
Önceki yazımda şehirlerin açık alanlarının erişilebilirliğine ilişkin mevzuatları irdelemiştim Yazı dizimin dördüncü ve son yazısı olan bu çalışmada erişilebilir şehirler için engelli hareketinin lokomotifi olarak bilinen Görme engelli dernekleri üzerinden nasıl mücadele edebileceğimize dair fikirlerimi anlatacağım. Bireysel olarak uygulaya bileceğimiz hak arama yöntemlerini ifade etmeye çalışacağım.
Ülkemizde çok sayıda üyesi ve şubesi bulunan görme engelli derneklerinin bu konuyu yeterince anlamadığını ve önemsemediğini düşünüyorum. Ben de Altı Nokta Körler Derneği Çanakkale Şubesi’nde yöneticilik yapmaktayım. Kişisel gözlemim, bu büyük kör örgütlerinin giderek yaşlandığı yolundadır. Bu da bu örgütlerin gençlere kendilerini ifade edebileceği yeterli alanı açmamasıyla ilgilidir. Genç kelimesiyle sadece insanları değil, fikirleri kastediyorum. Yaşlı kadrolar, yeni fikirlerin önemini yeterince kavrayamamaktadır.
Bugün bu kör örgütlerinin genel merkez yöneticileri, 20 yıl öncesinin sorunlarıyla ilgilenmektedir. Örneğin, körlerin istihdamı hâlâ büyük bir sorundur; ancak 20 yıl öncesine nazaran çok daha az körün böyle bir sorunu vardır. Ama erişilebilir şehirler, bastonla bağımsız hareket eden bütün körlerin ortak sorunudur. Yani hepimiz aynı yamuk ağaçlara başımızı çarpıyoruz; aynı dubalara bacağımızı çarpıyoruz ve dikkatsiz anlarımızda aynı metro raylarına düşme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Önde gelen görme engelli sivil toplum örgütlerinin önceliklerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Erişilebilir şehirler söylemi üzerinden üretilecek savunuculuğun daha birleştirici, kapsayıcı ve hak temelli olduğunu fark etmelerini temenni ediyorum. Bu görme engelli sivil toplum örgütlerinin, erişilebilirlik üzerinden söylemler ve politikalar üretememesi durumunda, yaşlanmaya bağlı olarak küçüleceklerini öngörüyorum.
Ülkemizin birçok şehrini erişilebilir hale getirmek, ciddi maliyet gerektiren bir işlemdir. 2017 yılın Avrupa Erişilebilir Kent Ödülü’ne hak kazanmış olan İngiltere’nin Chester şehrine, 2009-2017 yılları arasında erişilebilirlik alanında 500.000 pound değerinde yatırım yapılmıştır. Şehirlerin erişilebilir hale getirilmesi, ekonomik açıdan her zaman maliyet anlamına gelmeyebilir. Şehrin erişilebilir hale gelmesi, şehre yönelik turizmi artırabilir. Bu da ekonomik açıdan şehir için olumlu sonuçlar doğurabilir.
Ülkemiz şehirlerini erişilebilir hale getirmek için belediyelerin ciddi yatırımlar yapması gerekmektedir. Erişilebilir şehirler, en azından başlangıçta ciddi bir mali gider kalemi olacaktır. Belediyeleri bu yönde yatırım yapmaya teşvik edecek başlıca yapılar, engelliler alanındaki sivil toplum örgütleri olmalıdır.
