34. Sayı: Aralık 2016

2016 yılının son sayısından hepinize merhaba değerli okurlar,

Bu sayımıza, parmak basa basa hala kanamasını durduramadığımız bir yarayla, ÖSYM’nin sınavlarda engellilere yaptığı ayrımcılık hakkında bir yazıyla başlıyoruz. Oğuzhan Al elektronik yabancı dil sınavlarıyla ilgili ÖSYM savaşlarında gelinen son noktayı ve süreci bizlerle paylaşıyor. ÖSYM bizi sınavlarına almaya dursun, birileri doktoralar bitirip üniversitelerde ders bile veriyor. Bu da nasıl olur demeyin, başarıya giden yoldaki bazı taşların sırrını Engin Yılmaz’dan dinleyin. Bir üniversite hocası olarak, Engin hangi körcül yöntem ve teknolojilerden yararlanmış bilmek ister misiniz? O zaman bu yazıya kulak verin. Hazır konu eğitime gelmişken, işin rehberlik kısmına da bir değinelim. Konuk yazarımız Şeyma Büyükurvay’dan engelli öğrencileri rehberlik hizmetlerine dahil etmenin yollarını öğrenelim. Öğrenilecek, öğretilecek, paylaşılacak ne kadar çok şey var engellilik alanında. Bu düşünceye katılan Hacettepe ve İstanbul üniversiteleri, Kasım ayında  ortaklaşa, Birinci Engellilik Araştırmaları kongresini düzenledi. Canan Çam Yücel kongreyi sizzler için izledi ve yazdı. Orada olamayanların, okuduklarında kongreye gitmiş kadar olacakları bu yazıyı sakın kaçırmayın. Bu güzel organizasyonun ardından başka bir güzel haber verelim sizlere. Köpekleri sever misiniz? Peki ya rehber köpekleri? Pınar Yavuz bu ay bizlere Rehber Köpekler Derneği hakkında bilgi veriyor. Kim bilir belki Zeynep Yılmaz’ın rehber köpeğiyle Moda sahillerinde gezme hayallari gerçek oluyordur. Başka bir umut verici yazı da yeni yazarımız Bahar Yavuz’dan. Bahar bundan sonra yazılarıyla EEEH dergide bizlerle olacak. Kendisine hoşgeldin diyor ve Litvanya’daki deneyimlerine kulak veriyoruz. İşte körcül bir eğitim böyle olur. Yeterince olumluluk depoladıysanız eğer, biraz daha kanayan yaralara parmak basmaya devam edelim. Burak Sarı hepimizin maruz kaldığı “övülmeyecek şeyin övülmesi” durumlarından dem vuruyor. Nedir sahi bu insanlardaki kendini beğenmişlik? İnsanlar kolay değişmiyor, toplumlar hele hiç kolay değişmiyor. Her yıl 3 Aralık “kutlanıyor”, yaşasın engellilik. Engelliler çok yaşa. Konuk yazarımız Fatih Aktaş 3 Aralık Dünya Engelliler gününü anlatıyor. Meral Sözen su gibi akan, bir dikişte bitireceğiniz bir yazıyla bizlerle. Sahi hiç mi öğrenemeyeceğiz birlikte yaşamayı?

Yeni yılda eşit, erişilebilir ve engelsiz bir hayat sürdürmenizi dileriz. Bizi okumaya yeni yılda da devam edin. Siz okudukça biz varız. Herkese keyifli okumalar.