Toplam Okunma 0

İlk dikkat çeken nokta, anlatacağım şeyin adı. Evet! Bu adı kim bulduysa sokak diliyle ifade edecek olursam, cuk oturmuş. Biz çocukken kumbaralarımız vardı. Damlaya damlaya göl olur atasözünden hareketle bozuk paralarımızı içine atıp bir süre sonra sabırsızca kilidini açarak içindekileri saydığımız. Bu da öyle bir şey işte. Hem hedef güzel hem de adı.

Hayatımızdaki küçücük görsel ayrıntıların anlaşılabilir olması. Çok değil on beş yıl önce birileri bana “bir gün gelecek film ve dizilerdeki mimikleri, hareketleri, ortamları yanında kimse olmadığı zaman bile anlayabileceksin” deseydi  aval aval bakardım herhalde. Hatta fantastik bir filmdeki düş ürünü kahramanın neye benzediğini, o kahramanın konu edildiği filmin nasıl bir afişle tanıtıldığını da bilebileceksin deselerdi, "hadi be" derdim. Ancak çok şükür ki hayal kurma yetisi ve hayallerini gerçekleştirebilme kabiliyeti benden çok olan insanlar var.

Betimleme Kumbarası'ndan söz ediyorum anlayacağınız gibi. SEBEDER'in en yeni faaliyetlerinden biri.

Aslında buna benzer bir betimleme furyası çok daha önce Körüz Biz ile başladı. “İnternetin gözü kara tek sitesi”. Bu tanımlama benim çok hoşuma gittiği için yazmak istedim. Görmeyenlerin günlük hayat deneyimlerini veya merak ettikleri gündelik kimi ipuçlarının paylaşıldığı sitede özellikle karikatür betimlemeleri uzun zamandır yapılıyor. Körüz Biz’i başka bir sayıda mercek altına almak istediğimi belirterek ve öncü duruşlarından ötürü tasarımcılarına teşekkürlerimi ileterek asıl konuma dönüyorum.

Şahsen zaman zaman kimi firmaların logolarını, kimi ünlü ressamların tablolarını ve heykeltıraşların heykellerini veya mesela Mısır Piramitlerini, Taç Mahal'i merak ederdim.

Ben kimilerinin bildiği gibi sonradan kör olan biriyim, ama çocukken anlaşılan bunların hiçbiri dikkatimi çekmemiş. Hatta bir çocuğun dikkatini çekebilecek olan kimi hayvanlar ya da bayraklar bile çekmemiş. Veyahut da doğuştan kör olan biri doğal olarak herhangi bir belgeselden veya bir atlastan bunları görebilmek olanağına sahip olamıyor ne yazık ki.

Aslını isterseniz bu tür konularda karikatürler, resimler, tablolar, mimari yapılar veya bayraklar bir tarafa herhangi bir hayvanın maketine, bir logonun, film afişinin ya da özellikle fantastik bir film karakterinin renkleri bir tarafa kabartmalarına dokunabilmeyi, tercih ederim. En azından benim anlama yeteneğime göre somutlaştırmak daha etkili bir yöntem. Ancak SEBEDER'in işi betimleme yapmak ve onlar sanal alemde olabileceğin en iyisini yapıyorlar.

Betimleme Kumbarası hakkında sizler ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama hali hazırda kumbaramızda Ağustos ayı verilerine göre toplamda 225 betimleme bulunuyor.

Ağustos ayında yayımlanan Farkında mıyız adlı yazım için sağ olsun SEBEDER Kâtibi Sayın Hatice Başpınar'ın verdiği bilgilere göre 124 adet film afişi betimlemesi var. Ben bunlardan Zeynep Bulut, Emine Kolivar, Fatih Korgan ve Nazlı Düşmez tarafından betimlenmiş dört tanesini satır satır okudum. Olabildiğince açık ve anlaşılır buldum. Bir o kadar da sempatik... Şehrin sokaklarında ve sinema salonları girişlerinde var olduğunu bildiğim afişlerin içeriğini bilebiliyor olmak çok hoş bir duygu.

Bunlardan en karışık olanı Mısır Tanrıları afişi. Ancak sorun betimlemede değil afişte. Çünkü birçok Mısır tanrısı aynı karede ve betimlemeci, boyutlarına göre hepsini tek tek tanıtıyor doğal olarak. Ancak dinlerken insanın kafası karışıyor. En azından benimki karıştı.

