Toplam Okunma 0

Mehmet Bulut: Ramazan Bey, İZBAN’da yaşadığınız sorunu sosyal medyada okuduk. Biz de bu sorunu dile getirmeye karar verdik. Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Ramazan Akel: Rica ederim. Asıl bu sorunumu dile getirmeme imkân tanıdığınız için ben teşekkür ediyorum.

 

Mehmet Bulut: Yaşadığınız sorunu okuduk ama bir de sizden dinlemek isteriz.

İZBAN’da yaşadığınız ayrımcılığı, tüm detaylarıyla bizimle paylaşır mısınız?

Ramazan Akel: Söylediğiniz gibi net bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldık. 1 Ocak 2022 Cumartesi günü Karşıyaka’da oturan bir arkadaşımızı ziyarete gitmek istedik. Önce İzmir Metro’yu kullandık ve metroda bir sorun yaşamadık. Halkapınar istasyonunda indik. Buradan İZBAN’a aktarma yapılabiliyor. Bahsettiğim istasyonda iki şekilde İZBAN’a geçmek mümkün: Hemen metroda bulunan gişelerden kartı okutarak İZBAN’A geçmek ve yürüyen merdivenden yukarı çıkıp biraz yürüyerek İZBAN’A geçmek.

Kartımız yanımızda olmadığı zamanlarda ikinci yolu denemiştik. Kartımız yanımızdaydı, bu nedenle gişelere geldik. Beş yaşındaki kızım ve görme engelli olan eşim yanımdaydı. Ben hemen kartımı okutup İZBAN tarafına geçmiştim. Kızım da benim refakatçi kartımla geçiş yapmıştı. Tam eşim geçecekti ki güvenlik görevlisi geldi. Buradan engellilerin geçişinin yasak olduğunu, merdivenden çıkıp dolaşmamız gerektiğini söyledi. Nedenini sorduğumuzda, bu şekilde girdiğimiz zaman bize kimsenin refakat edemeyeceğini söyledi. Biz refakatçiye ihtiyacımız olmadığını belirttiğimizde, karşıda bir yazı olduğunu, yazıda ortopedik engellilerin ve bebek arabalıların buradan geçmelerinin yasak olduğunu yazdığını söyledi. Bu arada eşim defalarca denemesine rağmen turnike açılmamıştı. Eşim: “Ortopedik engelli değilim ve çocuğum da büyük.” Dedi. Ancak görevli nu diyor, peygamber demiyordu. Tartışmak boşunaydı. Eşimin yanında ücretli geçebildiğimiz bir kart daha vardı. Diğer turnikeye geçti; basıp İZBAN tarafına geldi. Sonra yürüyen merdivenden çıkıp bekleyeceğimiz alana geldik. Tren gelince de binip geçtik. Bu olay yaşandığında saat 16.30 civarıydı. Genelde her zaman yardım edeceğiz diye peşimize takılırlardı. O olaydan sonra bize eşlik etmeye gelmediler, ineceğimiz yere de anons geçmediler. Bence iyi de oldu.

 

Mehmet Bulut: Niçin “Bence iyi de oldu.” Dediniz? Biraz açar mısınız?

Ramazan Akel: İZBAN çalışanları mutlaka görme engelli yolcuya refakat etmek istiyorlar. Söylediklerine göre kendilerine yukarıdan talimat gelmiş. Mutlaka görme engelliye refakat etmeleri gerekiyormuş. Hemen sizi kapıda karşılıyorlar. Beklemeniz gerektiğini söyleyip telsizle çalışma arkadaşlarına haber veriyorlar. Sonra kolunuza girip asansöre götürüyorlar. Asansörden indirip bekleme peronuna götürüyorlar. Tren gelinceye kadar yanınızda bekliyorlar. Bu arada hangi istasyonda ineceğinizi sizden öğreniyorlar. Sonra trene bindirip ineceğiniz durağa anons geçiyorlar. Trenden inince biri sizi karşılıyor. Bu görevli yukarıda saydığım işlemleri yapıp çıkıncaya kadar size eşlik ediyor. Onlara göre siz her an bir yerlere düşebilir, başlarına dert açabilirsiniz. Çok sayıda çalışanları var. Öğrendiğim kadarıyla çoğu taşeron işçi. Bazen yanlış yönlendirdikleri oluyor. Bir keresinde 1,5 saat bir istasyonda beklemiştik. Görevli de bizimle beklemişti. Ama hatlarda bakım çalışması olduğu için o hattan tren gelmiyormuş. Sadece tek hat çalışıyormuş. Tabi bizimle bekleyen kişi bunu bilmediği için bizi yanlış yerde bekletmiş. Biz yanlış yerde beklerken, bineceğimiz tren diğer hattan geçip gitmişti. Trenimiz gelmeden eşlik eden görevli “Benim işim bu günlük bitti.” Deyip çekip gitmişti. Sonra başka biri bizimle beklemişti.

 

Mehmet Bulut: Anlattığınız bu durumlar her zaman yaşanıyor mu?

Ramazan Akel: Maalesef yaşanıyor. Halkapınar’da geçişimizin engellenmeye çalışılmasını daha önce de yaşamıştık. Yine en sona eşim kalmış ve yine görevliyle tartışmıştık. Resmen bir dejavu yaşandı 1 Ocak günü çünkü o zaman da eşimin kartı basmamıştı. O zaman küçük çocuk gibi turnikelerin altından eğilerek İZBAN tarafına geçmişti. Refakat etme durumunu her zaman yaşıyoruz. Tek başına ilerlememize izin vermiyorlar. Kızımızın görebildiğini söylememize, gerekirse ondan yardım alabileceğimizi belirtmemize rağmen aynı tavrı gösteriyorlar. Yine bir seferinde yanlış yönlendirmişlerdi. Kendilerine tepki gösterdiğimizde bir görevli bizimle tartışmıştı. İZBAN’la yolculuk yapacağımız zaman üzerimizde bir gerginlik oluyor. Çünkü biliyoruz ki farklı veya ayrımcı bir tutumla karşılaşacağız.

 

Mehmet Bulut: İZBAN yetkililerinden talebiniz nedir?

Ramazan Akel: İZBAN yetkilileri erişilebilirlik önlemlerini almalıdır. Bu önlemleri aldıktan sonra kişi yardım isterse etmelidir, istemezse zorlamamalıdır. Adı üzerinde, istendiği zaman yapılan şeye yardım denir; aksi hâlde bu durum tacizdir. Erişilebilirlik önlemleri nelerdir? Sarı referans çizgiler arttırılabilir. Tren raylarına yakın alandaki kabartılar belirginleştirilir. Sanırım bunlar zaten var ancak görevli hareket etmemize izin vermediği için bunları kontrol edemiyoruz bile. İstasyon girişine, istasyonu anlatan kabartma yazılı haritalar asılabilir. İZBAN aracının geliş saatleri belli değil. Güvenlikçi bile trenin hangi saatte geleceğini bilmiyor ve her sorduğumuzda “Birazdan gelecek,” diyor. Metro gibi standarda bağlanabilir. Hangi trenin saat kaçta hangi istasyonda olacağı internette bulunabilir. Şu anda da var diyenler olacaktır fakat hiç söylenen saatte gelmiyor. Şu anda aklıma gelen öneriler bunlar. Kuşkusuz bu öneriler görme engelli diğer İZBAN yolcularının talepleriyle daha da gelişecektir.

 

Mehmet Bulut: Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

Ramazan Akel: Asıl ben teşekkür ederim. Erişilebilirliğin anlaşıldığı, engellenmediğimiz bir yıl dilerim.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.