Toplam Okunma 0
Çeşitli unlu mamüllerin yer aldığı bir pastane vitrini

Herkese merhabalar EEEH Dergi okurları. Geçenlerde işe giderken arkadaşımdan sürekli gittiğimiz börekçiden kahvaltılık poğaça, açma falan almasını rica ettim. Genelde kahvaltımı evden hazırlayıp götürürüm. O gün bir nedenden ötürü hazırlayamamıştım. Arkadaşım sağ olsun istediklerimi almış. Çayımızı demledik, oturduk. Tam kahvaltıma başlayacakken bir de baktım ki bizim poğaçalar falan çok bayat. Genelde sabah oradaki yiyecekler sıcak ve taze çıkardı. O gün hiç de öyle değildi. Tabii ben onları yiyemedim. Bayat ekmeği falan severek yiyebilirim ama poğaça tarzı şeyler bayat olunca pek sevmiyorum. Ben o yiyecekleri öğlen oraya geri götüreceğimi söyledim. Arkadaşım için bayat olması çok sorun değildi. O yedi yiyecekleri.

 

Öğlen aynı börekçiye çay içmeye gittik. Kasaya gidip durumu anlattım. Bu sırada arkadaşım da yanımdaydı. Arkadaşımın sabah yiyecekleri oradan aldığını ama çok bayat olduğunu söyledim. Alan kişi bile yanımdayken adam tutup demez mi bana, “Abla sen onu başka yerden almışsındır, karıştırdın herhalde.” Alan kişi yanımdayken ve kişi “Ben aldım” diyorken ihale bana kaldı.

 

Ortada bir sorumsuzluk var ve bunun sebebi biz değilken sırf kör olduğum için o yiyecekleri oradan almadığım söylendi. Arkadaşımın yerine kendim de börekçiden gidip kahvaltılık bir şeyler alabilirdim. Demek kendim alsaydım, hiçbir söz hakkım olmayacaktı sattıkları ürünlerle ilgili. Yanımdaki kişi yiyecekleri almışken bu kadar rahat davranabilen bir adamın ben aldığım zaman söyleyecekleri daha da farklı olurdu sanırım.

 

Oysaki ben oraya sadece ürünlerinin bayat olduğunu ve satarken dikkat etmelerini söylemek için gitmiştim. Keşke orada dürüst olup yiyeceklerinin arkasında durabilselerdi. Ben o dükkanda kör olduğum için karıştırmış konumuna düşmeseydim.

 

“Bu konuyla ilgili çözümün ne oldu peki?” derseniz, vallahi sanırım sadece oradan bir daha yiyecek almam o kadar. Farklı bir çözümüm yok. Ben o adama orada yaptığının yanlış olduğunu söyledim ama sağ olsun arkadaşım da bana çok yardımcı oldu. Kendisi sorun etmeden o yiyecekleri yediği için orada adamların karşısında beni biraz zor durumda bıraktı. Benim adama kızmam ona çok komik geldiği için o sırada gülmeye başladı. Onun sayesinde kendi derdimi istediğim gibi de anlatamadım. Gerçi anlatsaydım da bir şey değişmezdi. Sonra arkadaşıma gerçekten çok öfkelendim. Bir daha ben birilerine bir şey anlatırken karışmamasını söyledim. Yaptığı hiç hoş değildi ve ben de kendisine söyledim. Arkasından, özür diledi. Umarım bir daha aynı durumla onun yüzünden karşı karşıya kalmam. Ben börekçinin tavrına sinir olmuşken arkadaşımın da üstüne tuz biber olması çok kötüydü. Arkadaşımın yüzünden kendimi orada çok çaresiz hissettim.  Sanki ben oraya şikayet için gittim ve arkadaşım da kendince şirinlikler yapıp ortamı yumuşatmaya çalışıyordu. Derdini anlatamayan küçük bir çocuk konumuna düşmüş oldum sayesinde. “Küçük bir çocuk gibi” dediğime bakmayın siz. Ben öyle hissetmiş olsam da çocuğumuz karşı tarafa bir şeyler anlatmak istediğinde kesinlikle müdahale etmiyoruz. O, çocuk da olsa kendi derdini istediği gibi anlatabilir. Arkadaşımın yaptığı işgüzarlıktan başka bir şey değildi.

 

Aman siz siz olun, tedbirinizi baştan alın. Yanınızda kim olursa olsun, siz karşı tarafa derdinizi anlatırken karışmasın. Ben bu duruma genelde dikkat ederdim ama o anlık boşluğuma geldi galiba. “Ne de olsa her zaman bunları yaşayabiliriz” diye hazır ol pozisyonunda beklemiyoruz. Neyse bu da bana ders oldu, en azından o arkadaşımla bir yere gideceksem daha dikkatli olurum bu saatten sonra.   

 


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.