Ekran okuyucular yardımıyla dijital ortamda hazırlanmış veya dijital ortama sonradan aktarılmış metinleri okumak aslında hiç zorlayıcı bir uğraş değil. Ah bir de şu Pdf’ler olmasa...
Ekran okuyucumuzun bir metni sağlıklı şekilde seslendirebilmesi için söz konusu metnin düzenlenebilir ve yeniden biçimlendirilebilir bir formatta olması gerekiyor. Örneğin Word ya da EPub formatındaki belgeler okuyucuya metnin hazırlandığı şablonu dayatmadığı için, bu belgelerin içerikleri kolaylıkla ekran okuyucular tarafından tanınabiliyor. Ekran okuyucumuz böylece başlıklar, liste ögeleri, tablolar, linkler, satırlar, paragraflar gibi metin ögelerini rahatça ayrıştırabiliyor ve bizlere bir web arayüzünde dolaşır gibi belge içinde gezinebilme olanağı sağlıyor.
Peki ya Pdf’ler? PDF dosyalarının amacı belgeleri hazırlandıkları şablonda değişiklik olmadan taşımak; farklı cihazlarda, farklı uygulamalarda belgenin halihazırdaki biçimsel niteliklerini korumaktır. Zaten Pdf’in açılımı olan Portable Document Format, Taşınabilir Belge Formatı anlamına geliyor. Pdf’lerin bu yapısı ekran okuyucularımızın metindeki farklı elementleri, biçimsel nitelikleri ve sayfa düzenini ayırt edememesine, yalnızca metne odaklanmasına yol açıyor.
Bu yazıda PDF gibi yaygın bir dosya formatı konusunda yaşanan bu erişilebilirlik problemlerini gidermek için çözümler sunan ve körler arasında sıklıkla tercih edilen üç uygulamayı, Bookworm, QRead ve Adobe Acrobat Reader’ı, karşılaştırarak uygulamaların bize sunduğu avantajları ve dezavantajları, birbirlerine üstün gelen yanlarını, eksilerini ve artılarını kendi deneyimlerimden yola çıkarak anlatmaya çalışacağım.
Bookworm- The Universally Accessible Document Reader
Bookworm’un en büyük avantajı sadece Pdf’leri değil, neredeyse tüm belge formatlarını desteklemesi ve web sitelerindeki okumak istediğimiz gövde metnini ayırarak karşımıza getirebilmesi. Üstelik tüm özellikleri ücretsiz sunuluyor. Elbette burada PDF okuma özelliğine değineceğim.
Bookworm Pdf’leri açmak konusunda oldukça hızlı. Belge içinde gezinmek, arama yapmak veya istenen sayfalara gitmek de oldukça kolay. Ayrıca uygulama içinde dahili bir OCR, yani metin tanıma özelliği ve metni seslendirme aracı da bulunuyor. OCR için Windows OCR ve Tesseract seçenekleri sunuluyor. Ama tüm metni değil, üzerinde bulunduğumuz sayfaları tek tek tarayabiliyoruz yalnızca.
PDF okuma performansına gelince, metin elementlerini pek fazla ayırt edemediğini, ancak sayfadaki tüm metni, sayfa numaraları ya da dipnotlar gibi üst ve alt bilgileri eksiksiz okuduğunu söylemem gerekiyor. Üst bilgi ve alt bilgi konusu özellikle akademik yayınlarda oldukça önemli bir konu. Bu nedenle Bookworm’un yalnızca gövde metni değil, tüm sayfayı okuması önem arz ediyor.
PDF her ne kadar bir standart oluşturmak için ortaya çıkmış bir format olsa da Pdf’e dönüştürülen belgelerin bir standardı olmadığından üç uygulamada da kimi zaman benzer sorunlarla karşılaşılıyor. Örneğin bazı belgelerde ekran sentezleyicimizin aksanı kayabiliyor, sentezleyici sesi sanki farklı bir dilde okurmuş gibi hareket edebiliyor ya da bozuk bir metni okumaya çalışıyormuş gibi davranabiliyor. Bu gibi durumlarda Adobe Acrobat Reader dışında ekstra okuma seçenekleri sunan başka bir uygulama yok.