Ülkemiz belediyelerini bu harcamayı yapmaya nasıl ikna edebileceğimiz yönündeki fikirlerimi aşağıda anlatacağım. Belediyelerimizi seçilmiş yöneticiler yönetmektedir. Bu yöneticilerin yaptığı iş, sınırlı belediye bütçesi kullanılarak şehirle ilgili hangi sorunların öncelikle çözüleceğine karar vermektir. Bu kararı verme sürecinde, hangi yatırımın ne kadar oy getireceğinin asıl belirleyici olduğunu düşünmekteyim. Seçilmiş yöneticilerin genellikle en birincil amacının tekrar seçilmek olması, bu düşüncemin dayanağıdır. Bu bakımdan, erişilebilir şehirler için konunun daha çok kişi tarafından anlatılması ve anlaşılması belirleyicidir. Yani, engelli örgütleri olarak biz bu sorunu önce kendi üyelerimize, sonra şehir ahalisine anlatabilirsek, bu konuyu gündemde tutup konuyla ilgili kamuoyu oluşturabilirsek başarı şansımızın olduğunu düşünmekteyim.
Bu noktada, görme engelli sivil toplum örgütlerine büyük iş düşmektedir. Çok sayıda şehirde şubesi bulunan Altı Nokta Körler Derneği, Türkiye Görme Engelliler Derneği gibi kuruluşlar, öncelikle kendi yöneticilerini konuyla ilgili bilgilendirmelidir. Bu kör derneklerinden özellikle Ankara’da bulunanlar, mevzuatların yapımında daha etkin rol almaya yönelik çaba göstermelidir.
Üçüncü yazımda belirtiğim üzere, düşmeye karşı önlem alınmamış yerler olarak sınıflandırdığım kordonlar, metro rayları, metro vagon aralıkları gibi alanların güvenliğine yönelik mevzuatlar yetersizdir. Trafikte geçiş üstünlüğünün beyaz baston kullanan körlere verilmesine yönelik mevzuatlarda yetersiz durumdadır. Kentlerin açık alanlarının tamamında baş koruma mesafesinin gerekliliğine yönelik mevzuatlarımız eksiktir. Toplu taşımalarda bir sonraki durağın seslendirilmesine yönelik mevzuata da rastlamadım. Yine, mevzuatlarımızda yaptırımların eksik olması, denetleme mekanizmasının yetersizliği ve Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının beklenen verimde ve etkinlikte çalışmaması büyük sorunlardandır. Bu sorunların çözümü de Ankara merkezli olacaktır. Bu bakımdan, Ankara’da bulunan kör örgütlerinin bu konuyu gündemde tutmaları büyük önem taşımaktadır.
Çok sayıda şubesi olan görme engelli dernekleri, konuyla ilgili öncelikle bu şubelerin yöneticilerini bilgilendirmelidir. Bu sorunun çözümünde belediye ve sivil toplum iş birliği çok önemlidir. Ancak şahsi gözlemim, yerelde birçok kör derneğinin şehrin erişilebilirliğine yönelik bilgisinin çok yetersiz olduğudur. Sadece şube yöneticilerini eğitmek de yeterli olmayacaktır. Tüm körlere konuyla ilgili farkındalık kazandırmak gereklidir. Kaldırımda kafasını yamuk bir ağaca çarpan kör, ağaca gözleri görmediği için değil, kaldırım erişilebilir şekilde tasarlanmadığı için çarptığını anlamalıdır. Bunu anlayan körler, ilgili belediyeden erişilebilir kaldırım talep edecektir. Ayrıca bu durumu çevresine anlatarak kamuoyu oluşmasına katkı sağlayacaktır.
Bu farkındalığı kazanmış, hak temelli bakış açısına sahip arkadaşlara küçük bir eleştirim var. Yerelde örgütlenme önemlidir, arkadaşlar. Elinizde mevcut olan dernek şubelerine, faaliyetlerini beğenmediğiniz için gitmediğinizi gözlemliyorum. Ancak oradaki kör kitlesine farkındalık kazandıracak; onlara yeni bir bakış açısı ve vizyon kazandıracak olan belki de sizlersiniz. Bu uzun sürecek ve yorucu bir iş, biliyorum. Ancak hak temelli bakış açısını olabildiğince tabana yayarak, ortak sorunlarımızı etkin ve geri dönülmez bir biçimde çözebileceğimizi düşünüyorum. Bulunduğunuz ilde, sizin gibi hak temelli bakış açısına sahip kişilerle beraber bir dernek kurmak da çözümlerden biri olabilir, arkadaşlar. Ancak benim bulunduğum ilde aktif görme engelli birey sayısı az ve dernek sayısı çok olduğundan bu yolu uygun bulmamaktayım. Siz de buna dikkat etmelisiniz. Ancak, ciddiye alınabilecek sayıda görme engelli birey ile kuracağınız hak temelli bir dernek, ildeki diğer görme engelli örgütlerinin lokomotifi olabilir.
