Toplam Okunma 0

Her dört yılda bir düzenlenen olimpiyatlar bu sene 5- 21 Ağustos tarihleri arasında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde gerçekleştirildi. Hem Türkiye’de hem de dünyada büyük ilgiyle izlenen oyunlar, alınan derecelerden yaşanan skandallara kadar büyük ses getirdi. Türkiye 103 sporcu ile ve 21 farklı spor dalında katıldığı bu organizasyondan 1 altın, 3 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalya ile döndü. Madalya kazandığımız spor dalları güreş, halter, atletizm ve tekvando. Katılan sporcularımızın yüzde 53’ü erkek, yüzde 47’si ise kadın.

Peki sabırsızlıkla beklenen ve büyük ilgi gören olimpiyat oyunlarının ardından gerçekleştirilen Paralimpik Oyunlarını hiç merak ettiniz mi? Hem seyirci hem de bütçe anlamında hak ettiği ilgiyi olimpiyatlar kadar görmese de, olimpiyatlardan sonraki uluslararası en büyük ikinci spor etkinliği olan bu etkinliğe kısaca bir göz atalım.

Paralimpik, Latince’de eşit anlamına gelen “parallel” ve olimpiyat anlamına gelen “olympics” kelimelerinin birleştirilmesi ile elde edilmiş bir isimlendirme. Ludwig Guttman ismindeki bir nöroloji doktorunun İngiltere’de tekerlekli sandalye kullanan savaş gazilerinin rehabilitasyonu için düzenlediği spor etkinlikleri paralimpik oyunların başlangıcını oluşturuyor. Bugünkü anlamıyla ilk paralimpik oyunlar 1960 yılında Roma’da gerçekleştirilmiş. Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) 1989 yılında kurulmuş ve merkezi Almanya’da bulunuyor. Türkiye Paralimpik Komitesi ise 2002 yılında kurularak aynı yıl içinde IPC üyesi olmuş.

Paralimpik Oyunlarına başlangıçta yalnızca tekerlekli sandalye kullanıcısı sporcular katılabiliyorken 1976’da bu kural değiştirilmiş. Şu anda dünyanın beş kıtasındaki birçok ülkeden farklı engel türlerine sahip sporcular futboldan masa tenisine, okçuluktan yüzmeye kadar geniş bir yelpazede yer alan branşlarda yarışmalara katılabiliyor. Alınan karar doğrultusunda 80’lerin sonu ve 90’ların başı itibariyle Paralimpik Oyunları yaz ve kış olimpiyatlarının bitiminden iki hafta sonra aynı şehir ve tesiste düzenleniyor. O yüzden bu seneki oyunlar 7 – 18 Eylül tarihleri arasında Rio de Janeiro’da gerçekleştirildi.

Türkiye’nin Paralimpik Oyunlarda yer alması 1992 yılında yüzme dalında yarışan tek bir sporcumuzla Barselona’daki oyunlarla başlamış. Son yıllardaki başarılarımızı inceleyecek olursak 2004 Atina oyunlarında atıcılıkta altın madalya, 2008 Pekin oyunlarında okçulukta altın madalya ve masa tenisinde bronz madalya, 2012 Londra oyunlarında ise halterde altın madalya; halter, atıcılık, judo ve masa tenisinde gümüş madalya; okçuluk, golbol, judo ve halterde bronz madalya ile toplam 10 madalya kazandık.

Bu seneki oyunlara 29 görme engelli, 49 bedensel engelli ve 1 özel sporcu olmak üzere 79 sporcu ile katıldık. Görme Engelliler Spor Federasyonu sporcuları futbol, golbol, judo ve atletizm branşlarında;  Bedensel Engelliler Federasyonu’nun gönderdiği sporcular atıcılık, masa tenisi, okçuluk, atletizm, halter, yüzme, tekerlekli sandalye tenisi, tekerlekli sandalye basketbolu branşlarında; Özel Sporcular Federasyonu sporcusu ise atletizm branşında yarıştı. Ülkemizin aldığı dereceler ise şöyle sıralanıyor:  halterde bedensel engelli sporcumuz Nazmiye Muratlı dünya rekoru da kırarak altın madalya aldı. Tekerlekli sandalyede yarışan Abdullah Öztürk masa tenisinde, üstelik bu branşta dünyanın en başarılı sporcularını yetiştiren Çin’i yenerek altın madalya kazandı. Takım sporundaki ilk altın madalyamız ise golbol branşında görme engelli sporcularımızdan geldi. Bedensel engelli sporcumuz Kübra Korkut masa tenisinde gümüş madalya kazandı. Bronz madalyalar ise judoda yarışan görme engelli Ecem Taşın ve Mesme Taşbağ; atıcılıkta yarışan bedensel engelli Ayşegül Pehlivanlar,  atletizmde mücadele eden görme engelli Semih Deniz ve masa tenisi erkek takımından geldi. 3 altın, 1 gümüş ve 5 bronz olmak üzere toplam 9 madalya ile oyunları tamamladık.  2016 Paralimpik Oyunları madalya sayısına göre ilk üçte bitiren ülkeler ise sırasıyla Çin, Büyük Britanya ve Ukrayna.

Bu yıl bir ilk de gerçekleştirilmiş. Komite görme engelliler için erişilebilir madalyalar tasarlamış. Madalyaların içine yerleştirilen küçük çelik toplar,  salladığınızda belirgin bir ses çıkarıyor ve çıkan sesin yoğunluğuna göre madalyanın altın, gümüş ya da bronz olup olmadığı anlaşılıyormuş. Ayrıca Rio 2016 Paralimpik Oyunları yazısı madalyalara Braille ile yazılmış.

Belirtmek istediğim bir diğer husus da Türkiye Paralimpik Komitesi tarafından Parsu ve Parcan isminde iki çizgi karakter yaratılarak konu ile ilgili bir videonun hazırlanmış olduğu. Parcan tekerlekli sandalye kullanan ve basketbol oynayan bir erkek çocuk, Parsu ise görme engelli bir kız çocuk. Hazırlanan 8 dakikalık bir animasyonda oldukça doğru bir yaklaşımla engellilik ve paralimpik oyunlar anlatılmış. İlkokul öğrencilerine bu alanda bir çalışma yapmak istendiğinde kullanmak için iyi bir kaynak.

Bu oyunlar sahip olunan engel nedeniyle pek çok şeyi yapamayacakları düşünülen engelli bireylerin; bedenin sınırlarını esnetme, yoğunlaşma, çok çalışma ve disiplin gerektiren bir alan olan sporda neler yapabileceklerini göstermesi, bir başka deyişle var olan bir önyargıyı sarsması anlamında çok önemli. Dilerim engelli bireylerin spora katılımlarını artıran çalışmalar hız kazanır ve biz de ulusal ve uluslararası arenada bu konuda ülke olarak daha büyük başarılara imza atarız.

 

Kaynaklar:

https://www.paralympic.org/

http://www.tmpk.org.tr/

Parsu ve Parcan videosu:

https://www.youtube.com/watch?v=QYk0rmEz_5M


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.