Bookworm’un diğer bir eksisi, tüm operasyonun tek bir geliştiriciye bağlı olması. 2022 yılından bu yana resmi bir sürümü çıkmadı. Bu yazı kaleme alındığı sırada web sitesinin bile çalışmadığını söylemem gerek. Tabi uygulama açık kaynaklı olduğundan 2022 yılından bu yana gayrı resmi olarak geliştirilmeye devam ediyor ve ara sıra beta sürümleri yayımlanıyor. Son bilgilere göre uygulamanın geliştiricisi yeni bir ana sürüm için çalışmaya başlamış. Ama belirttiğim gibi tek bir kişiye bağlı olduğundan ve kurumsal bir desteğe sahip olmadığından gelecekteki varlığı konusunda soru işaretleri var.
QRead- The Accessible eBook Reader for the Blind
Kötü haberle başlayayım. Uygulama tamamıyla ücretli. Tek seferliğine 30 dolar ödemek gerekiyor. Bookworm’a göre desteklediği formatlar da oldukça sınırlı, ama PDF ve EPub’ı kolaylıkla ve en az Bookworm kadar hızlı biçimde, hatta kimi zaman Bookworm’dan da hızlı şekilde açabiliyorsunuz. Üstelik birden fazla belgeyi aynı pencerede, Control + Tab ile dolaşabileceğiniz sekmelerde görüntüleyebiliyorsunuz. Örneğin bir sekmede Pdf’iniz açıkken, diğer bir sekmede EPub dosyanızı okuyabiliyorsunuz. Bookworm’un QRead ya da Adobe Reader gibi farklı sekmelerde okuma özelliği yok.
QRead de tıpkı Bookworm gibi Dahili bir metin seslendirme aracına sahip. Yani ekran okuyucusuna bağlı kalmadan sistemdeki sentezleyiciler ile okuma yapılabiliyor. Belge içinde dolaşmak ve arama yapmak da oldukça kolay. Ama OCR için bir seçenek sunulmuyor.
Esasında uygulamanın üç program arasında en az seçenek ve özelleştirme imkânı sunan program olduğunu söylemem gerekiyor. Belki de bu nedenle oldukça akıcı ve sorunsuz bir okuma deneyimi sunabiliyor. Tabii kimi belgelerde Bookworm’un algıladığı sayfa numaralarını algılayamadığını, bazı üst ve alt bilgiyi kesintisiz okuma deneyimine feda ettiğini da söylemeliyim. Bookworm’da sürekli okuma modu biraz sorunlu. Diğer sayfaya geçişler tek pencere içinde yukarı aşağı yönünde bir kaydırmayla değil de sayfaların çevrilmesi suretiyle gerçekleşiyor. Sürekli okuma modu açıkken sayfa sonunda uygulama sayfayı otomatik olarak çeviriyor ama bazen iki sayfa birden çevirmiş olabiliyor. Bunun yanı sıra sayfa çevrildiğinde okuma bazen otomatikman devam ediyor, bazense kendiliğinden duruyor. QRead bu konuda çok daha stabil çalışıyor.
Pdf’lerin ekran okuyucular için yarattığı genel problemin metin elementlerinin, sayfa düzeninin ve biçimsel niteliklerin düzgün şekilde algılanmaması olduğundan bahsetmiştim. QRead uygulaması piyasadaki en iyi ayrıştırıcıyı (parser) kullandığını iddia ediyor. Bu sayede belgenin sahip olduğu orijinal sayfa düzenini korumak konusunda avantajlı bir konumdalar. Örneğin Bookworm’da bir satırı okumak istediğinizde orijinal sayfa satırını değil, Bookworm’un ayrıştıramadığı birkaç satırı birden okuyacaksınız. Bu nedenle metin içindeki başlıkları, paragraf başlarını ya da sonlarını, satır başlarını ya da sonlarını, liste ögelerini ayırt edemeyeceksiniz. Hepsini art arda dizilmiş düz bir metin olarak algılayacaksınız. Bu elbette sadece okuma yapılacaksa ciddi bir sorun yaratmıyor. Ama metnin içinden bir paragraf seçmek istediğinizde muhtemelen seçtiğiniz kısım özgün belgedeki paragraf olmayacak, belki paragrafın bir kısmı, belki de diğer paragraflara da taşmış halini seçmiş olacaksınız.