İllerde gözlemlediğim bir diğer sorun, hak temelli bakış açısına sahip kişi ve derneklerin, hak temelli olmayan organizasyonlara katılmamalarıdır. Bir yerde bir temsil şansımız varsa, bunu kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Hak temelli olmayan bir toplantıya gidip, hak temelli bakış açısının gerekliliğini anlatmamız gerektiğine inanıyorum. Biz oraya gidersek, o ortamın hak temelli olmaya biraz daha yaklaşabileceğini düşünüyorum. Bunu somutlaştıracak olursam: 3 Aralık’ta, ilimde belediye başkanıyla bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda engelli sivil toplum örgütlerinden temsilciler vardı. Benim uygun bulmayacağım şekilde, bir engelli çocuk misali başkanın koltuğuna oturtuldular. Ancak bu toplantıya katılmasaydım, orada erişilebilir şehirleri talep edecek kimse olmayacaktı. Buradaki tutumum, o fotoğraf karesine girmemek şeklinde oldu. Unutmayın, arkadaşlar: Siz o toplantıya giderseniz, en çok dikkat çeken ve söyledikleri en çok dinlenen kişi siz olacaksınız.
Erişilebilir şehirlere kavuşmak için bulunduğumuz illerde mücadele vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, raporlama çok önemli. Şehrimizde körlere engel oluşturacak fiziksel sorunları tespit etmek, somutlaştırma açısından gerçekten değerli. Belirlediğimiz somut engeller üzerinden mücadele etmek, söylemimizi net bir hedefe kavuşturacaktır. Çanakkale ilinde, Altı Nokta Körler Derneği Çanakkale Şubesi olarak 2018 yılında şehrin ana caddelerini gezip, engelleri fotoğraflayarak bir rapor oluşturmuştuk. Bugünlerde aynı işi tekrarlıyoruz; hangi sorunlarımız düzeltilmiş, kontrol ediyoruz. Bu tarz bir raporlama, şehirleri yöneten kişilerle yapılan görüşmelerde somut istekler dile getirebilme açısından çok önemli.
Ne yazık ki toptan bir çözüm mümkün görünmüyor. Ancak, şehirdeki yamuk ağaçlardan bir tanesine önlem aldırsak, dubaların bir kısmını eksiltsek, hissedilebilir yüzeylerin 100 metresini daha iyi hale getirsek bu bir kazanımdır. Üstelik büyük bir kazanımdır. Çünkü engelleri bir miktar azaltmak, ayda bir yerine üç ayda bir başımızdan darbe almamız anlamına gelir ki bu da hayat standardımızı yükseltir.
Belediyelerin, şehri erişilebilir hale getirmek için uzun vadeli eylem planları oluşturması gereklidir. İldeki engelli sivil toplum örgütleri olarak, bu planların hazırlanmasını ve bu planlar doğrultusunda hareket edilmesini sağlamak için çaba göstermeliyiz. Belediye ile olan bu ilişkide, seçim öncesi dönemler kritik bir öneme sahiptir. Özellikle, yarışan grupların oy oranlarının birbirine yakın olduğu durumlar bir fırsat anlamına gelir. Bu tür durumlarda, şehri erişilebilir hale getirmek için somut eylem planları oluşturulmasını sağlamak daha kolay olacaktır.