Aklıma şöyle bir yol geldi. Betimlemenin siteye yükleme aşamasında dikkat edilerek anlaşılırlığı daha kolaylaştırılabilir kanımca. Mısır Tanrıları betimlemesinden yola çıkarak anlatacak olursam; her bir tanrı anlatıldıktan sonra bir alt satıra geçilirse en azından beyin bir önceki karakteri bir yere kondurur. Bir sonraki satıra geçerken kişiye küçücük de olsa düşünme payı kalmış olacaktır. Ekran okuyucuyu otomatiğe alarak okuyanlar için bir şey değişmez belki ama ben ve benim gibiler için karmaşık resimlerde görüntü daha da netleşmiş olur.

51 adet karikatür betimlemesinden de üç tanesini okudum. Onlar da Zeynep Bulut ve Selin Akgül tarafından betimlenmişler ve gayet anlaşılırlar.

On iki adet logo betimlemesindense iki tanesine baktım. Birinde betimleyenin adı yoktu, diğeri ise Selin Akgül tarafından betimlenmiş. İncelediğim iki logodan biri Koç Ticari İşletmesi'ne aitti ve onu düşleyebildim. Eskişehir Spor logosu da gayet detaylı verilmişti ancak ben kafamda resimleyemedim. Çünkü anladığım kadarıyla logo oldukça fazla ayrıntıyı barındırıyor.

Portreler bölümünde iki adet betimleme var ve ben bunların ikisini de inceledim. Zaten ikisi de Binnur Şimşek tarafından betimlenmiş ve Marilyn Monroe'ya ait. İlki Being Normal Is Boring  Posteri ile Uçuşan Etek film sahnesinden. İkisinde de Marilyn Monroe çok açıklayıcı anlatılmış. Fakat ilkinin yazıya dair açıklamaları benim kafamı karıştırdı. Gerçi bu tamamen benimle ilgili bir durum da olabilir. Yoksa metin gayet detaylı. Diğer bir taraftan yukarıda anlattığım siteye yükleme yöntemi burada da işe yarayabilir diye düşünmedim de değil.

Heykeller ve Tablolar kategorisinde de yedi betimleme bulunuyor. Bunlardan Osman Hamdi Bey'in daha önce adını birkaç kere duyduğum Kaplumbağa Terbiyecisi tablosuna baktım. Tablo çok güzel tasvir edilmiş betimleme yapan kişi tarafından. Tabloyu düşledim okuyunca resmen. Ancak kimin betimlediğinin yazılması sanırım atlanmış. Bununla birlikte tabloya dair merak edilebilecek ayrıntılar verilmiş ve bence çok iyi olmuş.

Bu kapsamda incelediğim ikinci eser ise Auguste Rodin'in Paris Rodin Müzesi'nde sergilenen Düşünen Adam Heykeli oldu. Gene eserle ilgili belirleyici özellikler sayılmış ve bu sefer betimlemeci atlanmamış. Emine Kolivar'ın betimlemesiyle heykeli görebiliyorsunuz düşünüzde.

Mimari ve Tarihi Yapılar'da ise üç adet betimleme yüklenmiş. Bunlar, Canan Alioğlu'nca betimlenen Galata Köprüsü, Ş. Vildan Özdemir'in anlattığı Ayasofya Müzesi ve Sema Çelebi'nin betimlediği Kızkulesi. Üçü de çok güzel anlatılmış. Galata Köprüsü'nün betimlemesi daha çok kart postal tanımlaması gibi. Bana çocukluğumdan, gördüğüm zamanlardan bir tebrik kartını anımsattı. Bu son iki kategorinin çok daha fazla betimlemeyi gerektirdiğini düşünüyorum ben kendimce. Siz ne dersiniz?

Hayvanlar kategorisinde ise betimlenen dört hayvan var. Bunlardan ceylan, Melike Yüce tarafından anlatılmış. Tıpkı Galata Köprüsü gibi kart postal seyri gibi olmuş. Ş. Vildan Özdemir tarafından betimlenen zürafa ve Sema Çelebi tarafından anlatılan zebra da bir görselden anlatılmış ve bence daha bir hayvan betimlemesi odaklı olmuş. Yahut da sadece ben öyle hissettim. Şükran Girgin'in betimlediği panda bu kategorinin son öğesi. Şükran Hanım ise tam olarak görselden çıkıp hayvan odaklı bir betimleme yapmış.

