Toplam Okunma 0

Merhaba arkadaşlar. 61’inci sayımızdaki yazımda “Karanlığın Hızı” adlı kitaptan söz etmiş ve ara ara bu kitaba geri döneceğimizi söylemiştim. Bu ay da kitapta otizmli bireyler için yapılan öneri bana yapılsaydı; yani beynime bir müdahale ile görebileceğim söylenseydi, sadece hayatımı kolaylaştırmak adına bu müdahaleyi kabul eder miydim? Üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum sizlerle.

İçinde yaşadığımız toplumun realitesini göz önünde bulundurarak; bir görme engelli için hayatı zorlaştıran koşullara bakalım. Kaldırımlarda yürürken, karşıdan karşıya geçerken; toplu taşıma araçlarını kullanırken zorlanmak; tabela, levha ve yönlendiricileri okuyamamak; tüm sinema filmlerini, tiyatroları, gösterileri, baleleri, konserleri ve benzeri sanatsal aktiviteleri tam anlamıyla izleyememek ve bunların düzenlendiği salonlarda koltuğumuzu bulmakta sorun yaşamak; tüm televizyon programlarına herkesle aynı anda erişememek; müze ve saire yerleri gezerken erişimin engelsiz olmaması; alışveriş merkezleri, kamu binaları, havaalanları, terminaller, tren garları gibi alanlarda tek başımıza ve tamamen sorunsuz biçimde dolaşamamak; tüm kitapları, piyasaya çıktığı anda okuyamamak; sosyal medya ya da diğer mesajlaşma uygulamaları üzerinden paylaşılan fotoğrafları anlayamamak ve resim biçimindeki yazıları basitçe okuyamamak; noter, tapu dairesi, banka ve benzeri resmi kurumlarda işlem yaparken, imzamızı kabul ettirmekte sorun yaşamak; tüm yazılımcıların yayınladığı tüm uygulamaları rahatça kullanamamak. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Peki, yukarıda saydıklarımın ne kadarı sadece bizim görme engelli olmamız sebebiyle yaşadığımız sorunlar. Bence hiçbirisi öyle değil. Çünkü aslında hepsinin bir çözümü var.

Kaldırımların düzgün hale getirilmesi, sadece yayaların kullanımına ait olduğu bilincinin oluşturulması; başta belediyeler olmak üzere, diğer kamu kurumlarınca tam ortalarına direk, ağaç gibi şeylerin dikilmemesi halinde, kaldırım sorunumuz çözülecektir. Tüm kavşakların sesli uyarı sistemi ile donatılması halinde, karşıdan karşıya geçme problemimiz de hallolacaktır. Tüm toplu taşıma araçlarında sesli anons sisteminin aktif kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi ve tüm duraklarda Braille ve sesli sistemlerle, durağın hangi otobüse ait olduğunun belirtilmesi ile toplu taşıma sorunumuz da çözüme kavuşturulacaktır. Önemli yönlendiricilerin Braille olarak düzenlenmesinin sağlanması; tabelalarda Braille kullanma zorunluluğunun getirilmesi; şehrin kabartma haritalarının, önemli noktalara yerleştirilmesi ile şehir içinde dolaşımımız da erişilebilir hale getirilecektir.

Tüm sinema filmleri, tiyatro, bale, konser ve benzeri sanatsal aktivitelerin gösterime girebilmesinin ön koşulu olarak betimlemesinin yaptırılması hususu getirilirse; erişimsizlik ortadan kalkacaktır. Sinema, tiyatro ve diğer gösteri salonlarında, koridor başlarına, sağda ve solda hangi sıraların olduğunu gösteren Braille tabelalar yerleştirilmesi ve her koltuk numarasının aynı zamanda Braille olarak yazılmasının zorunlu hale getirilmesi halinde aradığımız koltuğumuzu çok rahat biçimde bulmamız mümkün olacaktır. Ayrıca, Braille bilmeyen görme engelliler için salon girişlerinde ya da bilet gişelerinde koltukların yerlerini tarif eden sesli yönlendiriciler de kullanılabilir. Tüm televizyon programlarının yayın saatinde betimlemeli hallerinin de sunulması ve isteyen izleyicilerin televizyon kumandalarında bir tuşa basarak söz konusu programın betimlemeli halini izleme imkanının bulunması halinde, eş zamanlı erişim sağlanmış olacaktır. Yayınlanan tüm kitapların, piyasaya çıkabilmeleri için elektronik ve sesli birer kopyalarının, örneğin kitap üzerinde bulunan bir kare kodun okutulması ile erişilebilecek halde düzenlenmiş olmasının zorunlu hale getirilmesi halinde tüm kitaplar, herkesle aynı anda elimizin altında olacaktır.

Alışveriş merkezleri, kamu binaları, hastaneler, havaalanları gibi yerlerin faaliyete geçebilmesi için mutlaka kapalı devre navigasyonn sistemine sahip olması ve bu yerlerin kabartma haritalarının hazırlanmış olması; ayrıca, buralarda kullanılan tüm tabelaların aynı zamanda Braille olarak düzenlenme zorunluluğunun getirilmesi halinde, anılan yerler açısından da bir erişim sorunu kalmayacaktır.

Noter, tapu dairesi ve bankalar gibi yerlerde Braille Alfabesi’nin geçerli kabul edilmesi ve dileyen görme engellinin imzasını bu alfabe ile atabilmesinin önünün açılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması halinde, imza atma sorunu ortadan kalkacaktır. Ayrıca, yine bu yerlerde düzenlenen belgeler üzerinde bulunan kare kodların, akıllı telefonlar vasıtasıyla taratılarak belge içeriğinin okunabileceği bir sistemin düzenlenmesi halinde, hem işlem yapan hem de işlemi onaylayan kişiler açısından tam güvenlik sağlanmış olacaktır.

Tüm müzelerde sergilenen eserler için betimleme yaptırılması ve müze girişlerinde, içerisinde betimleme yüklü bu minik cihazların görme engelli ziyaretçilere verilmesi ya da müze girişine yerleştirilen bir kodun, telefon kamerasıyla taranması ile yönlendirilen sitede, sergilenen tüm eserlerin betimlemesinin yapılıyor olması halinde, müzelerde de tam erişim gerçekleştirilecektir.

Gördüğünüz gibi arkadaşlar, yaşadığımız hiçbir sorunun kaynağı, bizim görmüyor olmamız değil. Tüm sorunların temel nedeni, başta yetkililerin ve toplumun erişilebilirliğe değer vermiyor oluşu. Bunun çözümü de benim beyin aktivitelerime müdahale edilerek bunca yıllık deneyimlerimin, anılarımın, birikimlerimin, hayallerimin, beklentilerimin, kısacası benliğimin alt üst edilmesi değil, erişilebilirlik sorunlarının çözülmesidir. Bu noktada bize düşen, hayallerimizin peşinden koşmak, yasal her türlü mücadele yolunu kullanarak aslında hakkımız olan ama bugüne kadar ya bir lütuf gibi sunulan ya da yok sayılan tüm erişilebilirlik olanaklarını elde etmeye çalışmak ve belki hemen, belki on yıl sonra; ama önünde sonunda erişilebilirlik düşümüzü gerçekleştirmektir. Çünkü biliyoruz ki “Hayaller, yaklaşmakta olan gerçeklerin gölgeleridir.” Bu durumda, haydi mücadeleye!

Tedavi yöntemine vereceğim cevabı merak edenler için söyleyeyim; kocaman ve kesin bir “Hayır”


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.