Merhaba sevgili okurlar, geçen Ay bildiğiniz gibi sevgili Bahar nasıl da müzikal izlediğinden bahsetti. Onun yazısını okuyunca neden buradaki canlı performanslardaki sesli betimlemeden bahsetmiyorum ki diye düşündüm.
Burada Sight Loss Support Group diye yerel, küçük bir dernek var. Bu Dernek artık fazla aktif değil ama düzenli olarak yaptıkları ve benim en sevdiğim etkinlikleri canlı performansların sesli betimlemesi. 1999’dan beri sesli betimleme yapıyorlarmış. Zaman Zaman, müzelerin, sergilerin ve her yaz gerçekleşen sanat festivalinin sesli betimlemeli turlarını hatta üniversitenin bir çeşit botanik parkı olan, içinde çeşit çeşit çiçeklerin, ağaçların olduğu bir alanın da sesli betimlemeli turunu yapıyorlar. Bu tura hiç katılmadım ama kokladığın çiçeklerin hangi çiçek olduğunu bilmek, renklerini, nasıl açtıklarını öğrenmek güzel oluyordur zannımca.
Canlı performanslarda betimleme Nasıl mı oluyor. Performans başlamadan yarım saat kadar önce oyunun sahneleneceği yerde olmanız iyi olabilir, malum herkesin ilgi duyduğu oyunlar genelde betimleniyor ve ortam fazla kalabalık olabiliyor. Salona geçmeden önce kimlik bırakarak alıcınızı ve kulaklığınızı alıyorsunuz. Oyundan 15 dakika önce başlıyor sesli betimleme gönüllülerinin performansı. Oyunla ilgili genel bilgi veriyorlar. Oyuncuların kim olduğu, hangi karakteri kimin oynadığı, oyunun genel konusu gibi şeyleri bu 15 dakikalık, ön hazırlık zamanında dinleyebilirsiniz. Sonra oyun başlıyor. Unutmadan söyleyeyim her oyunda iki betimleyici oluyor ve dönüşümlü olarak betimleme yapıyorlar.
Oyun başladı neleri mi öğreneceksiniz betimlemeyle. Sahnedeki dekoru, bazen bununla da ilgili ön bilgi alabiliyorsunuz, sahneye giren oyuncuları, sahneden çıkınları aktarıyor betimleyen kişiler. Betimleyiciler tüm karakterleri adlarıyla söylüyorlar, bu iş için önceden epey çalışıyor olmalılar. Bazı oyunlarda fazla dekor olmuyor ama ışık çok fazla kullanılıyor. Bütün bunları da anlatıyorlar. Oyuncuların kostümleri, saçları, bazen makyajları bile betimleniyor. Oyuncuların hareketleri, ”Falanca filancaya Doğru yürüdü, diz çöktü, sandalyenin üzerine çıktı gibi” anlatılıyor. Bu betimlemelerde yüz ifadeleri de yer alıyor. Daha ilginci dans etmeye başladıklarında kimin kiminle dans ettiği ve kabaca ne gibi figürler yaptıkları da tarif ediliyor.
Hatırlayabildiğim kadarıyla ben şimdiye kadar dört tane canlı müzikal izledim. Bunlar Fiddler on the Roof, Hair, Chicago ve Camelot. Bunları ana dilimde izlemediğim için de ayrı bir güçlük oluyor, zira şarkılarının sözlerini anlamak her zaman mümkün olmuyor. Şunu söyleyebilirim ki eğer bu oyunlar betimlemesiz olsalardı, izlemeye gitmezdim. İçlerinden en çok Haır müzikalini beğendim. Dans gösterilerinin de bazıları betimleniyor ama ben daha hiç gitmedim. Yazınki sesli betimleme programında hiç dans gösterisi yok. Kuğu Gölü balesi betimlendi geçen dönem ama gidemedim. İlk betimlemeli dans performansına gidip deneyimlerimi sizlerle paylaşacağım.