Toplam Okunma 0

8. Üniversiteler Çalıştayı bu sene Erzurum’da düzenlendi. Bizler de engelli birimleri ve farklı engel gruplarından engelli öğrenciler olarak her zamanki gibi oradaydık. Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat diyeceksiniz ama yediğim o muhteşem cağ kebaplarını unutmak da kolay olmuyor hani.

 

Her şeyden önce Atatürk Üniversitesi’ne misafirperverlikleri, güler yüzlü karşılamaları ve estetik olarak yaptıkları güzel organizasyon için teşekkür ediyoruz. Her sene üniversitelerin ev sahipliği çitasını biraz daha yükselttiğini görüyoruz bu çalıştaylarda. Peki, engellileri ilgilendiren erişilebilirlik açısından nasıl bir organizasyon vardı derseniz, işte yazımın konusunu bu yara oluşturuyor. Adında engelli veya engelsiz geçen çalıştayların ve diğer organizasyonların nasıl engelliler için tam bir engellenmişlik yaratabileceğini anlatıp bundan sonrası için bazı çözüm önerilerinde bulunacağım.

 

İki gün süren çalıştay, karşılaması, öğle ve akşam yemek organizasyonları, oturumların zamanlaması ve yönetimi açısından oldukça başarılıydı diyebilirim. Belli ki organizasyon ekibi ciddi bir emek vermiş, tüm şehir bileşenlerini de yanına almış ve güzel bir iş kotarmışlar. Herkes havaalanında karşılanarak çalıştay alanına götürüldü. Her gün için başka mekânlarda öğle ve akşam yemekleri düzenlendi. Misafirler yine çalıştay sonrası kalacakları yerlere bırakıldı. Her akşam Erzurum’un çeşitli yerlerine geziler düzenlendi. Hatta çalıştay sonrasındaki gün, şehirde kalanlar için bir gezi daha planlanmıştı.

 

Soma maden kazası nedeniyle protokol kısa tutuldu. Oturumlar zamanında başladı. Her çalıştayda olabilecek süre aşımları oldu elbet. Ancak bu tür etkinliklerde bunun tamamıyla önüne geçmek de çok mümkün değil bence. İşin bu tarafından baktığınızda, her şey süper görünüyor değil mi?

 

Gelin bir de engelliler ve erişilebilirlik açısından bakalım meseleye. Bu noktada da iyi niyetli bir çaba olduğunu söyleyebilirim. Görünen erişilebilirlik anlamında bazı noktalara dikkat edilmişti. Örneğin, çalıştayın yapıldığı binada kılavuz izler vardı. Çalıştay girişinde yeterli olmasa da program Braille olarak dağıtılmıştı. Son olarak çalıştay katılım formunda kişilere refakatçi isteyip istemediği sorularak, isteyen herkes için birer öğrenci görevlendirilmişti.

 

Ancak, iş detaylara gelince, engelliler olarak yine düşünülmemenin, karar mekanizmalarına dahil edilmemenin sonuçlarını hep beraber gördük. Engellenme daha çalıştay için yapılan web sitesinde başlıyordu. Buraya konan çalıştay programı nasıl bir formatta yerleştirildiyse, ekran okuyucularla okumak mümkün değildi. Ben, programı çalıştaya geldiğim gün öğrenebildim. “Soracak kimse yok muydu?” diyebilirsiniz; ama buradaki temel nokta yardım odaklı erişilebilirlik değil, herkesle aynı anda aynı olanağa eşit erişimdir. Üstelik benzer bir konu çok değil bundan 6-7 ay önce yine gündeme düşmüştü. İstanbul Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi, Bölgesel toplantı için bir duyuru hazırlamış ve duyuru yine ekran okuyucularla okunamaz halde tüm engelsiz üniversiteler platformuna servis edilmişti. Buna o zaman çok sert bir tepki göstermiştim. Halen düşündükçe beni sinirlendiren bir unsurdur. Yani, bu tür programların erişilebilir formatlarda hazırlanması gerektiği öyle bilinmeyen bir konu değildi.

