Toplaşın dostlar, size harika bir hikâyem var. Aslında bu ay bambaşka bir konu yazmak istiyordum. Hatta bunun için editörüme de bilgi vermiştim. Zira kendileri yazı konusunda bizleri daraltmaktan çok haz alıyor. Ama konu için araştırmaya başladığımda öyle bir durumla karşılaştım ki, “Bunu konuşmazsak çok şey kaçırırız”” diye düşündüm.
Bu ay ortaya çıkan ve engelli camiası gündemine bomba gibi düşen engellilerin emeklilik koşullarının değiştirilmesine ilişkin yasa teklifini yazmayı düşünüyordum. Hem mevcut düzenleme hem de değişecek haliyle ilgili söyleyecek çok şeyim vardı. Ama hayat bana başka sürprizler hazırlıyordu. Bir dakika! Öyle hemen konuya gelmek yok. Önce biraz 3 Aralık’ı konuşalım değil mi? Hazır üzerinden fazla geçmemişken iki kelime etmezsek olmaz. Eee! Kaç tebrik aldınız bakalım 3 Aralık için? Çiçek gönderen falan oldu mu? En ilginç kutlamanız neydi, haydi bana yazın?
Sosyal medya, televizyonlar, gazeteler ver coşkuyu modundaydı dün değil mi? Sevgi her engeli aştı(!) Herkes engelli seçimlerine adaylığını koydu(!) Zaten biz onlar için gönderilen imtihan vesilesiydik, başımızı okşayınca imtihanı geçtiler. Üç kuruş almak için çocuğunu eve hapseden anne babaların elleri öpülüp teşekkür edildi ve böylece onlar da yüceltildi. Telefonlarımızın mesaj kutularına tebrik mesajları gönderildi ve hatırlandığımız için mutlu edildik. Böylece bir 3 Aralık’ı daha huzurla kutlayıp, evlerine döndüler ve kokuşmuş vicdanlarının temizlendiğini sanıp, rahat uykularına döndüler.
“Peki, konunun bununla ilgisi ne?” derseniz, anlatayım dostlar. Söylediğim gibi bu ayki konumu araştırmak için önce bir yasa teklifini okumak istedim. Öyle ya üzerinde konuşacağımız şeyi gazete haberlerinden derleyip size sunamazdım. Tabii bu kanun teklifi TBMM’nin resmî web sitesinde olacağı için Google Chrome denen hazreti açarak girdim Meclis’in sitesine. Teklifleri ararken, “Engelsiz Meclis” başlığını taşıyan bir bağlantı çıktı karşıma. Bir ümit tıkladım bağlantıya. Bir yandan da “Vay be! Hem siteyi erişilebilir yapmışlar hem de kolay bulunması için bağlantı koymuşlar” Diye düşündüm.
Neyse bağlantı altında bir sürpriz daha vardı’! “Görme engelli”, “İşitme engelli” diye ikiye ayırmışlar. Eh, haklı olarak biraz daha heyecanlanıp, “Hem ayrım var hem yönlendiriyor; kesin süper erişilebilir olmuştur” diye düşünerek “görme engelli” yazan bağlantıya tıkladım... Hazır mısınız, sürpriz geliyor?
Açılan sayfayı, JAWS 2024 ekran okuyucu programım özetlerken sayfada tek bağlantı olduğunu söyledi. “Haydi! Bu nereden çıktı?” deyip sayfayı dolaşmaya başladım. Sayfada, “Devam etmek için resimde gördüğünüz karakterleri kutucuğa yazın” yazıyordu. Evet, tam olarak böyle yazıyordu. “Dur, sakin ol, kesin sesli sınama vardır” düşüncesiyle sayfayı dolaşmaya devam ettim ki yoktu. Sayfayı yeniledim. Tarayıcıyı kapatıp yeniden girdim. Önbelleği temizleyip tekrar denedim. Sonuç aynı. “Engelsiz Meclis” bağlantısının altında bulunan “Görme engelli” bağlantısını tıkladığınızda sayfaya devam edebilmek için resimde gördüğünüz karakterleri kutucuğa yazmanız gerekiyordu.
Kendisi de bir hukukçu olan eşimi arayıp durumu anlattığımda, “Seni deniyorlar. Bakalım gerçekten kör müsün? O karakterleri birinden yardım alarak yazarsan şöyle bir yazı çıkacak: ‘Demek ki kör değilmişsin. Seni denemek için yapmıştık. Nasıl da düştün tuzağa! Raporun da iptal edilecek’” şeklinde bir yorum yaptı. İşyerinde gören bir arkadaşına denetmiş. O bilgisayarda herhangi bir kod falan istemeden sözünü ettiğim sayfa açılmış. Eşim haklı, bence bu bir tuzak dikkatli olun. İster güvenlik kaygılarından olsun isterse de "engelsiz keyifleri" bu şekilde istesin; sebebi ne olursa olsun sesli sınama özelliği olmayan bir yöntem görme engelliler için tuzaktır!
Sevgi her engeli aşıyordu ya; demek ki bende bir sorun var. Ya beni çok sevmediler ya da ben çok sevilmedim. Çünkü sevgi, Meclis sayfasındaki görsel sınama engelini aşamadı.
Hikâye bu kadar dağılabiliriz.