Toplam Okunma 0

Sosyal medyada gördüğüm bir söz var: "Ben karıncayı bile incitmem cümlesindeki bile; karıncayı incitir."

Bir söz daha var: "Filler tepişir, çimenler ezilir."

İşte bu "Ben karıncayı bile incitmem," cümlesini sarf edenler, tepişen fillerin ta kendileridir ve her ezilen çimenle birlikte yüzlerce karınca incinir.

Hâsılı, aslında her birimiz birer fil olma potansiyeli taşıyoruz bence. Güçlü fillerin huzurunda da çimen...

Karıncalar mı? Söz etmeye bile değmez!

O gün, bir sürü çimen ezildi Ankara'da. Binlerce de karınca incindi. İncinmek bir yana hayatlarını kaybettiler.

Ben üzülemedim bile; çünkü aslında her zaman olan şeyler bunlar ve buna herkesle üzülmek diğerlerine haksızlık olurmuş gibi geldi. Garip bir mantık yürütme şekli diye düşünebilirsiniz; ama bunun mantıkla ne ilgisi var ki?

Herkesin, yapabildiğine iktidarını kanıtlamaya çalıştığı bir dünyada, bir tek kişi; hem fil, hem çimen hem de karınca olur aynı zamanda. Yerine göre fil, yerine göre çimen, yerine göre de karınca…

Birisine kendinizi “tanıtacağınız” zaman da; “Ben karıncayı bile incitmem,” dersiniz ve o sizi iyi birisi olarak bilir. Oysa siz sadece, karıncayı hiçe sayan bir çarkın dişlilerinden birisinizdir.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.