 

İkinci şoku, çalıştayın açılışında yaşadık. “Şimdi Atatürk Üniversitesi’nin Tanıtım Filmini izleyeceğiz.” anonsu yapıldı ve film başladı. Tek duyulan müzik ve bazı belli belirsiz efektlerdi. Filmde hiç konuşma yoktu. Burada üzücü olan şey, betimleme yapılması veya yapılmaması değil aslında. Hiç kimsenin bu organizasyonu planlarken, “Bu filmi gösterdiğimizde görmeyen biri nasıl izler?” diye sormaması. Üstelik, çözümsüz bir şey de istenmiyor. Hadi film sesli betimlenemedi diyelim. Salonda görme engellilerin olduğu da bariz ortadayken, bir anonsla film detayları salona betimlenemez miydi? Temel sorun burada. Engellilerin de bu çalıştaylara katıldıkları ve belirli uyarlamalar gerekebileceği akla gelmiyor. Çünkü organizasyon komitelerinde engelli kişilerin görüşlerine yeterince yer verilmediğini düşünüyorum.

 

Şoklar devam etti. Çalıştayın yapıldığı ana salon, tekerlekli sandalye erişimine uygun değildi. Fiziksel engelli birisi sahneye çıkmak istese, bunu nasıl yapacaklardı bilemiyorum. Yemek organizasyonları, karşılama vs. için o kadar sponsor bulunup birçok paralar harcanmış belli ki, ama sahnenin bu durumu akla gelememiş. Neyi, niçin öncelediğimizi düşündüren önemli bir eksiklikti bence bu da.

 

Diğer şoku çalıştayın ikinci günü yaşadım. Dokuzuncu Engelsiz Üniversiteler Çalıştayı’na kimin ev sahipliği yapacağını belirlemek için seçim yapılacaktı her çalıştayda olduğu gibi. Seçim için oy pusulası ve sandık kurmuşlar. Tabii ki, bir körün tek başına oy kullanması yine mümkün değil. Gizli oy kullanma hakkımız yine ve bir kez daha elimizden alınıyordu. “Arkadaşlar, gelin beraberce oy kullanalım.” dediler ama ben protesto edip oyumu kullanmadım, seçime katılmadım. Fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. Kimin umurunda ki. Bu konuyu çalıştayda dile getiren bile olmadı. Seçimi Muğla Üniversitesi kazandı. Duydum ki, çalıştayı 5 yıldızlı bir otelde yapmayı planlıyorlarmış. Herhalde katılım maksimuma çıkacaktır. Yine çalıştay sonrası herkes iyi bir tatil, pardon “çalıştay” yapmanın huzurunu duyarak döneceklerdir üniversitelerine. Peki, adında Engelsiz geçen bir çalıştay içinde engellilerin erişimini zorlaştıran temel unsurlar?

 

Beni her çalıştay veya benzer organizasyonlarda üzen en önemli nokta bu. Estetik, görsellik, namın yürümesi düşünülürken, erişilebilirlikle ilgili düzenlemeler ya hiç sorgulanmıyor ya da ekstra maliyetler olarak görülüyor. Çalıştay programının erişilebilir bir formatta hazırlanması, açılış filminin betimlenmesi, sahneye seyyar da olsa bir rampa konulması, seçimlerdeki pusulaların daha erişilebilir biçimde hazırlanması ciddi maliyetler mi gerektiriyordu? Hayır. Ama engellilerin ciddi anlamda oralarda bulunması, adında engelsiz geçen bir şeyin adının gerçekten daha öncelikli olarak ele alınmasını gerektiriyordu.

 

Bunu yapmadığınızda, büyük denizleri aşıp derede boğuluyorsunuz. Bunu yapmadığınızda, çalıştay sonuç bildirgelerinde ve konuşmalarda edilen beylik lafların gerçekten hiçbir anlamı olmuyor gözümde. Daha kendi uygulamalarımızda en basit erişilebilirlik çözümlerini sağlayamadan, protokolü memnun etmek adına organizasyonlar düzenlemek yalnızca kendimizi kandırmak oluyor.

