Toplam Okunma 0


Bu yazımda hala elde edemediğimiz bir haktan ve bir görme engelli olarak, beni nasıl etkilediğinden bahsetmek istiyorum. Seçme ve seçilme hakkı, ilkokuldan beri bize bir vatandaşlık görevi ve hatta, o dönemlerde sanıyorum bizler için daha etkili bir söz olduğu dikkate alınarak, “ödev” olarak öğretiliyordu.
 

Oy kullanmak, bir vatandaşlık hakkı ve ödevidir. Oylar, tek başına, gizli olarak kullanılır ve hep şu söylem aklımda kalmıştır: “gizli oy, açık sayım”. Yine o günlerden aklımda kalan manzara, ailedeki bütün büyüklerin oy kullanmaya giderkenki heyecanları ve telaşlarıdır. Babam, o gün annemi erkenden uyandırır, kimlikler ve seçmen kağıtları kontrol edilir, kısacası oy kullanmak için erkenden ve özenle hazırlanılırdı. Anlayacağınız, bizim evde bir sınav heyecanı ya da bayram sabahlarının telaşı yaşanırdı. Seçim yerine giderken ve dönüşte komşularla karşılaşılır, ayak üstü karşılıklı hayır temenlileri edilir ve akşamın olması televizyon karşısında sabırsızlıkla beklenirdi. İşte seçim denince benim aklıma gelenler bu manzaralardı.
 

Oy kullanma yaşına gelince, ailemdeki bu grur veren sürece dahil olmanın keyfini yaşarken, kafamda da bir yandan oyların gizliliği sorusu yer etmeye başlamıştı. Çünkü benim oyum gizli olmuyordu. Oyumu kardeşimle ya da annemle kullanıyordum. Evet oyumu yanlızda kullansam, benim hangi partiye oy verdiğimi zaten onlar bilirdi. Yapım gereği yakınımdakilerden bir şeyi gizleyemezdim. Ancak bu sadece benim sorunum değildi. Benim gibi Türkiye’de yaşayan bir çok görme engelli vardı. Zaman zaman bu konuyu arkadaşlarımızla tartışmaya başladık, bu sürecin böyle devam etmemesi gerektiğine karar verdik. Artık bu konu Engelsiz Erişim Derneği’nin gündemindeydi.
 

Engelsiz Erişim Derneği olarak, şöyle bir çalışma planı yaptık. Öncelikle bu oy kullanımı nasıl olmalıydı? Dünyada bu sorun nasıl çözülmüştü? Bu yöntemler Türkiye’de nasıl uygulanabilirdi? Bu soruların cevapları araştırılacak ve bulgular diğer görme engellilerle de paylaşılacaktı. Arkadaşımız Adem Vural, bu konuda yaptığı araştırmalar sonucunda, görme engellilerin oy vermesi konusunda, dünyada otomatik ve manuel bir çok yöntemin olduğunu, bu yöntemlerin başarıyla  uygulandığını tespit etmiş ve bunu bir seminerle diğer görme engellilere anlatmıştır. Bu araştırmalara göre, Türkiye’deki seçim sistemine en uygun olan yöntem kılıf adını verebileceğimiz yöntem olarak belirlenmiştir. Kılıf yöntemi, kullanımı kolay ve görmeyenlerinde oy gizliliğini sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntem, pusulanın içine yerleştirildiği kılıf tarzı bir araçla uygulanacaktı. Görmeyen, pusulayı kılıfın içine yerleştirecek ve kılıfın üzerindeki boşluklardan, herkesin kullandığı pusulayı mühürleyerek oyunu kullanmış olacaktı.
 

Sonraki aşama ise, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) buna ikna edilmesiydi. Bu kapsamda birkaç defa Gözder ve Engelsiz Erişim Dernek yetkilileri, YSK ile görüşme yapmış; ancak ne yazık ki somut bir adım atılamamıştır. Engelsiz Erişim Derneği olarak, çalışma prensiplerimizde sırada eylemlilik süreci vardı. Bu kapsamda, 3 Aralık 2010 Dünya Engelliler Günü teması, erişilebilir oy kullanma olarak Gözder ile birlikte Taksim meydanında işlendi.
 

Maalesef, o günden bu güne kadar üç seçim süreci geçirmemize rağmen, bu alanda bir arpa boyu yol alınamamıştır. Beni bu yazıyı yazmaya yönlendiren şey ise, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin oldukça gergin bir ortamda gerçekleştirilmiş olmasıdır. İlk defa, bu seçim sürecinde böyle bir kutuplaşma gördüm. Herkesin kendi inandığı tarafın kazanması için, adeta birbiriyle yarış halinde olduğuna ve bir çok kişinin bu yüzden gözünü kararttığına şahit oldum. İnsan böyle bir ortamda oylarının güvenliğinden endişe duyarken, benim kuşku duymamam hem de en az biriyle oy bilgimi paylaşırken, mümkün değildi. Ben kendimi telkin etmeye çalışırken, “saçmalama Mürşide, oy kullanacağın kişiler ailen” Falan diye düşünürken, bir arkadaşımın beni arayarak, “Mürşide, oyunu kiminle kullanacaksın? Eğer güvendiğin biri varsa, bize de yardımcı olabilir mi?” Diye sorması, endişemde ne kadar haklı olduğumu gösterdi. Arkadaşımın araması, ilk kez ailemden çok farklı bir tercih yapacak olmam ve nerdeyse herkese tek tek açıklama yapmaya çalışmam, şu sistemi hala kurmayanlara derin sitemler göndermeme sebep oldu. Oyumuz herkesin oyuyla eşit sayıldığına göre, oyumuzu gizli kullanabilmek, herkes gibi bizim de hakkımızdır.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.