Toplam Okunma 0

Sayı 35, Ocak 2017

 

Merhaba sevgili okurlar,

Aslında son iki aydır size sesli betimlemeli bir film izleyip değerlendirme yapmak istiyorum ama evde daha bir tembel oluyorum sanırım. Bir türlü konsantre olup yapamadım. Bu ay yazmak istedim ve diğer arkadaşların yazdığı dopdolu yazıları duyunca kalakaldım. O denli kapsamlı yazmışlar ki. Ciddi araştırma, düşün ve emek etmişler. Yani sizler de okurken öylesine bir haber okur gibi okuyup geçemeyeceğiniz makaleler ortaya koymuşlar. Ben de düşündüm ve biraz okuyucuların kafasını dağıtayım dedim. Bu bağlamda bana yakışanı yaptım ve derginin genel havasından bambaşka bir konuyla karşınıza çıktım. Hadi bambaşka bir açıdan bakalım.

Hayır! Bu ay ki absürtlüğüm bir yemek tarifiyle gelmiyor. Son yıllarda iyi sardığım, kendimde, daha doğrusu kollarımda güç hissettiğim her anda elimden bırakmadığım bebek yeleklerinden birinin örme tarifini vereceğim size.

Örgü tanımlamaları hep örgü dergilerinde ya da internette görselliğe dayalı olarak verilecek değil ya. Göstermeden yapılacağını göstereceğiz hep birlikte. Üstelik benim gibi ördüğü parçaları birleştirmekte sıkıntı yaşayanlar için de bire bir anlatacaklarım. Çünkü bu yeleği dikmeye gerek yok. Başlıyorsunuz ve örüp bitiriyorsunuz. Dikilecek tek şey düğmeleri. O da bebek işi.

Sözünü ettiğim yeleği yandan başlanan kız yeleği olarak tanımlayabiliriz. Çünkü bu yelek ilik kısmından başlanan bir yelek. Yani alışılageldiği gibi örgüye belden ya da boğazdan değil, ilik açtığımız yan kapaktan başlıyoruz. Bel kısmı dilim dilim düşen çok şık bir bebek yeleği oluyor sonuçta. Dileyen, göze alabilen bunu büyük bir kadına dahi uygulayabilir aslına bakarsanız. Bir dip not daha verecek olursam, örgüye düğme değil de ilik kısmından başladığınızda daha düzgün duracaktır. En azından benimki öyle oluyor. Yoksa tam tersini uygulamanızda bir sakınca yok.

Benim aldğım kişinin örneği yanlış saymadıysak doksan bir ya da doksan başlanmıştı. Ancak ipin çok ince bir ip olduğunu da belirtmeliyim. Bense deneme amaçlı altmış bir başlayarak ördüm. Yeni doğmuş veya ilk aylarındaki bir bebeğin giyebileceği ölçüde bir yelek oldu.

Başladığımız ilmekleri haroşa olarak dört sıra örüyoruz. Ve eşit aralıklarla bu bölümde ilikleri de açıyoruz. Bu yelekte roba kısmını boyundan başlayarak her sırada kademeli örülecek şekilde 3 bölüme ayırıyoruz. Doksan bir başlanan örnekte bölümler on, on üç, on beş ilmek olarak ayrılmıştı. Ben ördüğüm örnekte altı, dokuz ve on bir şeklinde sınıflandırdım. Başlanan sayıya göre bu bölümlerin ayarlanması gerekir kanaatindeyim. Nitekim birkaç değişik ip çeşidi ile ördüm her seferinde başlama sayım ve ayırdığım ilmeklerin sayıları farklılaştı.

Örgüye roba kısmından başlıyoruz ve bu kısmı her zaman haroşa örüyoruz. İlk sırada, yani ilik bölümünden hemen sonraki ilk sırada ben kendi ördüğüm üzerinden anlatacak olursam; altı, dokuz, on bir ilmeği, yani toplamda yirmi altı ilmeği haroşa örüyoruz. Sonra düze geçiyor ve geri kalan ilmekleri son altı tane kalana kadar düz olarak örüyoruz.  Son altı ilmeği gene haroşa örüyoruz.

Yeni sıraya başladığımızda altı ilmeği haroşa örüyor ve bir ilmek doluyoruz. Yani bir ilmek arttırmış oluyoruz ve tüm sırayı haroşa devam ediyoruz.  Sırayı robada ayırdığımız ilk bölüm olan en üstteki, örnek üzerinden söylersek ilk altı ilmeklik kısma geldiğimizde bırakıyor ve geri dönüyoruz. Geri dönüşümüzde tüm ilmekleri haroşa örüyoruz ve arttırdığımız ilmeği de bu arada örmüş oluyoruz.

Yeni sıraya başladığımızda aynı düzen devam ediyor, altı ilmek örüp bir doluyor ve haroşa örerek geldiğimiz robada bu sefer ayırdığımız 2. bölüm olan, örnekte dokuz ilmeklik kısma geldiğimizde haroşa şekilde geri dönüyoruz. Gene aynı düzen başladığımız yeni sıra, haroşa örülen altı ilmek, bir dolama ve bu defasında roba kısmındaki ayrılan 3. bölümde, yani on bir ilmeklik kısma geldiğimizde geri dönüyoruz.

