29. Sayı: Temmuz 2016

Merhabalar Değerli EEEH okuyucuları,

Yaşama ve sıcaklara bir “EEEH” demek istiyorsanız, serin serin gazozunuzu, limonatanızı yudumlarken size eşlik edecek yirmi dokuzuncu sayımıza hoş geldiniz. Bu sayımız epeyce zengin, bu nedenle dergimizi okurken yazıların akıcılığına kapılıp litrelerce gazoz tüketmemeniz için baştan uyarıyoruz.

İlk Yazımız Elif Emir Öksüz’den. Temmuz başında gerçekleştirilen NFB kongresine dair izlenimler, teknolojik haberler ve çok daha fazlası bu yazıda.

Engin Yılmaz efsanevi yazı dizisine, “Görünmez Körlerin Kaderle İmtihanı”, iş yerlerindeki görünmezlik hikayeleriyle devam ediyor.

Eylem Yurtsever yıllardır hayalindeki bölüme yerleşti. Yetenek sınavıyla alınan tiyatro eleştirmenliği bölümün acaba sınavları nasıldı dersiniz? Erişilebilir bir sınav olmuş mudur sizce? Eğer bu günlerde kendinizi, çevresel engellenmişliklerden, önyargılardan ve ayrımcılıklardan bıkmış ve yılmış hissediyorsanız, bu ilk üç yazı size ilaç gibi gelecek.

Gelelim Pınar Yavuz’un yazısına. Pınar aslında her rehber öğretmenin okuması gereken inanılmaz değerli ve önemli bir yazı kaleme aldı. Engelli ve engelsiz çocukların sözde değil, gerçek anlamda kaynaştırılması için neler yapılabileceği hakkında önerilerini bizlerle paylaştı.

Bu ay yine konuk yazar açısından zengin bir ayımız. Avukat Sevgi Mart yeni çıkan bankacılık yasasının erişilebilirlik açısından getirdiği ve getiremediği düzenlemelerden bahsediyor. Görünen o ki henüz paramızla rezil olmaya son verilmemiş ama biraz ilerleme var.

İkinci konuk yazarımız yazdıklarıyla epeyce kafamızı karıştıracak. Meral Sözen bize bir bulmaca sunmuş. Pek çok soru sormuş. Soruları okuyun düşünmeye başlayın. Cevaplar gelecek sayıda.

Üçüncü konuk yazarımız, geçen ay da bizlerle birlikte olan genç arkadaşımız Oğuzhan Al. Kendisi eş seçimlerimiz hakkında ilgi çekici yorumlar ve açıklamalar yapmış. Kesinlikle okunmaya değer.

Efendim bayram geçti ama biz bir tarif verelim en körcülünden. Nasıl olsa yakında bir bayram daha var. Gülcan Altun, her ne kadar sarmanın gözle değil elle yapıldığını söylese de, bize bu ay dolma tarifini uygun görmüş.

Son yazımız Deniz Aydemir-Döke’den. Sesli betimlemede son nokta, müzikal ve canlı sahne performanslarının betimlenmesi.

Efendim, dergimiz huzurlarınızda, okuyunuz okutunuz.