“Şimdi sana 50 lira diye 5 lira versem nasıl anlayacan abla?”
İbrettaşlarımın çoğu girmiştir bu sınava. Meğer insanlar ne meraklıymış kazıklamaya! Paranoya mı yapıyorum dersiniz? Biraz düşünelim:
Geçtiğimiz haftalarda tam bir eğitim faciasına neden olan “varsanılanın izdüşümünü imgelemsel görüngüsüyle alımlayamadığı halde ilkokul stüdanlarına ikincil languaj öğretmenliği yapan” bir bayanfendi, çocuğunun ders esnasında bonzai kafası yaşamasından endişe eden bilinçli bir veli tarafından kahramanca dolandırıldı. Dolandırmak derken yanlış anlamayın, gizli kamerayla sınıfa sızıp, gözleri görmeyen görme engelliyi göz göre göre görüntü kaydına almak suretiyle çektiği uzun montajlı filmini youtube’da vizyona sokmaktan bahsediyorum. Gişe rekorları kıran başyapıt niteliğindeki videonun başrolünde, sevgili öğretmenlerinin körlüğünden istifade ederek sınıfta çılgın atan minik çocuklar yer aldı. Yönetmenimiz Törkiş Kuntin Tarantula, bu filmiyle o ucube hocanın mazlum yavrucaklara asla İngilizce öğretemeyeceğini, çünkü İngilizce’nin ancak görerek öğretilebileceğini topluma anlatmayı başararak 7 kanalda Oscar’a aday gösterildi. Hepsinden önemlisi söz konusu öğretmenin eksiklerini tamamlamak için kolları sıvayan muzaffer veli, çocuğuna dolandırıcılık, şantaj, fırsatçılık gibi evrensel değerleri uygulamalı eğitim yoluyla aşıladı.
Sonra ne mi oldu? Körcağızın açığını kollayanlara parçalı bulutlu gün doğdu. Sınıfa yabancı girdiğini niye fark etmemiş de, ibret başına o mesleği yaparsa bunlar başına gelirmiş de, falan da filan da… Fail güçlü olunca, mağdur suçlu oluyor elbette. Ve son kroşe: “Sen onu bunu bırak da, bak işte seni suiistimal ederler. Gel sana refakatçi verelim de olay tatlıya bağlansın.”
Bir ibret faciasını da böyle atlattılar. Siz sağ, biz felaket.
Onlar erdi muradına, biz çıkalım sokaklara!