İlk kez, engelliliği tüm yönleriyle ele alan bir dergide yazma girişiminde bulunmuş olduğumdan, siz EEEH Dergi okuyucularına güzel enerjiler göndererek merhaba diyorum.
Yazının başlığından da anlayacağınız üzere, size lisans eğitimimde grup arkadaşlarımla gerçekleştirmiş olduğum lisans tezinden elde ettiğim kazanımları bu yazı yoluyla aktarmak istiyorum.
Tüm bunların yanında bir araştırma grubunda, görme engelli bir bireyin grup ortamında elde ettiği deneyimleri kendi yaşamsal deneyimim üzerinden size aktarmayı amaçlıyorum. Şunu belirtmeliyim ki, üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme bilimsel araştırma süreçleri farklılıklar taşımaktadır. Bu bağlamda, ben size Başkent Üniversitesi Sosyal Hizmet bölümünün, sosyal hizmet araştırma uygulaması dersinin işleyiş sürecine göre anlatacağım.
Lisans tezi, belirlenmiş bir konu üzerinde literatür araştırmaları yapmayı amaçlayan ve odaklanılan konu üzerinde bu zamana kadar yapılmış olan çalışmaları bir araya getirerek araştırmanın raporu olarak hazırlanmasını amaçlarken; araştırma uygulaması niteliğindeki lisans tezi, geçmişten günümüze kadar olan zaman diliminde çok irdelenmemiş konuları incelemeyi ve literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Yazımın başında da ifade ettiğim üzere üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme farklılıklar gösteren lisans tezi hazırlama sürecinde, birbirleriyle daha öncesinde pek iletişimde bulunmayan bireylerin kura sonucunda bir araya getirilmesiyle oluşturulan araştırma grupları benim için en çok farklılık taşıyan nokta olmuştu. Evet, aynı sınıfta aynı dersleri görüyor oluşumuz biz bölüm öğrencilerinin birbirimize yabancılaşmamamızı sağlamış olsa bile; bir görme engelli için yani benim için aynı şey söz konusu olamamaktaydı. Bu nedenle, öğrenci kalabalığı içerisinde daha önce görmediğim fakat onların beni gördüğü, varlığımdan haberdar olduklarını düşündüğüm ben hariç dört kişiden oluşan tez arkadaşlarımı tanımaya çalıştım. Genellikle, lisans tezi için oluşturulmuş araştırma gruplarında üye sayıları dört veya beş kişiden oluşmaktadır. Bu nedenle, araştırma grubumdaki kişileri tanımak benim için uzun süren bir süreç olmamıştı. Bunun sebebi grup arkadaşlarımı ve bize tez yazma sürecinde danışmanlık yapan eğitsel danışmanımızı tanımamda en etkili araç olan tez toplantıları olmuştu. Tez toplantılarındaki genel ortamı şu şekilde açıklayabilirim. Ben dahil grubun beş üyesi ve eğitsel danışman, haftada bir gerçekleştirilen tez toplantılarına bir aksilik olmadığı sürece katılıyorduk.
Grup ortamımız hocanın yanında resmi bir yapıda olurken; hoca olmadığında bir arkadaş grubu gibiydi. Kendi tecrübelerim sonucunda, araştırma grubundaki arkadaşlar hakkındaki izlenimim şu yönde oldu: ya çok rahat olup görev verilmediğinde elini ayağını tezden çekiyorlar veya tam tersi biçimde gruba dahil oluyorlardı.
Tez toplantılarına bir aksilik olmadığı sürece katılan bizler bu toplantılar dışında iki veya üç kez bir araya geldik. Benim dışımda kalan tez arkadaşlarımın hepsi yüz yüze görüşmek yerine WhatsApp’ta kurduğumuz grup aracılığıyla iletişimde kalmayı tercih etmişlerdi. WhatsApp grubundaki yazılanları okumayanlar gruptaki iletişimsizliğin sebebiydiler ve dolayısıyla WhatsApp mesajlarını okumayan, süreci bu yolla takip etmeyen arkadaşlarım gruptaki kararlardan veya yapılacaklardan haberdar olmadıkları için grup içerisinde yapılan görevlerde dengesizliğe yol açmıştı. Bu da, benim grup içerisinde hoşnutsuz olmama neden olmuştu.
Tez grubumuzda, çok çalışkan olan arkadaşlar da vardı, dersle ilgisi olmayan arkadaşlar da. Bu durum bazı zamanlarda yani görev dağılımlarında, verilen görevlerin yapılışında dengesizliklerin oluşmasına sebep olmaktaydı.
