Toplam Okunma 0
Başında bandanası ile bacaklarını açarak yere oturmuş mavi tişört ve kot pantolonlu gözlüklü kadının önünde kör bir çocuk oturuyor. Çocuğun önünde içinde karışım bulunan beyaz bir kap var, kadın çocuğun da tutmasını sağladığı tahta kaşıkla malzemeyi karıştırıyor. Sağ tarafta bir buzdolabı, sol tarafta ise dolap kapağı ve çekmeceler görülüyor.

Merhaba dostlar, bu ay biraz birlikte yaşadığımız insanlara en başta da ebeveynlerimize seslenmek istedim. Son dönemlerde karşılaştığım birkaç olay sonrası arşivimizde bir de bu konu olmasında fayda olacağını düşündüm.

 

Geçenlerde karşılaştığım bir kör 16 yaşında olduğunu, hiç ocak yakmadığını, çay bile demlemediğini, yumurta kırmayı dahi bilmediğini anlattı. Eline bıçak alıp herhangi bir şey kesmemiş hatta etrafa sıçratacağı gerekçesi ile tırnaklarını bile annesi kesiyormuş. Konuştuğum başka bir arkadaşım ise bu örneklerin çok fazla olduğunu söyledi.

 

Sevgili ebeveynler, kendim de bir anne olduğum için sizin endişelerinizi anlıyorum. Ancak şöyle bir gerçek var. Hepiniz çocuklarınızın hayata hazır bireyler olmasını istiyorsunuz. Unutmayalım ki hiçbirimiz ömürlerinin sonuna kadar çocuklarımızla aynı ortamlarda sürekli bulunmayacağız ve bulunmayalım da zaten. Onlar ayrı birer birey ve özgürleşmeye ihtiyaçları var. “Peki çay yapıp, yumurta kırarak, tırnaklarını keserek mi özgürleşecek?” derseniz, evet tam da bunları yaparak özgürleşecek. Kişisel bakımı ve yaşamsal ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan bir bireyin özgürleşmesinden söz edemeyiz. Zira her zaman etrafında birilerine ihtiyaç duyacak ve onların desteği olmadan hiçbir şey yapamayacak. Siz çocuklarınız adına her şeyi yaparak, aradıklarını kendileri hiç çaba göstermeden önlerine sunarak, bizim oralardaki tabirle yıkıldığı yere han yaparak, bu çocukları yetiştirmiş mi oluyorsunuz? Peki, bu durumda siz çocuğunuzu korumuş mu oluyorsunuz? Onu hayata hazırlamış olduğunuzu düşünebilir miyiz?

 

Ev arkadaşınızın kör olduğunu düşünelim, aradığı her şeyi onun adına buluyorsunuz; kahvesini hazırlayıp eline veriyorsunuz; bulaşıklarını yıkayıp mutfağı temizliyorsunuz; çamaşırlarını onun yerine makineye koyuyorsunuz. Şimdi siz ev arkadaşınızla hayatı paylaşmış mı oluyorsunuz?

 

Sevgili ebeveynler, bizlerin görevi, çocuklarımızı gerçek anlamda hayata hazırlamak. Tam anlamıyla kendi kendine yeten bireyler olmasını sağlamaktır. Bu nedenle çocuğunuzun yaşına göre ev yaşamında ona belirli sorumlulukları vermek zorundasınız. Çocuğunuzun yeti farkı bu duruma engel olmamalı. Belki birlikte erişilebilirlik çözümleri aramalı, hayatı eğlenceli hale getirmelisiniz. Örneğin, çocuğunuz tekerlekli sandalyede ve ayağa kalkamıyorsa, ama yaşı çamaşır asmaya uygunsa, çamaşır askılığını onun yetişeceği seviyeye indirebilirsiniz. Çocuğunuz kör ya da az görense, çamaşır askılığının yerini ve asılacak çamaşırları gösterdikten sonra, her türden bir çamaşırı nasıl asacağını anlatıp, yanından uzaklaşmalısınız.

