Toplam Okunma 0

Merhaba değerli okurlar,
Bilmem biliyor muydunuz; ama İstanbul'da Vialand adlı bir tema park açıldı. Yıllar, yıllar önceki Tatilya'ya alternatif olarak açıldığını düşündüğüm bu tema park, hiç de Tatilya'nın alternatifi değildi. Engellilerin eğlenmelerini engelleyen bir tema park... Hiç de çekici görünmüyor öyle değil mi!

Bir pazar günüydü. Vialand'a ailem ve arkadaşlarımla gittiğimde engellilerin tek başlarına alınmadıklarını biliyordum; ama bu kadar saçma engellerin konacağını aklıma bile getirmemiştim. Su ünitesine giriş yasağı... Neden? Olası bir tahliyede engellinin tahliyesi zor olacağından. Üç çocuklu aile giriyor; ama yetişkin bir engelli
giremiyor... Hiperaktif, nerede ne yapacağı bilinmeyen bir çocuk giriyor; ama
engelli giremiyor. Eh, orası çocuklar için değil mi? Peki ya engelli çocuklar? Neresi engelliler için?

O kadar kızmıştım ki, hayatımda ilk defa bir nevi hile yaptım ve bastonumu, benim topraktan önceki sadık yârimi, çantaya koyup bir arkadaştan güneş gözlüğünü aldım. Artık bir gören gibi görünüyordum. Tek kelimeyle vasatın da altında olan bir kayık için yapmıştım bu hileyi hem de. Pis kokan ve üzerime fışkıran bir su kütlesi için...
Bir sürü şeye bindim. Bir kere eğlendim. Kule diye bir şey vardı. O zaman da bir personel beni bilgilendirmeye geldi. Çok ihtiyacım varmış gibi. Aslında ihtiyacım olabilirdi; ama o kadar korkmamı sağlamayı hedeflediğini düşündüğüm bir ses tonuyla değil. Profesyonel bir tavırla...

Her şey bir yana, bir de hızlı geçiş bilekliklerine ifrit oldum değerli okurlarım. Bu ne yahu! Nerede kaldı kuyruk bilinci? Nerede kaldı eşitlik? Onların deyişiyle "Fast Pass" bilekliği almak için basıyorsun parayı, hoop geçiyorsun bir sürü insanın önüne. Hızlı geçiş bilekliği satan eşitlik mi takar? Engelliler mi? Parası bile yoktur onların kesin değil mi! Dava da açamazsın bunlara ki. Hem de Türkiye'de... Şimdi, daha önceki sayılardan birinde yazdığım Drop Dead Diva dizisindeki süper kahraman avukat olsaydı... Hayaller, hayaller... Her şey pazarlanabilir bu tür şirketlere göre. Eşitlik, tarih... Saltanat kayıklarıyla yolculuk yaptırıyorlar insanlara. O muhterem neyin sadası sadece bir pazarlama aracı. Zahit bizi Tan Eyleme adlı o muhterem türkü mütemadiyen çalıyor... çalıyor... Sanki bizimle alay ediliyor.

Safari diye bir yer vardı. Hayvanları avlıyorsun, vurduğunda da titreşimle uyarıyor. Ben de körlemesine ateş ediyordum, avcıları vuruyormuşum. İyi yapmışım. Çocuklara hayvan avlamayı öğretiyorlar bir de...Tatilya'ya bak bir de buraya... Orası çok çok daha eğlenceliydi. Bu kadar gözümüze sokmuyorlardı kapitalizmi.

Eh, uzattım biraz öyle değil mi? Sözün kısası, Vialand ailem ve arkadaşlarım olmasa çekilmez olacaktı ve bir engelli, bir hayvansever, eşitlikçi, tarihine ve kültürüne düşkün biri iseniz gitmenizi pek tavsiye etmiyorum.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.