Görev dağılımları demişken bizim araştırma grubumuzda, görev dağılımlarını belirleyen hoca değil biz grup arkadaşları olmuştuk. Hemen şunu belirtmeliyim, araştırma grubumda yer alan arkadaşların büyük bir kısmı bir görme engellinin neler yapabileceğini veya neleri yapamayacağını bilmemekteydi. Bu sebeple, grup arkadaşlarımın birçoğu bana herhangi yapabileceğim bir görev vermezken diğer arkadaşlara verilen görevler çoğu zaman çoktan belirlenirdi. Bu durumla baş etmek için benim yapabilirliklerimi, becerilerimi veya sınırlılıklarımı onlara oturup anlatmaktansa yaptığım ve tez içerisinde yapacağım işlerle göstermek durumundaydım. Tez grubunun çok kalabalık olmaması, benim kendimi kolay ifade etmemi sağlamıştı. Çünkü biliyordum ki, eğer ben kendimi doğru şekilde ifade edebilirsem, ortaya dişe dokunur bir şeyler koyabilirsem arkadaşlarımın bir engelliye karşı bakış açılarını değiştirirdim ve kararların alınmasında etkili olabilirdim. Böylelikle amacım, hem kendimi geliştirmekti, tez sürecine etkin katılmaktı hem de arkadaşlarımda engelliliğe yönelik farkındalık sağlamaktı.
Tez toplantılarında, yaptığım araştırmaları, tez için yazdığım bölümü bilgisayarımla ve bilgisayarımda kurmuş olduğum bir ekran okuyucuyla yaptığımı anlatmaya başladım. Genellikle, tez toplantılarımızda, danışman hocanın bulunduğumuz aşamadan bir sonraki aşamayı anlatması benim işime geliyordu. Çünkü daha görev dağılımları belirlenmeden ben ne yapacağımı kafamda belirleyip işe koyuluyordum. Bu açıdan biraz araştırma grubumdan ayrı davrandığımı söyleyebilirim. Ama aykırı değildim, grupta var olmak için çabalıyordum. Zaten, zamanla onlar da benim becerilerimi, yaptıklarımı veya nelerde zorlandığımı ve neleri yapamayacağımı görmeye başladılar ve beni zamanla daha çok sürecin içine katmaya başladılar. Bu da işin güzel tarafı. Fakat siz en baştan beri süreçte yer almak için yapabilirlikleriniz ölçüsünde hareket ettiğinizde veya tam tersi birçok göreve ben yaparım diye ortaya atıldığınızda bu sefer grup arkadaşlarınızın, siz yaptığınız için kolaycılığa kaçmayı tercih etmelerini de işin kötü tarafı olarak söyleyebilirim. Bu yüzden bunun tam ortasını bulmak gerekiyor.
Tez danışmanımızla kurduğumuz ilişkiye ve özel olarak benim kurduğum ilişkiye de değinmek istiyorum. Yukarıda da belirttiğim üzere tez danışmanımızla çoğu zaman belirli bir saatte gerçekleşen tez toplantılarında bir araya gelirdik. Çoğu zaman tez danışmanımızla kurulan ilişki son derece resmiydi. Hocanın söylediklerini yaptığımız haftalarda tez toplantıları güzel sonuçlanırken; hiçbir şey yapmadığımız zamanlarda da hocaya verilecek bir hesabın olmasından dolayı tez toplantıları kötü geçerdi. Yani, özetle klasik öğretmen-öğrenci ilişkisi dersem yanlış olmaz sanırım. Ben, tez danışmanımı severdim. Tez danışmanım benim hep katılmamı, bir şeyler yapmamı isterdi. Hatta yaptığımız ilk tez toplantılarının birinde benim nasıl bilgisayar kullandığım, tez için istediği araştırmaları nasıl incelediğim hakkında sorular sorarak benim kendimi arkadaşlarıma ve kendisine anlatmamı sağlamıştı. Tez danışmanınız, engellilik alanında farkındalığı olan bir hoca da olsa veya daha önce engelli öğrenciyle bir deneyimi olmayan bir hoca da olsa, siz kendinizi anlatabildikçe, siz kendinizi gösterebildikçe sizi destekleyecektir. Çok üzgünüm ama şunu ifade etmeliyim ki; biz etrafa yaydığımız enerjilerle insanları harekete geçiririz. Bu da karşılıklı bir döngü olduğu için ilk iş bizden başlıyor.
Tez hazırlama sürecinde grupça neler yaptığımızı ve benim bireysel olarak neler yaptığımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Tezin; kuramsal bilgi temeli, verileri toplama ve buna bağlı olarak bulguları sonuçlandırma aşamaları bulunmaktadır. Beş grup üyesinin ayrı ayrı bölümleri yazmasıyla ve bunun sonucunda bunları birinin birleştirmesiyle tezin kuramsal temeli hazırlanmış olur. Bu aşamada ben arkadaşlarımdan ne eksik ne fazla çalıştığımı söyleyebilirim. Bu anlamda, hem ben hem tez arkadaşlarım ilk aşamada eşit bir şekilde çalışmalarımızı gerçekleştirdik.
