uçan çoğumuz bu saydıklarımın bir ya da birkaçıyla karşılaşıyor.
Öte yandan güzel şeyler de olmuyor değil. Braille emniyet kartları bence önemli bir çalışma. Fakat içeriğe baktığımızda farklı bir manzara bizi bekliyor. Şu an önümde Pegasus Braille emniyet kartı var. Bu kartların bilgi verme amacı var diye düşünürüz değil mi? Fakat daha kartın ilk satırları şöyle söylüyor:
"Kabin ekibinin birazdan sizinle yapacağı bilgilendirme görüşmesine kadar, aşağıda emniyetiniz için hazırlanmış metni okumanızı rica ederiz."
Daha başlangıçta zaten sizi görüşmeye yönlendiriyor kart. Bu söylem ilerleyen satırlarda da devam ediyor. Emniyet kemeri başlığı altında, "Kemer kullanımı size kabin ekibimiz tarafından tarif edilecektir" açıklaması yeterli görülüyor.
Aynı durum oksijen maskesi, ve can yeleği kullanımında da mevcut. Tek istisna uçağı acil çıkışlardan terk ederken rehber köpek konumlandırmasında yaşanıyor. Bu noktada rehber köpeğin yüzü bize bakacak şekilde patileri omuzlarımızda uçağı terk etmemiz gerektiği detaylarıyla anlatılmış. Sanırım çeviri bir metin ve bir tek buranın önemli olduğu düşünülüyor.
Kart uçuş boyunca elimde kalınca içindeki bazı kelimeleri saymak istedim. Dört kısaltmasız Braille sayfadan oluşan kartta, göstermek ve tarif etmek gibi kelimeler tam altı kez geçiyor. Yardım, yardımcı gibi kelimeler ise dört kez geçiyor. İki noktada da bize uçak içinde tayin edilen yardımcı yolcudan bahsediliyor.
Yani ortada bir emniyet kartı var, ama içinde işe yarar bilgi bir paragrafı aşmıyor. Kalanı, size zaten kabin ekibi yardım eder, tarif eder söylemiyle dolu. Basitçe betimlenebilecek kemer, oksijen maskesi ve can yeleği kullanımı bile kabin ekibine sorun bilgilendirsinler üslubuyla açıklanmış.
Ben Pegasus emniyet kartını analiz ettim, ama diğerleri de pek farklı değil. Bu konuda en başarılı emniyet kartının Sun Express hava yollarında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Onların esas aldığı çeviri metni emniyet kemeri kullanımını ve diğer şeyleri gerçekten körcül biçimde betimleyerek anlatıyor. Kartı okumanın bir anlamı oluyor böylece.
Kısaca değerli dostlar, gerçek erişilebilirliğin, kişiyi en bağımsız kılacak tedbirleri geliştirmek olduğunu anlamak ve kafamızı bu doğrultuda değiştirmek için daha gidecek çok yolumuz var. Fakat bu yolu yürümek için her şeyden önce bizimde bağımsızlığa gerçekten inanmamız şart.