Toplam Okunma 0

Geçtiğimiz sene mayıs ayındaki engelliler haftası kapsamında, çalıştığım okulun rehberlik panosunu düzenlemek istemiştim. Konuyla ilgili fazla basılı kaynak olmadığı için ilk olarak internette ve forumlarda bu konuyla ilgili okullarda yapılmış ve öğretmenler tarafından paylaşılmış çalışmaları araştırdım. Sonuç büyük bir hayal kırıklığıydı. Hazırlanan materyallerde “ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” gibi özlü sözlerden tutun, “İnan kimse istemez, eksik olsun bir yeri, sağlamsan yavrum şükret, değerlendir günleri” diye devam eden şiirlere; “Okulda, sokakta gördüğümüz sakatlarla alay etmeyelim, gülmeyelim. Onları üzmemeye, kırmamaya özen gösterelim.” diyen metinlere kadar ne ararsanız vardı. Bir başka deyişle, hak temelli yaklaşımı esas alan değil, şefkat ve acıma duyguları üzerinden hareket ederek yapılmış bir dolu şey. Maalesef öğrencilere bu konuda doğru bir bakış açısı kazandıracak olan öğretmenler de çoğunlukla engellilikle ilgili toplumun genel geçer bakış açısından farklı bir düşünce ve tutuma sahip olmadığı için yaptıkları çalışmalar da yanlış algıyı destekler ve devam ettirir nitelikte oluyor.

Rehberlik panosu önem verdiğim ve etkin olarak kullanmaya çalıştığım bir alan. Her ay farklı temalarda bir ya da iki çalışma yaparak panoyu güncelliyorum. Öğrencileri de takip etmeleri konusunda teşvik ederek oradaki paylaşımlarla ilgili zaman zaman sohbet ediyorum. Hedef kitlem ilkokul öğrencileri olduğu için her zaman görseli bol, metni az materyaller kullanıyorum.

Rehberlik panosuna engelliler haftası afişini astıktan sonra bu afişi çevreleyecek şekilde farklı engel grupları ile ilgili resim ve bilgiler koymaya karar verdim. Engellilikle ilgili şiir ve hikâyelerdense çocuklara farklı engel gruplarındaki insanların yararlandığı destek teknolojileri ya da iletişim şekilleri hakkında bilgi vermek faydalı olur diye düşündüm. Çünkü yetişkinlerde dolayısıyla çocuklardaki algı, örneğin, görme engelli bir insanın birisinin yardımı olmadan kitap okuyamayacağı, yemek yapamayacağı ya da fiziksel engeli olan birisinin spor yapamayacağı şeklinde. Bunların destek teknolojileri ile ya da bir takım düzenlemelerle pek ala da yapılabileceğini mevcut örneklerle göstermek bu algının en azından biraz esnemesine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.

Kullanacağım görsellerde engelli ve engelsiz çocukları birlikte oynarken ya da çeşitli etkinlikleri bir arada yaparken gösteren resimler bulmak istedim. Ama engellilik, çocuk, kaynaştırma gibi Türkçe anahtar kelimeler kullanarak resim arattığım zaman neredeyse hiçbir şeyin çıkmadığını gördüm. Anahtar kelimeleri İngilizce’ye çevirdiğimde seçeneklerim biraz daha artmıştı. El ele tutuşarak halka oluşturmuş birlikte oynayan engelsiz ve iki tane tekerlekli sandalyeli engelli çocuğun olduğu bir resim ya da ip atlayan bir çocuk ve ipi çeviren biri engelsiz diğeri de tekerlekli sandalyesinde oturan engelli bir çocuğun olduğu resimler gibi bazı görseller buldum. Burada şunu da eklemek istiyorum, geçen sene yaptığım bu çalışmanın ardından bir karar vermiştim. İletişim, arkadaşlık, kitap okuma gibi farklı temalarda rehberlik panosunu hazırlarken de görsellerde engelli ve engelsiz çocukları, ya da engelli ebeveyn ve engelsiz çocukları gösteren resimler kullanacaktım ama çoğunlukla bulmakta zorlandığım için bunda pek başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim. Engelliler gerçek hayatta yok sayıldığı için bu tür görsellerde de yine temsil edilmiyorlar.