Ülkemizde her ilde erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonları bulunmaktadır. Yaşadığımız şehirlerde gerek bireysel gerekse sivil toplum örgütleri üzerinden, bu komisyonların daha etkin çalışması için baskı oluşturabiliriz. İlimizde vali ve Sosyal Hizmetler İl Müdürleriyle yapacağımız görüşmelerde taleplerimizi dile getirmeliyiz. Erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonları, şehirde erişilebilirlik alanında yaptırım gücüne sahip önemli oluşumlardır. Bu komisyonun yıllık denetim planına, öncelikle açık alanların dahil edilmesini sağlamalıyız. Komisyon, genellikle yıllık planında öncelikle kamu kurumlarının binalarını denetlemeyi tercih edecektir. Bu noktada sıkça duyduğumuz bir söylem de şudur: “Eğer kamu kurumlarımız erişilebilir değilse, erişilebilirlikten söz edemeyiz.” Ancak bence bu yaklaşım, baştan sona yanlış bir planlama ve tutumdur. Öncelikle kamu kurumlarına giden yolda erişilebilirlik sağlanmalıdır. Çünkü evimden o kuruma kadar gidebilmek için kullandığım kaldırımların ve toplu ulaşımın erişilebilir olması, o kurumun erişilebilir olmasından çok daha önemlidir. İlgili kuruma ulaştığımda bina erişilebilir olmasa bile, o kurumda bana yardımcı olabilecek çalışanlar bulabilirim; ancak o kuruma varana kadar bana yardımcı olacak birini bulamam. Bu farkındalık, öncelikler konusundaki düşüncemi şekillendiriyor.
Erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonunun tuttuğu raporlar doğrultusunda il müdürlerinin para cezası uygulama yetkisi vardır. Ancak çoğu ilde, valiler ve Sosyal Hizmetler İl Müdürleri para cezası uygulamamakta ısrarcıdır. Para cezası uygulatamasak bile, bu komisyonun yapacağı raporlama yine de çok önemlidir.
Körlerin çoğunlukla kamuda çalışıyor olması, mücadeleyi zorlaştıran etkenlerdendir. Özellikle, erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonunun başkanının sivil toplum örgütlerindeki kör bireylerin çalıştıkları iş bakımından birincil idari amiri konumunda olması, mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Bu noktada, şehrin erişilebilir olmasının şehirdeki herkesin iyiliğine olacağı, hem mücadele edecek kör birey hem de idari amiri tarafından unutulmamalıdır.
Şehirlerde açık alanların erişilebilirliğini sağlamak, kamu kurumları ve özel sektörün beraber hareket etmesi ile mümkündür. Kaldırımlardaki erişilebilirlik sorunlarının bir kısmı, internet sağlayıcısı şirketler, elektrik sağlayıcısı şirketler ve benzerlerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle şirketler kaynaklı erişilebilirlik sorunlarının, yaptırım olmaksızın çözülmesinin çok zor olacağını düşünüyorum.
Şehirlerin açık alanlarının erişilebilir hale getirilmesine yönelik oluşturacağımız kamuoyu baskısında sosyal medyanın gücü unutulmamalıdır. Özellikle çok sayıda şubesi ve üyesi olan engelli örgütlerinin başlatacağı sosyal medya etkinliklerinden olumlu sonuçlar elde etme ihtimali bulunmaktadır.
Bireysel olarak yapabileceklerimizi sıralarsak; öncelikle tespit ettiğimiz engeli uygun bir dilekçeyle ilgili belediyeye bildirmeliyiz. Sonuç alamazsak, erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonuna başvuru yapmalıyız. Bu başvuruyu doğrudan sosyal hizmetlere veya valiliğe yapabiliriz. Buradan da sonuç alamazsak, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu veya Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuru yapabiliriz. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun aldığı kararlar tavsiye niteliğindedir ve bu kurumun yaptırım gücü bulunmamaktadır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun ise ayrımcılık alanında yaptırım gücü bulunmaktadır. Aynı yolu, ildeki sivil toplum örgütleri olarak da izlemek mümkündür.