QRead, kullandığı ayrıştırıcı sayesinde özgün belgedeki satır sonlarını ayırabiliyor. Ama bu özelliğin mükemmel çalışmadığını söylemeliyim. Bazen yanlış biçimde, satırın ortalarından bir kısmı ayırarak yeni satır oluşturabiliyor. Bu nedenle olması gerekenden daha fazla sayıda satırla karşılaşabiliyoruz. Ayrıca satır sonlarını keskin şekilde ayrıştırdığından dolayı her bir satır aynı zamanda ayrı bir paragraf haline gelmiş oluyor. Dolayısıyla QRead’de de paragrafları ayırt etmek çok kolay değil. Ama yine de uygulama bu konuda Bookworm’a göre daha avantajlı konumda.
QRead’in uygulama desteğine gelince, Bookworm’un gerisinde kaldığını söylemeliyim. Bookworm ağır aksak da olsa güncelleniyor. QRead ise 2019 yılından bu yana herhangi bir dokümantasyon güncellemesi yapmadı. Satış sonrasından itibaren müşteriyle bağlarını koparıyorlar diyebiliriz. Her ne kadar gayet stabil ve hızlı çalışsa da Pdf’lerdeki başlıklar arasında dolaşmak oldukça sorunlu. Başlıkları ya hiç algılamıyor ya da olması gerekenden daha fazla başlık varmış gibi davranıyor. Geribildirimlere de dönüş sağlanmıyor, dolayısıyla var olan hataların düzeltilmesi konusunda bir gelişme gösterilmiyor. Bu açıdan Bookworm’un daha avantajlı olduğunu söylemek gerek. En azından Bookworm’da sorunlar Telegram grubu aracılığıyla geliştiriciye ulaştırılabiliyor.
Adobe Acrobat Reader
PDF dosya formatının mucidi olan Adobe firmasının PDF okumak ve düzenlemek için geliştirdiği bu uygulamanın en bilindik özelliği yavaş olması ve sıklıkla donması. Evet, kör olsun ya da olmasın, hemen her kullanıcısının dile getirdiği bir sorun bu. O nedenle, hantallığının uygulamanın özellikleri arasında sayılması gerektiği kanaatindeyim. İşin içine programın erişilebilirlik ayarları ve her belge açışında o belgeye özel olarak ekran okuyucuyla okumaya hazır hale getirme işleminin girmesi, özellikle büyük belgelerin açılmasının beş dakikayı bulmasına yol açıyor. Elbette bilgisayarınızın sistem özellikleri de bu süreyi etkiliyor. Bu yüzden hızlıca açmak istediğiniz bir belge varsa Bookworm, QRead ya da Microsoft Edge’i kullanmanızı tavsiye ederim. Tabi Edge gibi tarayıcılarda erişilebilir olarak PDF içinde dolaşmak oldukça zorlayıcı bir süreç. Zaten bu nedenle erişilebilir uygulama arayışı içindeyiz. Ama yine de kısa ve sadece okumak için kullanılacak metinlerde web tarayıcıları da kullanılabilir. Tabii küçük boyutlu, 1 MB’ın altındaki belgelerde her zaman Adobe Reader’ın tercih edilmesinde bir sorun yok.
Diğer iki uygulamanın aksine Adobe Reader yalnızca PDF belgelerini açmak için kullanılıyor. Tıpkı QRead gibi aynı pencerede birden fazla sekmede belge açmak mümkün. Programın hem ücretli hem ücretsiz sürümleri bulunuyor. Yani ne Bookworm gibi tamamen ücretsiz ne de QRead gibi tamamıyla ücretli. Ücretli sürümünde PDF düzenleme, yazı alanlarını doldurma, imza ekleme, silme, birleştirme, format dönüşümü, tüm dosyaya OCR işlemi uygulama gibi ek özellikler sunuyor. OCR özelliğinin kendi deneyimlerime göre Abby FineReader’dan daha iyi sonuç verdiğini söylemeliyim. Ama işlemin daha uzun sürdüğünü ilave etmeme gerek yok sanırım.
