Toplam Okunma 0
Yazıda ismi geçen Abraham Nemeth'in Ulusal Körler Federasyonu tarafından kendisi için yaptırılan ve hem Latin harfleri hem de Braille alfabesiyle ismi ve doğum yılı yazılmış, kendisinin de kabartmasının yer aldığı plak elindeyken poz verdiği bir fotoğraf

Sevgili okurlar. Bu ayki çeviriye başlamadan önce size bu çevirilerin büyük bir bölümünün kaynağından bahsetmek isterim. Zaman zaman farklı kaynaklardan çeviri yapsam da yaptığım çeviriler genellikle “Tanecik” kitaplarından geliyor. Peki nedir bu “Tanecik” kitapları? Tanecik kitapları, 1991 ve 2006 yılları arasında ABD’deki Ulusal Körler Federasyonu’nun körlük hakkında önyargılarla mücadele etmek için yayınladığı, 30 kitaptan oluşan bir kitap serisidir. Kitaplarda körler gündelik hayatta yaşadıkları ayrımcılığı, başarıları, körcül eğitim ve körlüğü kabullenme maceralarını ve körlerin gündelik hayatta kullandığı beceriler gibi şeyleri anlatıyorlar. Bu anılardan bazıları üzücü, bazıları umutlandırıcı, bazıları ise hem güldürürken hem de düşündüren cinsten. Bu ay size hem güldüren hem de düşündüren iki anı aktarmak istedim. Yazılardan ilki, Seville Allen adında bir hanımefendiye ait. İkincisi ise bazılarınızın matematikten tanıyacağı Nemeth kodunun mucidi Abraham Nemethe’. İyi okumalar.

 

Bir Tutum Meselesi

 

Tanecik kitaplarının dikkatli okuyucuları, körlük sorunlarının çoğunun körlüğün kendisinden değil, onunla ilgili tutumlardan kaynaklandığına dair tekrar eden bir temanın farkına varacaktır. Bazen soruna neden olan tutumlar, gören kişiler tarafından körler hakkında sergilenir. Ancak çoğu zaman sorunlu tutumlar kör insanlar tarafından kendileri hakkında sergilenir. Burada Seville Allen, konuyu vurgulayan sıra dışı ve ironik bir olayı anlatıyor.

 

Kısa süre önce alışverişe ve topluluk etkinliklerine yürümek için uygun mesafede bir eve taşındım. Yürüyerek kısa bir sürede birçok yere ulaşım mümkün olduğu için bölgede birçok kör yaşıyor. İki farklı günde trafik ışığının değişmesini beklerken kör bir adam bana karşıdan karşıya geçmesine yardım edip edemeyeceğimi sordu. İki kere de yapacağımı söyledim. İlk seferde beyefendi elini omzuma koydu, ışık değişti ve karşıdan karşıya geçtik. Bana teşekkür etti ve kaldırımda yürümeye devam etti.

 

İkinci kez yardım istediğinde hikaye aynı şekilde ilerledi; ta ki caddenin karşı tarafına ulaştığımızda bastonum bir direğe çarpana kadar. Bana sesin ne olduğunu sordu. Lamba direğine bastonumun çarptığını söyledim. Adam, "Baston mu?" diye sordu. “Evet” dedim, “Ben de körüm.” Bana olan güveni anında öfkeye dönüştü. Bana yüksek bir sesle, ikimizin de hayatını tehlikeye atacak kadar düşüncesiz olduğumu söyledi.

 

Bu hikayeyi paylaşıyorum çünkü körlük konusundaki tutumumuzun kendimizi ve/veya kendimize olan inancımızı sınırlamamıza nasıl yol açabileceğine işaret ediyor. Bu durumda sağ sağlam caddenin karşısına geçmiştik ama adam bunu düşünmek yerine, körlerin tek başına veya gören bir insandan yardım almadan karşıdan karşıya geçişlerinin tehlikeli olduğuna dair sorgulanamaz inancına göre hareket etti.

 

Ne sıklıkla kör olduğumuz için yeni bir mahalle keşfedemeyeceğimize, refakatçi olarak gören biri olmadan tatil yapamayacağımıza, iş başvurusunda bulunamayacağımıza veya bir alışveriş merkezinde dolaşamayacağımıza inandığımızda kendimizi kısıtlıyoruz?

 

 

Kayıp Değilim.

 

Abraham Nemeth, kör bir matematik profesörü ve uzun yıllar Ulusal Körler Federasyonu'’nun Michigan Şubesi'nin önde gelen üyelerinden. Onun anlattığı hikaye bize, mantıksız olsalar da, kökleşmiş düşünce örüntülerini kırmanın zor olduğunu hatırlatıyor.

 

Detroit Üniversitesi'nde matematik öğretmek için Detroit'e gelmeden önce gençlik yıllarıma dek New York’ta yaşadım. Manhattan ve sonrasında Brooklyn'de yaşamaya başladıktan ve şehrin diğer ucunda arkadaşlar edindikten sonra kısa zamanda şehrin her yerinde metro, otobüs ve tramvay veya troleybüs yollarına aşina hale geldim.

 

Bir gün, bir iş için orta Manhattan’Daydım. Bölgeye aşina olduğum için kolaylıkla bir yerden bir yere gidebiliyordum. Kayboldukları besbelli, Batı aksanlı iki genç bana yaklaşıp Doğa Tarihi Müzesi’ne nasıl gideceklerini sordular. Aksanlarından turist oldukları açıkça anlaşılıyordu. Açık ve eksiksiz bir tarif vermeye başladım. Bitirdiğimde bir an için ikisi de durakladı. Bir iki adım uzaklaştılar ve biri dedi ki, "Başkasına sorsak iyi olur. O adam kör.” Bunun üzerine onlardan yana bir adım atıp döndüm ve dedim ki, “Kör olduğum doğru ama kayıp değilim.”

 

Kaynakça:

 

Bir Tutum Meselesi

Yazan: Seville Allen

İlk yayımlandığı platform: “As the Twig Is Bent” Tanecik kitapları 3

İlk yayımlandığı tarih: 1992

Editör: Kenneth Jernigan

 

Kayıp Olan Ben Değilim

Yazan: Abraham Nemeth

İlk yayımlandığı yayın: “Oh Wow!” NFB Tanecik Kitapları 18

Yayımlanma tarihi: 2000

Editör: Marc Maurer

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.