Grupça yapılan tezlerde, ilk zamanlarda herkes ayrı telden çalar, grupta bir bütünlük yoktur ve bir fikir birliği yoktur. Ama gruptaki herkesin tek bir gayesi vardır, o da ortaya güzel bir tez çıkarmaktır. Bunun için notları en yüksek olan ve derslerinde belli bir başarı kazanmış kişilerin fikirleri grup üyelerini etkilemektedir. Fikirleriyle insanları yönlendiren kişilerin de çoğu zaman grup lideri ve grup sözcüsü olduğunu kabul etmeyen kimse yoktur sanırım. Bizde de böyle bir durum gerçekleşmişti. Grup lideri tarafından ortaya konan fikirlerin bana mantıklı gelmediği zamanlarda fikirlerimi açıklamaktan geri durmazdım. Kimi zaman herkesçe doğru bulunurdu, kimi zaman tek başıma kalırdım.
Verilerin toplanmasında, bulguların sonuçlandırma aşamalarında, öncelikle veri toplama aracımız olan anketimiz için sorular hazırlamaya başladım. Genellikle, tezlerde kuramsal bilgilerden çok anketi uygulama aşamasından ve bulguları sonuçlandırma, yorumlama aşamalarından keyif almışımdır. Çünkü farklı farklı kişilere temas ederek onların sorunlarını dile getirmek, bir görme engellinin de diğer öğrenciler gibi araştırma uygulaması yapabildiğini göstermek beni mutlu etmişti.
Anket sorularını, tüm arkadaşlarla birlikte hazırlamıştık. Şunu belirtmek istiyorum, tezin ilk zamanlarında yaşanan olumsuzlukların çoğu, arkadaşlara ve hocaya alışamamaktan ve beraber çalışma uyumu sağlayamamaktan kaynaklanan sebeplerden doğmaktaydı. Ama tüm bunlar, tezin son aşamalarında siz farkında olmadan çözülüyor ve yeri geliyor tezi ve tez arkadaşlarınızı yönlendiren siz oluyorsunuz.
Tez hazırlama sürecinde, benim en çok yer aldığım anketlerin uygulanma aşaması, insanlara ulaşamadığımda hem sıkıntılı hem de yorucu bir süreç olmuştu benim için. Burada da yardımıma teknoloji koştu. Zaten anketin elektronik kopyası vardı elimde ve ben anketlerin çoğunu internet ortamında yaptırdım. Böylece, hem anketleri uygulamam benim için zaman kaybı olmadı hem de verilen cevapların elektronik bir ortamda yer alması anketlerin korunmasını sağladı. Böylelikle anketlerin sınıflandırılması süreci de benim için erişilebilir olmuştu.
Öğrencilere elektronik ortamda doldurttuğum anketlerin spss istatistik programına girilmesinde, programın benim için erişilebilir olmamasından dolayı bu süreçte yer almadım. Bu nedenle bu süreci atlıyorum.
Ben daha çok araştırmanın özet kısmının yazılmasında, bulguların yorumlanmasında, araştırmada bazı cümlelerin düzeltilmesinde rol oynadım.
Tez hazırlama sürecinde benim yazdıklarımın yapmış olduğumuz tezde yer alması, ortaya koyduğum şeylerin takdir toplaması bu süreçte bana motivasyon kazandıran en önemli faktörlerden biriydi.
Kimsenin bana görev vermesine ihtiyaç duymadan grupta yer almak, becerilerime bağlı kalarak kendimin yapabileceği şeyleri belirlemek grup içerisinde kendime olan güvenimin oluşmasını sağladı. Ortaya koyduğum şeylerin takdir edilmesi grupta da sözümün geçmesini sağladı.
Arkadaşlarıma bir engellinin kimseden farklı tutulmaması gerektiğini, engelli arkadaşlarının da onlar gibi mevcut koşullar altında araştırmalarını yaptığının farkındalığını kazandırdığımı düşünüyorum.
Tüm bu olumlu çıktıların yanında elbette deneyimlediğim olumsuz tecrübelerim de bulunmakta. En başta grupta bir iletişimsizliğin var olduğunu söyleyebilirim. Grup arkadaşlarımın yapıları veya herhangi bir sebepten ötürü görev dağılımlarında eşitsizliğin, dengesizliğin uzun bir süre sürmese bile var olduğunu söyleyebilirim.
Bu yazıda tez sürecinde yaşadığım ve genel olarak arkadaşlarımla birlikte geçirdiğim tez hazırlama deneyimimi bir görme engellinin bakış açısıyla anlatmak istedim. Şunu belirtmek istiyorum, yazımın başında da ifade ettiğim gibi kişiden kişiye, okunulan okula ve bölüme göre tez süreci değişiklikler arz etmektedir, dolayısıyla edinilen deneyimler de birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir. Sonsöz olarak şunu söyleyebilirim ki bu eşsiz deneyim eğer sevdiğiniz bir konuda araştırma yapıyorsanız size ve çalışma arkadaşlarınıza çok şey katabilir.