Yalnızca PDF okuma, belge içinde dolaşma ve arama yapma gibi özellikleri kullanacaksak ücretli olan Pro sürümüne ihtiyacımız yok. Ama yine de ücretinden bahsedeyim. Farklı planlar olsa da en uygunu aylık ödemeli yıllık plan. Onun da ücreti aylık 320 TL. Belgenin başlangıçta çok yavaş yüklendiğinden bahsetmiştim. Ama bir kere yüklendikten sonra gayet sorunsuzca metni okuyabiliyorsunuz. Tabii mesele sadece metni okumak değil, düzgün biçimde, orijinal düzene en yakın şekilde okuyabilmek. Bunun için Adobe Reader’dan daha fazla olanak sağlayan başka bir uygulama elimizde yok. Bu nedenle geç açılma sorununa katlanmak durumundayız.
Bookworm ve QRead tüm belgeleri aynı yöntemle okumaya çalıştığından ve sabit bir ayırma işlemi yaptığından bazı belgelerde sanki yanlış yazılmış bir metni okuyormuş gibi bozuk bir seslendirmeyle karşılaşabiliyoruz. Bu elbette nadir bir durum. Ama her zaman karşılaştığımız bir sorun olarak sayfa düzeni ve metin elementleri meselesi var karşımızda. Adobe Reader tüm bu sorunları gidermek için farklı okuma sıraları sunuyor bizlere. Her yeni belge açtığımızda veya okuma sırasını her değiştirdiğimizde metni baştan hazırladığından, diğer bir deyişle optimum okuma deneyimi için erişilebilirlik düzenlemesini baştan yaptığından diğer uygulamalar gibi hızlıca açamıyoruz belgeleri. Ama belgeyi istediğimiz hale, en verim aldığımız moda taşıdıktan sonra akıcı ve stabil bir okuma deneyimine ulaşabiliyor, okuma moduna bağlı olarak kimi zaman başlıklar, linkler, tablolar, satırlar, paragraflar arasında dolaşabiliyoruz.
Adobe Reader’ın üç temel okuma sırası, diğer bir deyişle üç farklı okuma modu var. Bazı belgelerde bu okuma sıralarına ek birkaç mod daha görünebilir. Ama biz daha çok bu üç modu, özellikle ilk ikisini kullanacağız. Söz konusu modlar sırasıyla “Okuma sırasını belgeden anla,” “Soldan sağa, üstten alta okuma sırası” ve “Ham baskı akışındaki okuma sırasını kullan” şeklinde karşımıza çıkıyor.
İkinci ve üçüncü modlar üst bilgi ve alt bilgilerde kayıp olmadan, sayfa numaraları ve dipnotları da içererek metnin tümünü karşımıza getiriyor. Ama Bookworm örneğinde de gördüğümüz şekilde sayfa düzenini yok sayıyor. Hatta bu okuma modlarında tüm line break’ler, yani satır sonları kaldırıldığından dolayı tüm sayfa tek bir paragrafmış gibi algılanıyor.
“Okuma sırasını belgeden anla” seçeneği ise Adobe’nin belgeyi hazırlama süresini en fazla uzatan, buna karşın başlıklar, linkler, satırlar, paragraflar gibi metin elementleri ile sayfa ve metin düzeninin en iyi şekilde görüntülenebildiği okuma modunu sunuyor bizlere. Elbette genellikle üst ve alt bilgiler okunmuyor ama gövde metni çoğu zaman sağlıklı biçimde karşımıza çıkıyor. Tüm bu okuma modları ücretsiz sürümde var. Ama Pro sürümde ek olarak “Bulut tabanlı hizmetle belgeyi daha erişilebilir hale getirin” diye bir onay kutusuyla da karşılaşıyoruz. Bu özellik “Okuma sırasını belgeden anla” modu seçildiğinde görünüyor ve elementler ile sayfa düzeninin algılanması konusunda daha iyi bir sonuç elde etmemize olanak tanıyor.