Erişilebilir şehirler istiyorsak, öncelikle işe kendimizden başlamalıyız. Konuyla ilgili bilgimizi ve farkındalığımızı artırmalıyız. Ardından çevremizi bilinçlendirmeliyiz. Üyesi olduğumuz sivil toplum örgütü yöneticilerinden bu konuyu gündeme getirmelerini ve bu konuda mücadele etmelerini talep etmeliyiz. Sivil toplum örgütleri aracılığıyla kamuoyu oluşturmak için etkinlikler düzenlemeliyiz. Yaşadığımız şehirde yapacağımız sosyal ve kültürel etkinliklerde bu konuyu gündeme getirmeliyiz. Sosyal medya aracılığıyla konuyla ilgili kamuoyu oluşmasına katkı vermeliyiz. Yeterli kamuoyu oluşturabilirsek, bizi yönetenler tekrar seçilmek için erişilebilir şehirlere yönelik çalışmalar yapacaktır.
KAYNAKÇA
- Şahin, H., & Çiftyıldız, K. (2024). Engelsiz Kent Tasarımlarının Mevzuat Bakımından Değerlendirilmesi. Şura Akademi(5), 37-50. https://suraakademi.org.tr/wp-content/uploads/2024/02/3-Doc.-Dr.-Hayrettin-SAHIN_Doc.-Dr.-Kemal-CIFTYILDIZ.pdf
- Durmuş, M. (2024). Erişilebilirlikte Sivil Toplum Kuruluşları ve Belediye İş birliğinin Önemi. Şura Akademi(5), 89-97. https://suraakademi.org.tr/wp-content/uploads/2024/02/7-Dr.-Ogr.-Uyesi-Merve-DURMUS.pdf
- Bozkurt Özyalçın, Y. (2024). Avrupa Erişilebilir Şehir Ödülü Alan Şehirlerin Eylem ve Politikaları Örnekliğinde Kapsamlı ve Erişilebilir Şehir Modelleri: Kocaeli İçin Öneriler. Şura Akademi(5), 99-116. https://suraakademi.org.tr/wp-content/uploads/2024/02/8-Dr.-Ogr.-Uyesi-Yasemin-BOZKURT-OZYALCIN.pdf
- Resmi Gazete. (2023, 7 Kasım) Yaya Yolları ve Kaldırımların Tasarım Kuralları Hakkında Yönetmelik. Resmi Gazete (Sayı: 32362). Erişim adresi: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231107-1.htm
- Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete. (2005). Engelliler Hakkında Kanun (Kanun No: 5378). Erişim adresi: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5378.pdf
- T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. (2021). Erişilebilirlik Kılavuzu 2021. Erişim adresi: https://www.aile.gov.tr/media/65613/erisilebilirlik_kilavuzu_2021.pdf
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=8182&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
- Resmi Gazete. (2013, 20 Temmuz). ERİŞİLEBİLİRLİK İZLEME VE DENETLEME YÖNETMELİĞİ Resmî Gazete (Sayı: 28713). Erişim adresi: https:// www.aile.gov.tr/media/65613/erisilebilirlik_kilavuzu_2021.pdf
- https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073098112067083103084057088117086054
- https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073082111082056049117057067057112066
- https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073097107103081101066102086100073109
- https://evrimagaci.org/soru/yurumek-ne-kadar-faydali-gunde-ne-kadar-yurunmeli-18397
- https://www.engelsizerisim.com/yazi/erisilebilirlik-artik-ertelenemez
- https://www.birgun.net/haber/metroda-raylara-dusen-gorme-engelli-yurttas-hayatini-kaybetti-292622
- Daha kaç kurban gerekli, TURGED,07.09.2024. https://www.turged.org.tr/duyurular.php?did=137
- https://canakkaleolay.com/haber/kekec-guvenlik-onlemleri-alinsin-20276.
- Resmi Gazete. (1997, 18 Temmuz). ). Karayolları Trafik Yönetmeliği (Sayısı:23053). Erişim adresi: https://www.aile.gov.tr/media/65613/erisilebilirlik_kilavuzu_2021.pdf