50. Sayı: Nisan 2018

Merhaba sevgili okurlar,

Yaşantılarımızla beslenip paylaşma heyecan ve tutkumuzla süslenen, size ulaştığına dair geri bildirimler aldıkça da güzelleşen düşüncelerimizin yansıdığı yazılarımızı aktaralı 50 ay olmuş. Bu, engelli bireylerin eşit bir şekilde, tüm haklarından erişilebilir yararlanarak ve engelsiz bir hayatı kurgulayarak sürdürdüğü mücadeleye güçlü bir ses olarak katıldığımızı gösteriyor ki biz hala aynı inançla buradayız.

Mücadeleyle açtıysak sayımızı hadi gelin Bağımsız Yaşam'a bir daha değinen Beyza Ünal'ın yazısıyla başlayalım.

Bağımsız yaşamın parçası olan yemek yapmak da pişirmesiyle temizlemesiyle bize ait aslında diyor sanki Murat Kefeli bu ayki yazısında.

Bir anne olarak çocuğumuzla doyasıya oynayıp onun bilişsel ve motor beceri gelişimini desteklemek de parçası der gibi Elif Emir Öksüz.

Öte yandan bir anne otizmli çocuğunun hayata katılım mücadelesini desteklemeyi de büyütürse yıldızlarla dolan gökyüzümüze yeni bir yıldız eklenmiş gibi oluyor. Bu ay böyle bir röportaj yapmış Burak Sarı.

Üstelik bütün bunlar süregelen açık bir eşitsizlik ortamında olup bitiyor. Daha bilimsel söylemek istersek Canan Çam Yücel'e kulak verelim.

Ve de ölümüz dirimizden yeğ diye düşünenleri işlemiş yazısında Deniz Aydemir Döke.

Eşitsizliğin peşi sıra gidip onu devam ettirenleri bizim için sıralıyor Meral Sözen.

En sıradan günümüzde bile bitiveriyorlar ya bazen, Engin Yılmaz bunun serzenişiyle kaleme almış yaşadığını.

Böyle aşırı iyilikten dolup taşınca insanın aklına anılar ve düşünceler üşüşüveriyor tıpkı Gülcan Altun'a olduğu gibi.

Oysa dedik ya biz hala burada mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu ay da bu sürece katkı sunmuş uzak yakın herkesin emeğine teşekkür ederek bitirelim. Kulaklarımıza kitapları ve betimlemeleri ulaştıranlara şükranlarını sunan Sevgi Mart'ın yazısıyla.   

İyi okumalar.

https://soundcloud.com/engelsizerisimdernegi/000-editoerden-23