Merhabalar. Üzerinde bayağı düşündüğüm ve oldukça sık karşılaştığım bir muamele ve sonucunda sorulan sorular üzerine yazmak istedim bu ay.
“Ne dinliyor?” sorusu. Ne zaman bir ortamda elimde telefon, kulağımda kulaklık görseler sorarlar bu soruyu.
“Ne dinliyor?” “Türkü mü çalıyor onunla?” “Müzik mi dinliyor?” gibi birçok soru. Üstelik bu soruları bizlere değil, yanımızdaki kişilere soruyorlar. Tıpkı bize sormaları gereken her soru için yaptıkları gibi. Hiçbirimiz bu muamelelere yabancı değiliz.
Beni düşündüren, kulağımda kulaklık var. Ekran perdesini de açık kullanıyorum. Yani benim dışımda hiç kimse o an telefonda ne yaptığımı bilemez. Buna rağmen neden hâlâ bana sorulmak zorunda olunan, aksi halde cevap alınamayacak olan bir soru bana değil de yanımdaki kişilere soruluyor?
Ben telefon örneğini verdim. Ama bu muameleyle hayatımızın neredeyse her yerinde karşılaşıyoruz. Örneğin, elimizde amacına uygun kullandığımız bir alet görseler onu neden onların düşündüğü gibi kullanmadığımızı bile yanımızda bulunan ya da sorumluluğumuzu almak için orada olduklarını düşündükleri birilerine soruyorlar.
Üzerinde düşündüğüm diğer bir konu ise, “Sen o telefonda ne yapıyorsun?” gibi kimseyi ilgilendirmeyen soruları kimse kimseye sormuyor. Bence sorulmamalı. Şahsen ben ailem dışından biri tarafından bana bu soru yöneltildiğinde, onlara bunu açıklama gereği duymuyorum.
Asıl merak ettikleri telefon, tablet, bilgisayar gibi benim kullanamayacağımdan emin oldukları araçlarla neler yapabildiğim ve bunları nasıl yaptığım. Ama bunun sorusu, “Onu nasıl kullanıyorsun?” şeklinde olmuyor. Soruyu bu şekilde sordukları için ben de sorularına göre cevap veriyorum. Genellikle “Sizin yaptıklarınızı yapıyorum” şeklinde özetlenebilecek cevaplar veriyorum.
Eğer sormak istediklerini açıklayıcı bir şekilde ifade etseler, en azından “O telefonda ne yapıyorsun?” sorularına verdiğim cevaplarda duymak istediklerini duymadıklarında “Biz aslında telefonu nasıl kullandığını sormak istemiştik” açıklamasını yapsalar, mesela onlara ekran okuyucu kullandığımdan, ekrandan Braille girişi özelliğiyle yazı yazabildiğimden falan söz edebilirim. Ama onlar, “Biz ne yaptıklarını herkese soruyoruz” savunmasını yaparak aslında bunu sormak istediklerinin arkasında duruyorlar. Bu da bana asıl amaçlarının telefon gibi eğlence amaçlı da kullanılabilen aletlerle ne yaptığımı öğrenmek olduğunu gösteriyor.
Şunu çok iyi biliyorum ki, herkese falan sormuyorlar. Onlara inandığımı sanıyorlar galiba. Gariplerim benim. Hem herkese sorup sormadıkları da beni hiç alakadar etmiyor. Bu benim yapıp yapmayacağım açıklamaları, vereceğim tepki ve cevapları ya da bu konu hakkındaki düşünce ve tutumlarımı etkilemez.
Soruların benim yerime yanımdakilere sorulmasının bir sebebinin de kulağımda kulaklık olması olduğu düşünülebilir. Bu muameleyi uygulayanlar, kulağımda kulaklık olmadığında da aynı şeyi yapıyorlar. Bu muamelelere yabancı değiliz. Geribildirimlerimize verilen tepkilerin mantıksızlığı ve tutarsızlığı beni güldürüyor artık. Bir de kendilerini önemsediğimizi, onlara inandığımızı falan sanıyorlar ya, işte o hepten komik geliyor bana.
“Herkes” kavramına herkesin dahil olduğu, işin içinden çıkılamayınca “herkes” bahanesinin ortaya atılmadığı bir yaşam diliyorum…