Geri döndük ve bu sıra da bitti. Yeni sıra başladı. Altı ilmeği gene haroşa ördük, bir doladık, haroşa örmeyi sürdürerek bu sefer tüm kısımların hepsini birden örüyoruz.

Bu örüş düzeni arttırmalar ve robada kademeli olarak belirlenen sırayla etek ucundan beş ilmek arttırımıyla sürer. Beş ilmek arttırıldıktan sonra bir sıra arttırılmadan dümdüz haroşa olarak örülür. Tabii ki roba kısmındaki bölümler dikkate alınarak.

Bu durum sonucunda elimizde etek ucunda delikli bir örnek oluşmuş ve aşağı doğru sıra sıra ilmek arttırımıyla sivrilmiş ve toplamda gidiş geliş olarak on sıra örülmüş, beş sıra haroşalık bir direk oluşmuş olmalıdır.

Beşinci haroşadan sonra gelen sırada roba bölümü dışındaki ilmekleri yani örneğimiz üzerinden söylersek; boyun bölümünden yirmi altı ilmek sonrasındaki ilmekleri düz olarak öreriz. Son on bir ilmek kaldığında haroşaya döner ve bu son on bir ilmeği haroşa öreriz.

Bu on bir ilmeğin terse geçmesinin sebebi; aşağıdaki açıklamadan daha net anlaşılacağı gibi beş ilmek kesildikten sonra etek uçlarında sürekli korunan haroşa düzenini bozmamaktır.

Yeni sıra başladığında arttırarak çoğalttığımız beş ilmeği tek tek keseriz ve oluşturduğumuz direğin ucunda aşağı doğru bir üçgen dilim meydana gelmiş olur.

Beş ilmek kestikten sonra şişte kalan ilmeğin üstüne beş ilmek daha öreriz. Yani örneğimizde direk oluşturma düzenine gelmiş oluruz. Bu şekilde boş şişe örerek aldığımız altı ilmekten sonra bir dolama ile arttırma işlemine yeniden başlarız.

Ancak bu sırayı robaya kadar düz örer ve robada haroşaya geçeriz. Roba kısmını örerken bir önceki sırada robanın hangi bölümünde kalmış isek bir sonraki bölüme kadar örme işlemini sürdürürüz.

Bu gidiş gelişler yani ucunda üçgen dilimler oluşturduğumuz beş haroşalık sıradan oluşan direkler ve aralarında 2 sıralık düz aralıklardan oluşan bölümler beşinci haroşa direğinden sonra kola geçer.

Şöyle ki: beşinci direği oluşturduktan sonra örme işlemini kol boyunca sadece roba kısmı üzerinde gerçekleştiriyoruz.  Roba kısmını gene 3 bölümde kademeli olarak örüyoruz. Ancak bu sefer arttırma ve ucunda üçgen dilim oluşturma işlemini robanın en alt bölümü üzerinde yapıyoruz.

Örnek üzerinden gene anlatacak olursak: En alt bölüm olarak ayırdığımız on bir ilmeklik kısmı düşünelim. Burada gene alttan altı ilmek örüp bir doluyoruz. Sonrasında haroşadan kademeli örüş düzenini göz ardı etmeden sırasıyla, yani önce ilk bölümden, sonra 2. bölümden dönerek ve en son aşamada tüm bölümleri ortak örerek devam ediyoruz.

Gene beş ilmek arttırdıktan sonra bir sıra haroşa dümdüz örüp kaldığımız roba kısmına göre dönüşümüzde bu sefer son bölümdeki kısma geldiğimizde, yani on bir ilmeklik kısma geldiğimizde beş ilmek arttırıldığında bu kısım toplamda bir altı ilmeğe ulaşmış olmalıdır. İlk beş ilmeği düz öreriz. Sonraki on bir ilmeği haroşa olarak sırayı bitirir ve dönüşte ilk beş ilmeği tek tek keseriz. Böylece kol kısmındaki ilk dilimimiz de oluşmuş olur.

Yeni sırada gene ilk altı ilmek haroşa, sonra bir dolama ve düz devam edilir.

Böylece gövde kısmındaki direk ve aralarındaki iki sıralık düz bölümler kolda, roba için ayrılan bölümlerin en altındaki kısımda oluşmuş olur. Kolda bu şekilde altı dilim oluşturulduktan sonra gövde ile birlikte gövdede kalınmış olan yer yani direk bitip, düz bölüme geçilmiş olmalıdır. Bu bölüm gözetilerek örme işlemi tüm yelek olarak sürdürülür.

Bendeki örnekte önlerde beşer, arkada on iki olmak üzere toplam yirmi iki direk vardı.

Yani yeleğinizin etek ucunda yirmi iki dilim üçgen oluşmuş olmalıdır. Yirmi ikinci direkten sonraki düz bölümü de ördükten sonra dört haroşalık düğme dikilecek bölümü de örüp yeleğinizi kesebilirsiniz.

Not: Bu yazıyı tabii ki örgüye başlamayı, kesmeyi, haroşa ya da düz örmeyi ve hatta robanın ne demek olduğunu bildiğinizi varsayarak anlattım. Sorularınızı yukarıdaki mail adresime yazabilirsiniz.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.