Film karakterleri bölümünde, hepsi Yüzüklerin Efendisi film sahnelerinden alıntı karakterlerden olmak üzere Fatma Dalay tarafından hazırlanmış sekiz betimleme bulunuyor. Karakterlerin hepsi olabildiğince açık anlatılmış. Ben film serisinin herhangi birini izlemediğimden sanırım film izlendiğinde betimlemeler daha iyi oturacaktır kafada.

Bayraklarda ise on beş bayrak betimlemesi yapılmış. Bunlardan biri de Finlandiya Bayrağı. Tanımlama gayet net ve açık. Ancak bu betimleme ile ilgili şöyle bir ayrıntıyı vermek isterim. Haç figürü bayrak içinde anlatılmış ve saat yönleri baz alınmış. Çok da iyi olmuş. Fakat haçın dik bölümü tanımlanırken saat yönlerinde altı rakamı yazılmamış. Yani haç basit bir artı işaretine benzetilecek olursa dik bölümü saatte 12 ile 6 arasında; yatay çizgisi ise 3 ile 9 yönünde gelmektedir. Ve bunlar birbirini hatırladığım kadarıyla tam ortadan değil ama biraz üst kısımdan keser.

Bunun dışında Kanada, Rusya, Çek Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan bayraklarına da baktım. Hepsi Zeynep Bulut tarafından betimlenmiş ve gayet net ifade edilmişler.

Yazıyı hazırlarken bizler de merak ettiğimiz kimi şeyleri talep edebiliyor muyuz acaba diye düşündüm ve siteye baktım. Ancak istek yapabileceğimiz bir talep formu bulamadım. Bunun üzerine Hatice Hanım'ın yönlendirmesiyle Sayın Çiğdem Banu Yeşilırmak ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim.

Çiğdem Hanım, Betimleme Kumbarası'nın site takipçilerinden çok talep gördüğünü ancak yoğun şekilde devam eden film ve dizi betimlemelerinden başka bu tür betimlemelerin çoğunlukla üniversite öğrencileri tarafından gönüllülük esasıyla yürüdüğünü belirtti. Malum yaz tatili ve ülkemizin yaşadığı sıkıntılı süreç nedeniyle Kumbara faaliyetlerinin durulduğunu bildirdi. Ancak okulların açılmasıyla ve gönüllü katılımların artmasına bağlı olarak Kumbaramızdaki birikimlerin kısa sürede artacağını söyledi.

Bu arada sizler ya da çevrenizde SEBEDER'in özellikle bu uygulamasına destek verecek olanların derneğin resmi internet sitesindeki iletişim bağlantısındaki yollardan SEBEDER ile bağlantı kurmalarını önemle rica ederiz.

Gelelim bizim merak ettiklerimizi SEBEDER'e nasıl bildireceğimize… Taleplerimizi sitedeki iletişim kanallarından veya özellikle Facebook sayfasından, ki bu sayfanın bağlantısı resmi internet sitesinde başlangıçta dernek logosunun hemen altındadır, veyahut derneğin mail adresi olan seslibetimlemedernegi@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.

SEBEDER’in sizi duyabileceği diğer bir yol da, Betimleme Tartışmaları adlı Google Grubu. Gruba üye olarak film ve betimleme taleplerinizi iletebilir ya da ufuk açıcı önerileriniz varsa sunabilir veya gördüğünüz eksikliklerle ilgili yapıcı eleştirilerinizi bildirebilirsiniz.

Gruba üye olmak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz:

betimlemetartismalari+subscribe@googlegroups.com

Hayatımızda belki de çok zaman kendimizin bile fark etmediği önemli bir boşluğu dolduran Betimleme Kumbarası uygulamasının on binli rakamlara ulaşıp aştığı günlerin yakın olması dileğiyle hoşça kalın sevgili okurlar.

Sesli Betimleme Derneği resmi WEB sitesine buradan ulaşabilirsiniz:

http://www.sebeder.org/index.html

Facebook sayfası için tıklayınız:

https://www.facebook.com/seslibetimlemedernegi/about/?entry_point=page_nav_about_item&tab=overview

Körüz Biz sitesini merak ediyorsanız aşağıdaki bağlantıya bakabilirsiniz:

http://www.koruz.biz/


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.