Son Açıklamalar
Görülebileceği üzere üç uygulamanın da belli avantajları ve dezavantajları var. Ben üçünü de yeri geldikçe kullanıyorum. Siz de uygulamaların sunduğu olanakları değerlendirerek elinizdeki belgeye ve beklentilerinize göre tercihte bulunabilirsiniz. Bookworm’un neredeyse her dokümanı açabildiğini ve ücretsiz olduğunu, QRead’in popüler formatları açmanın yanı sıra birden fazla sekmede çalışabilmeye ve kesintisiz okumaya olanak sağladığını, Adobe Reader’ın ise farklı erişilebilir okuma sıraları sunarak en verim aldığımız modu tercih etmemize imkân tanıdığını tekrardan hatırlatayım.
Bookworm ve QRead yalnızca Windows işletim sisteminde, Adobe Reader ise Windows, Mac, IOS ve Android işletim sistemlerinde çalışıyor. Ben Adobe’yi Android’de de kullandım ve oldukça iyi sonuç aldım. Okuma modu ayarlarına ihtiyaç duymadan Pdf’leri paragraf paragraf, gayet hızlı şekilde görüntüleyebiliyorsunuz.
Bu yazı bir uygulama inceleme yazısı olmadığı için sadece genel özelliklerden bahsetmekle yetindim. Bookworm uygulamasının incelemesi için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz:
https://bilisimbulteni.com/yazi/yeni-bir-kitap-okuma-programi-bookworm
QRead için aşağıdaki yazıya bakılabilir:
https://eeeh.engelsizerisim.com/yazi/e-kitaplara-ozgurluk-qread
Adobe Acrobat Reader için ise Adobe’nin kendi resmî sitesine gidebilir ve tüm erişilebilirlik özelliklerine ulaşabilirsiniz:
https://helpx.adobe.com/tr/reader/using/accessibility-features.html
Ek olarak değineyim; Adobe Reader’daki erişilebilir okuma modları arasında geçiş yapmak için Control + Shift + 5 kombinasyonunu kullanabiliriz. Control + K ile Tercihler menüsünü açarak erişilebilirlik ile ilgili ayarları da yapabiliriz. İlgili menüden Gelişmiş Güvenlik kısmına girerek Korumalı Mod’un onay kutusunu kaldırmayı unutmayalım. Ayrıca Erişilebilirlik ayarları Tercihler’in içindeki Erişilebilirlik kategorisinde bulunmuyor sadece. Tüm kategorilere göz atmakta fayda var. Ama Adobe Reader, uygulamayı ilk açtığımızda ekran okuyucu kullandığımızı tespit ederek en gerekli ayarları başlangıçta yapmamızı sağlayan bir erişilebilirlik sihirbazı da başlatıyor. Yani birçok ayarlamayı zaten en başta yapmış olacağız.
Son olarak belirteyim. Adobe Reader’ın güncel sürümlerinde Alt tuşuyla üst menülere ulaşılamıyor. Bu gibi bir durumla karşılaştıysanız Alt + F yaparak Aşağı Ok ile Dosya menüsüne girin ve Yeni Acrobat Reader görünümünü devre dışı bırakın.
Bunun yanı sıra, muhtemelen uygulamayı ilk kurduğunuzda Türkçe dil seçeneğiyle karşılaşmayacaksınız. Dil paketini ayrıca kurmanız gerekiyor. Bunun için Program Ekle veya Kaldır penceresine gidin ve Adobe Reader’ın taşma düğmesini açarak Değiştir seçeneğine basın. Sonrasında Modify üzerinden devam edin ve Languages kısmını genişletin, Türkçe’yi bulun, kurulacağı yeri onaylayın ve kurulumu tamamlayın.
Ayrıca metin içinde arama yapmak için ekran okuyucunuzun arama özelliğini, yani Insert + Control + F tuş kombinasyonunu kullanın.
Yazıyı bitirirken Be My Eyes uygulamasının PDF okuma konusunda yakın gelecekte oldukça fayda sağlayacağını düşündüğümü de söylemek istiyorum. Şu an ne mobil ne de bilgisayar uygulaması Pdf’i destekliyor. Ama Pdf’ler JPEG formatına dönüştürülüp Be My Eyes’ta sayfa sayfa okutulabiliyor. İleride uygulama doğrudan Pdf’leri de destekleyecektir. Böylece elimizde OCR yapılmamış bir belge olsa dahi, eğer istersek yapay zekâ sayesinde orijinal sayfa düzeni hakkındaki detaylara da sahip olarak belgemizi okuyabileceğiz.