 

Burada şunu önemle belirteyim. Meselem, Atatürk Üniversitesi değil. Benzer sorunları her çalıştayda görüyoruz. Meselem, böyle etkinliklerde erişilebilirlik kavramının ya hiç düşünülmeyen ya da en son düşünülen bir şey olması. Bunu hazmetmek imkânsız benim için.

 

Organizasyonlar İçin Erişilebilirlik Çözümleri

Tabii bu tür etkinliklerde yeterli erişilebilirlik önlemlerinin alınmamasında biz engellilerin ve engelli örgütlerinin de kabahati var. Şikâyet edip yeterince çözümleri anlatmıyor olabiliriz. Çalıştayı Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileriyle paylaşırken, Lokman Ayva Abimiz çok güzel bir öneri getirdi bizlere. Kendisi halen üniversitemizde doktorasına devam ediyor. Diğer organizasyonlar için bir check list, yapılacak işler listesi hazırlasak nasıl olur? Ben de naçizane aşağıda konusu doğrudan engellileri ilgilendiren veya ilgilendirmeyen, herhangi bir organizasyon düzenleyecek ve evrensel erişilebilirlik kurallarına uymak isteyen kişi ve kuruluşlara rehber olmasını umduğum bazı öneriler kaleme almak istiyorum. Bunlara elbette yeni eklemeler de olabilir. Ancak temelde erişilebilir organizasyonlar düzenlemek için benzer kriterlere dikkat edilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.

 

