Toplam Okunma 0
Karanlık bir ortamda birbirilerine değer şekilde yan yana duran ve kafalarını kaldırmış yukarı bakan bir kadın ve bir erkek. Üzerlerine spot ışığı yansıtılmış.

Merhabalar sevgili okur. Bu yazımda sizlere evliliklerimizin sağlamcı toplum tarafından nasıl gözetlendiğinden ve çeşitli müdahalelerle baskı altına alınmaya çalışıldığından bahsedeceğim. 

 

2022’nin sevgimizle içimizi ısıtan soğuk aralık ayında ülke dışından tanıştığım bir canla ortak bir yaşamı paylaşmaya karar verdik. Sevgili eşim Fas vatandaşı olduğundan ilk zamanlar büyük oranda dil sorunu yaşasak da birlikte bulduğumuz çözümler ve çeviri programlarıyla iletişim sorunumuzu önemli ölçüde hallettik. Burada yurt dışından bir canla evlenmeyi düşünen arkadaşlara önerim, evlenmeden önce mutlaka iki tarafın iki dilde de temel cümleleri öğrenmeleri iletişimlerini kolaylaştıracaktır. Sadece çeviri programlarla iletişim oldukça sınırlı kalıyor.

 

Evliliğimizin ilk aylarında çeşitli zorluklarla karşılaşsak da evlilik öncesi kurduğumuz iletişimlerimizde birbirimize açık olmamız sayesinde sorunlarımızı çözmeyi başardık.  Yani sağlamcı toplumun evliliğimiz dolayısıyla duyduğu şiddetli endişeleri biz yaşamadık diyebilirim. 

 

Tabii yurt dışından evlenmek, “Hadi ben karar verdim, evleniyorum” demekle olmuyor maalesef. Önce ailenizi, sonra sizi korumayı üstüne dert edinen çevrenizi de dolandırılmayacağınıza ikna etmeniz gerekiyor. Yani sizin yaşama dair birikimleriniz, Düşünceleriniz, insan ilişkilerinden edindikleriniz, tamamen hikâye bu iyi niyetli çevrenin gözünde. Yüzde doksan dokuz nokta dokuz kızın amacı sizi dolandırmak bu arkadaşlara göre. Tabiî ki bu durumlarda insanların kaygılanması çok olağan bir durum. Ancak kaygı sizin özel alanınızı ihlal edecek veya kararlarınıza müdahale edecek düzeyde olduğunda kişisel önlemlere başvurmanız gerekiyor ki ben de öyle yapmak zorunda kaldım. Bu kısmı kapatırken şunu ifade etmeden geçmeyeyim. İnsan bu aşamalardan geçerken öğreniyor kimin gerçek anlamda dost olabileceğini. Ben de bu durumu yaşayarak çok iyi öğrendim kim gerçek, kim yüzeysel dostmuş. 

 

Asıl hikâye bundan sonra başlıyor. Biz sevgili eşimle birçok zorluğu birlikte atlatarak evlenmeyi başardık. Burada şunu belirtmeliyim. Eşime birlikte sokağa çıktığımızda nelerle karşılaşacağımız konusunda ayrıntılı bilgiler vermeye çalıştım. Ondan sadece yaşadıklarımızı gözlemleyip benimle paylaşmasını rica ettim.

 

Şimdi sizlere bu sağlamcı toplumun kendisinden farklı olarak nitelediği insanlara yaşamın her alanında sergilediği trajikomik yaklaşımlardan bahsetmek istiyorum.  Eşim benden oldukça genç yaşta. Gönül ve özde aynı yaştayız. Onunla hiç yaşımızı sorun etmedik bizi sürekli dikizleyen sevgili toplum kadar.

 

Sokağa çıktığımızda benim elimde beyaz bastonum sürekli oluyor. Eşim “Buna artık gerek yok” dese de benim savunmam “Canım, ben seni baston niyetiyle hayatıma ortak etmedim, birlikte eşit yol alalım. Birbirimizin yoldaşı, arkadaşı olalım düşüncesiyle senin değerli yaşamına ortak oldum. Nasıl ki sen gözün kapalı sağlıklı bir şekilde sokakta yürüyemezsen ben de elimde baston olmadan bağımsızca yürüyemem” şeklindeki savunmamı çok anlayışla karşıladı ve aramızdaki bu küçük sorunu kolayca çözdük.

 

Buraya kadar eşimle olan ikili iletişimlerimizden ve birlikte bulduğumuz çözümlerden bahsettim. Şimdi yazacaklarım sevgili sağlamcı topluma. Sevgili toplum, sokakta farklı gördüğünüz ya da etiketlediğiniz insanları sürekli göz hapsine alıyorsunuz, yapmayın. Hastanede, restoranda, toplu taşıma araçlarında kendi kafanızdaki etiketlerle insanları sürekli göz hapsinde tutmayın. Sizlerin yaşantısına zarar verilmediği sürece başkalarının yaşam biçimi, farklılıkları sizi ilgilendirmez düşüncesindeyim.

 

Görme engeli olan bir insanın eşinin gözüne “Bu da görmüyor mu acaba?” diye bakma sapkınlığından vazgeçin.  Çocuğuyla annesini birlikte gördüğünüzde, “Bu da babası gibi kör mü?” diye sorma densizliğinden vazgeçin. Hastanelerde, restoranlarda ve benzeri yerlerde zihninizde etiketlediğiniz insanları cehalet saçan bakışlarınızla baskı altına almaya çalışmaktan vazgeçin. Toplu taşıma araçlarında eşinin ya da çocuğunun yanında, engeli olan bireye kütüğe saldırır gibi saldırmayın. Belli bir bilinç düzeyinde olan insanlara Cehaletinizin bir etkisi yok. Ancak kör bir bireyle evlenmiş duygusal açıdan çabuk etkilenen, engellilik bilinci yeterince gelişmemiş insanların yaşamını zehrediyor bu sağlamcı kafanız. 

 

Yazıma burada son verirken insanın bütün farklılıklarıyla değerli olduğunu ve bütün insanların onurlarının birbirine eşit olduğunu   hatırlatmak isterim. Hiçbir insanın farklılıklarından dolayı sağlamcı toplum tarafından gözetlenmediği, saygın bir yaşam diliyorum herkese. Sevgiyle kalın..


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.