Çocuk Kitaplarını Nasıl Erişilebilir Yaptık?
Merhaba EEEH Dergi okuyucuları. Yazımıza başlarken, bize bu yazacaklarımızı anlatma fırsatı verdikleri için EEEH Dergi ekibine çok teşekkür ederiz.
Önce kendimizi tanıtalım: biz İzmir’de yaşayan ve yaklaşık üç buçuk yıldır ebeveyn olan iki körüz. Zaten yazacaklarımız da bununla ilgili. Ebeveyn olacağımızı öğrendiğimiz ilk andan itibaren kafamızdaki sorulardan biri, bebeğimize nasıl kitap okuyabileceğimiz ya da nasıl erişilebilir bir şekilde oyunlar oynayabileceğimizdi. Bizi bir araya getiren şeyin kitaplar ve edebiyat olduğunu düşünürsek, söylemeliyiz ki kitaplar bizim kırmızı çizgimiz, zayıf noktamız, zaruri ihtiyacımız. Artık ne derseniz…
Konumuza dönecek olursak, bir Facebook grubuna bize bu konuda bir yöntem önermeleri için yazdık. Sonra çok sevdiğimiz arkadaşımız Demet Akkaya, bize arkası yapışkanlı şeffaf asetatı önerdi. Tabii bunu duyunca altın bulmuş gibi sevindik. Yok ya, vallahi altına o kadar sevinmeyiz. Neyse sonuç itibariyle, “Bebeğimin İlk Kartları” diye bir kart grubunda bu şeffaf asetatı denedik. Nasıl mı denedik? Gören biri bize bu kartları tek tek betimledi, biz de kartların büyüklüğünde kağıtlara, kısa satırlarla kartların betimlemelerini Braille olarak yazıp üstlerine yapıştırdık.
Evet, bu yöntem çok işimize yarasa da sonra fark ettik ki bu formdaki asetata yazılan yazı kısa sürede deforme oluyor, silikleşiyor. Anladık ki bizim yeni çözümler düşünmemiz gerekiyor. Sonra… Ve Tanrı çift taraflı şeffaf bant ve normal kalınlıkta şeffaf asetatı yarattı. Biz onu icadın 8. harikası ilan ettik. Fahri sekizinciliğini de artık kitaplarımızın metin ve betimlemelerini o kağıtlara yazmak ve arkalarını çift taraflı şeffaf bantlarla bantlamak suretiyle taçlandırdık. Yapıştırma, betimleme vb. konularda kademeli bir ilerleyişle her kitap veya oyuncakta yeni yöntemler geliştirdik. Bu arada da kaygılarımızı anlayan ve sahiplenen muhteşem insanlarla sımsıkı sarılıp sarmalandık. O insanlarla güzelleştik, güçlendik, büyüdük. Üç buçuk yıllık bu erişilebilir ebeveynlik yolculuğunda beş yüzü aşkın erişilebilir kitabımız, onlarca erişilebilir oyunumuz oldu.
Asetatı aldık, asetat kağıdının bir yüzünü bantladık, kitapları okutup kaydettirdik, betimlettik, bantladığımız asetatlara metin ve betimlemeleri Braille olarak yazdık, kestik, yapıştırdık. Elbette bütün bunları bu kadar kolayca yapmadık, yapamadık. Yazıyı çok uzun tutmamak adına erişilebilir kitap serüvenimizin detaylarını editoryal otoritenin izin vermesi halinde bir sonraki sayıya bırakalım istedik. O zaman Oya Başar’ca bir vedayla satırlarımızı sonlandıralım: Bizi okumaya devam edin anacım. J