Erişilebilir Organizasyonlar İçin Yapılacak İşler Listesi

  • Organizasyon ekipleri içinde mutlaka bir erişilebilirlik danışma bölümü oluşturulmalı ve planlanan her türlü etkinliğin adımları bu grupça denetlenmelidir.
  • Erişilebilirlik danışma ekiplerinde farklı engel gruplarından kişilere de yer verilmelidir.
  • Hazırlanan etkinlik programlarının elektronik hali yardımcı teknolojilerle erişilebilecek formatlarda hazırlanmalıdır.
  • Aynı programın Braille ve büyük puntolu formatları da hazırlanmalıdır.
  • Etkinliğin yapılacağı bina ya da binaların engelli erişimine uygun olması sağlanmalıdır. Bunun için aşağıdaki önlemler alınabilir:
  • Binalarda Sesli ve tuşların üzerinde Braille bulunan asansörlerin bulunması.
  • Engelli tuvaletlerinin bulunması.
  • Kişilerin salon ve çıkışlara kılavuz iz veya yapay bantlarla yönlendirilmesi.
  • Etkinlik binalarının kabartma haritalarının ve körcül tariflerinin hazırlanarak etkinlik öncesi katılımcılara gönderilmesi.
  • Etkinliğin yapıldığı salon ve salonların sahne ve oturma düzeni bakımından fiziksel engelli erişimine uygun olması sağlanmalıdır.
  • Salon içine, görme engelli kişilerin tek başlarına rahatça sahneye çıkabilmelerini sağlayacak yapay bantlar döşenmelidir.
  • Sahneye fiziksel engelli birinin çıkması için salonda rampa veya seyyar rampa olmasına dikkat edilmelidir.
  • Çalıştaylarda ana oturumda ve oluşturulan tüm alt oturumlarda görev yapacak işaret dili tercümanları bulundurulmalıdır.
  • Salonlarda yapılan sunumların ve filmlerin betimlenmesi için simultane tercümelerde kullanılan telsiz kulaklık yöntemiyle çalışacak ve isteyenlere betimleme yapacak kişiler görevlendirilmelidir.
  • Etkinlik içinde gösterilen ve içinde konuşma geçen tüm film ve videolarda altyazı zorunlu kılınmalıdır.
  • Çalıştay ve oturumlarda yapılan tüm sunumların yardımcı teknolojilerle okunabilecek biçimde erişilebilir formatlarda hazırlanması katılımcılardan istenmeli, bunun için katılımcılara rehber olabilecek bir kriter listesi hazırlanmalıdır.
  • Katılımcılar, sunumlarını etkinlik öncesi izleyicilerle paylaşmalıdır. Böylece isteyen engelli izleyici sunumu yanında getirip erişilebilir biçimde takip edebilir.
  • Atölye çalışmalarının yapılacağı sınıfların kapıları mutlaka Braille olarak da etiketlenerek hangi sınıfta hangi konunun tartışılacağı açıkça belirtilmelidir.
  • Bu sınıflarda da kişileri yönlendirecek yapay bantlar kullanılmalıdır.
  • Oturumlarda erişilebilir formatlarda hazırlanmamış hiçbir broşür ve belgenin dağıtımına izin verilmemelidir.
  • Etkinlikler sonunda katılımcılara dağıtılan değerlendirme anketi ve benzeri formlar mutlaka elektronik formatlarda hazırlanarak dileyenlerin bu biçimde formları doldurmasına imkân sağlanmalıdır.
  • Oturum aralarındaki kahve ve ikramların yapıldığı masaların sayıları arttırılmalı, bu masalar seçilirken kolayca devrilmeyecek ve mümkünse bulundukları yere sabitlenebilen masalar kullanılmalıdır. Ayrıca, herkesin ayakta duracağı varsayılarak yüksek masalar seçilmemelidir. Böylece, tekerlekli sandalyeli biri de ikramlara kolayca ulaşabilir.
  • Kişilerin kolayca bu ikramları alabilmesi için görevli personel sayısı arttırılmalıdır.
  • Yemekhane ve benzeri noktalarda kolaylık olması açısından dileyen katılımcılara eşlik edecek görevliler belirlenmelidir.
  • Eğer kişilerin toplu olarak kalacakları bir yer ayarlandıysa, bu mekân için de erişilebilirlik düzenlemeleri yapılmalıdır.
  • Kalınan odalar Braille olarak etiketlenmelidir.
  • Binanın kabartma haritası ve körcül tarifi hazırlanarak tüm katılımcılara dağıtılmalıdır.
  • Kişiyi, önemli noktalara yönlendiren yapay bantlar kullanılmalıdır.
  • Asansörlerin erişilebilir olması sağlanmalıdır.
  • Kişilerin bir yerden başka bir yere ulaştırılması için kullanılacak araçların tekerlekli sandalye erişimine uygun olması sağlanmalıdır.

 

Sonuç

Yukarıda bahsettiğim yapılacak listesinin tamamının bir anda uygulanmasını bekleyemeyiz elbette. Ancak organizasyon düzenlemek isteyenlerin en azından bir göz atmasında fayda var. Üstelik, bir organizasyonun ille de engelliler için olması gerekmiyor. Toplumdaki her alanda olan engellilerin de düzenlenen etkinlikte mutlaka söyleyecekleri bir sözleri olacaktır. Buradaki önemli nokta, yapılan bütün etkinliklerde Evrensel Tasarım İlkeleri’nin gözetilmesi ve gerekli uyarlamaların yapılması olmalıdır.

 

Bu yazımı kaleme alırken TAV’ın hava limanlarında gürültü kirliliği oluyor diye anonsları kaldıracağını öğrendim. İnsanlar, duyuruları ekranlardan takip edebilirlermiş. Görme engelli, yaşlı, çocuk, okuma-yazma bilmeyen tüm kitleyi dışlayan bir uygulama. Elbette bu konuda da ses çıkarmak lazım. Konumuza dönecek olursak, “Bir organizasyonu gerçekten nasıl engelsiz yaparız?” sorusunu sormadığımızda, buna tek bir şey söyleyebiliriz: Görüntü var, ses yok.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.