 

Çocuğunuz kör ya da az görense, ona tırnak makasını nasıl tutacağını, kestiği tırnakları nasıl makastan düşüreceğini anlattıktan sonra ortamı terk edin. Ocağı nasıl yakacağını söyledikten sonra, yumurtaları kıracağı tavayı ve yağı gösterip mutfaktan uzaklaşın. Belki ilk denemelerinde mükemmele ulaşamayacak. Ama ilerledikçe hem özgüveni artacak hem de yaptığı şeyler yenebilir, yıkadığı şeyler giyilebilir hale gelecek. Bırakın çamaşırlar renk sırasına göre asılmasın. Bırakın ocağı ne kadar açıp kısacağına o karar versin. Bırakın yiyecekler sizin istediğiniz büyüklükte değil, onun planladığı gibi dilimlensin. İnanın dünyanın sonu gelmez.

 

Ama çocuğunuz her talep ettiğinde “Elin yanar.” “Parmağını kesersin.” “Renk sırasına göre ve düzgün asamazsın.” “Yerleri kirletirsin.” Gibi cümleler kurarsanız; 30 yaşına geldiğinde, “Anne bu gömleği giyeceğim ütüleyiver.” “Anne kahvemi hazırlayıver.” “Baba çantam nerede buluver.” Talimatlarına hazır olun. Çünkü bunu siz istediniz.

Kişisel ihtiyaçlar noktasında hiçbir zaman kendine yetemeyen, yapacağı her şeyde tereddüt eden bir insan yetiştirdiniz hayırlı olsun.

 

Kendi kişisel tarihimden birkaç örnekle noktalayayım yazımı. Altıncı doğum günümde anneannem beni mutfağa çağırdı ve “Hadi senin doğum günü kekini beraber yapalım” dedi. 6 yaşında bir çocuğun mutfakta kek yaparken, o alanı nasıl savaş alanına dönüştürdüğünü hayal edin. Ama ben o kekin tüm malzemelerini kendim koydum; ben 6 yaşındayken evimizde elektrikli çırpıcı olmadığından, bileğimin gücü yettiğince hamurunu kendim çırptım ve tabii ki anneannemin etkisiyle, herkes hayatında yediği en güzel kek olduğunu söyledi. İşte o günden sonra, mutfakta yapamayacağım hiçbir şey yok. Çünkü kimse “Mutfağı dağıtırsın.” “Yapamazsın.” “Yumurtaları düşürürsün.” “Elini yakarsın.” Telkinlerinde bulunmadı. Aksine hep cesaretlendirildim. Şimdi üç buçuk yaşındaki oğlum, her kek yaptığımda mutfağa geliyor ve malzemeleri ben koyarken, o çırpıcıyı kullanıyor. Elbette kazalar oldu, birkaç kez kek hamurunu bizim yerimize mutfak tezgâhı yedi; ama artık benim kadar düzgün mikser kullanabiliyor ve bu işten çok keyif alıyor. Fırını birlikte çalıştırıyoruz. Omleti tavaya birlikte döküyoruz. Makineye çamaşırları birlikte koyuyoruz. Asılacak çamaşırları sepetten çıkarıp, boyu ve gücü yettiğince silkeleyip, oğlum bana veriyor. Babasıyla her sabah limonlu su ritüelleri var ve o limonu kesmek, en çok zevk aldığı şey. Çünkü bıçağı tutuyor.

 

Çok küçük yaşlardan itibaren sokakta 2 tekerlekli bisiklet biniyor, top oynuyor, ağaçlara tırmanıyor, duvar tepelerinde geziyordum. Elbette çok kez düştüm. Ama düşmemeyi öğrendim. Yoldan geçen arabayı dinleyerek, uzaklığını ölçmeyi öğrendim. Evimi bulmak için zihinsel haritalamam gelişti. Elbette mükemmel değilim. Zaten bunları da onun için anlatmadım. Sadece çocuklarınıza güvenin ve kendilerini gerçekleştirmelerine izin verin yeter. Ben de bir az gören annesiyim ve çocuğuma güveniyorum. Onu geriden takip ederken, hayata hazırlanmasını sağlamaya çalışıyorum. Çünkü bizim en önemli görevimiz, kendini gerçekleştirmiş çocuklar yetiştirmek ve mücadelemizi onlara emanet edip onları özgür bırakmak.

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.