Sonra işitme engellilerin İşaret Dili aracılığıyla iletişim kurduklarını ve bunun için de ellerini kullandıklarını söyleyerek alfabedeki tüm harflerin Türk İşaret Dili’nde nasıl gösterildiğine yer veren bir resim kullandım. Bu resim okuldaki iki sınıf öğretmenimizin ilgisini çekmiş ve panodaki materyali çoğaltarak öğrencilerine dağıtmışlar. Çocuklar birkaç gün sonra gelip alfabedeki tüm harfleri işaret diliyle tek tek doğru bir şekilde gösterince hem şaşırmış hem de çok mutlu olmuştum.

Görme engellilikle ilgili olarak da görme engellilerin, kitapları Braille denen ve kabartma noktalardan oluşan özel bir yazı sistemi kullanarak okuduklarını belirtip, İzmir’de bulunan Türkiye Görme Engelliler Kütüphanesi’nden temin ettiğim ve üzerinde Braille ile harflerin ve rakamların yazılı olduğu kâğıdı astım. Ayrıca çocukların ilgisini çekebileceği düşüncesiyle görme engelli çocuklar için geliştirilen bir projede ortaya çıkan Tavşan Görenkulak isimli kör bir tavşanın öyküsünün anlatıldığı bir cd çalışması hakkında bilgi sundum. Çocukların çok sevdiği ve büyük bir heyecanla takip ettikleri hikâye serileri ya da çizgi film karakterleri oluyor. Keşke Türkiye’de benzer bir öykü dizisi ya da çizgi film oluşturulsa ve bizler de daha sistemli, doğru ve dikkat çekici şekilde çocuklara bu konuları aktarabilsek. Yurtdışında bunun örnekleri biraz daha fazla. Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri kökenli çizgi roman yayımcısı Marvel’in esas olarak işitme engelli çocukları ve ailelerini bilinçlendirmeyi hedef aldığı Blue Ear gibi. Blue Ear karakteri tam da okula gitmeye başladıktan sonra işitme cihazını artık kullanmak istemeyen 4 yaşındaki Anthony Smith’in annesinin yayınevine yazarak yardım istemesiyle ortaya çıkmış bir karakter.  Tabii aslında olmasını hayal ettiğim şey bu tür karakterlerin sadece psikolojik destek ya da bilinçlendirme amaçlı yayınlarda değil, ana akım içerisinde herkese hitap eder şekilde kullanılması. Bunlardan başka, okulumuza gelirken öğrencilerin de kullandığı cadde üzerinde yer alan kılavuz yüzeyler hakkında yine görseli ile beraber kısa bir bilgi sundum.

Son olarak bir film önerisinde bulundum. Üniversiteden hocam Yrd. Doç. Dr Hande Sart’ın ders kapsamında öğrencilerine izletirken “Engellilik temalarına dikkat ederek seyredin” dediği ve çocukların da çok seveceği muhteşem film Kayıp Balık Nemo’nun engelli kahramanları; bir kanadı doğuştan küçük olan Nemo ve hafıza güçlükleri yaşayan, öğrendiklerini çok çabuk unutan Dori gibi karakterlerden bahsederek bilgi verdim.

Özetle, ilkokul düzeyinde engellilikle ilgili bir pano hazırlarken metinlerde kısa ve sade bir dil kullanmak, görsellere yer vermek, gelişim dönemlerine uygun olması nedeniyle soyut değil somut bilgiler sunmak ve acıma ya da muhtaçlık değil farklılık, bir arada yaşama, saygı ve hak kavramlarına vurgu yapmak gerekmekte. Ortaya koyulan bir okul panosundaki çok küçük bir çalışma olsa da doğru kullanıldığında ve farklı bir şeyler yapıldığında dikkati çeken ve güzel sonuçlar alınan bir işe dönüşüyor.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.