80. Sayı: Ekim 2020

Engelsiz Erişim'in eşsiz festivali Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali ayıdır ekim biliyorsunuz ve EEEH Dergi bu festivale yakışır bir özel sayı ile selamlar okurlarını ekimde. Bu yıl bütün organizasyonlar gibi Beyaz Baston festivali de pandemiden nasiplendi ve kendini sanal ortama taşıdı. Ancak bir ay ileri attı ve meraklılarıyla kasımda buluşacak. Dolayısıyla EEEH Dergi de sizi kasımda bir özel sayı ile karşılayacak. Ancak biz boş durmadık ve size ekime yakışan bomba gibi bir sayı hazırladık. Buyurun tanıtalım...

“Siz neredeyseniz biz oradayız” dedik ve bu yıl Beyaz Baston Festivalinizi ayağınıza getirdik. Adım adım hazırlıklarımızı ayrıntılarıyla Engin Yılmaz’ın kaleminden okuyabilirsiniz. Heyecanımızı Engin’in satırlarından Siz de apaçık fark edeceksiniz ve eminiz, siz de 9 Kasım tarihini iple çekeceksiniz, tıpkı bizim gibi.

"Dilin kemiği yok" diye bir atasözümüz vardır. Anlaşılan Meral Sözen'in klavyeye uzanan elinin de kemiği yok. Nitekim dilinin sınırlarını irdelemiş, kör mü, görme engelli mi tartışmasını diğer ötekileştirilenlerle bağlantı kurarak anlatmış. Ortaya okumaya doyamayacağınız bir yazı çıkmış.

Eh dil bu! Dedik ya kemiği yok. Toplumun kemiksiz diline pelesenk ettiği söylemler var bir de. Mesela "Kör olmasına rağmen" ile başlayan saçma sapan bir ton cümle kurulur. Geçtiğimiz günlerde basında saçmalıkta tavan yapmış bir tanıtımla yansıtılan bir haber okuduk. Sevgi Mart Göcen durur mu? Haberin metnini ince ince mercek altına almış ve bakın neler anlatmış.

Toz fırtınalarından bahsetti haber bültenleri. Hemen hemen herkes doğanın intikamını aldığından dem vurdu. İşte bu söylem kafasına takılmış Burak Sarı'nın. Düşünmüş, düşündükçe derinlere dalmış, daha daha çok derinden sorgulamış söylenenleri ve gerçekleri. Tozu dumandan sıyırmış, tüm çıplaklığıyla cümlelere dökmüş içinden geçenleri ve sizlerin dikkatine sunmuş.

Kadrolu konuk yazarımız Habil Bozkurt bu kez bilişimi masaya yatırmış. Özellikle körlerin akıllı telefonları kullanmalarını kişisel tarihi üzerinden örnekleyerek anlatmış.

Bilişime geçmişken teknoloji köşesinde geçen ay Ramazan Derin İngilizce öğrenmede pratik yapmak için faydalı önerilerde bulunmuştu siz okurlarımıza. Can Deniz ise, bu ay kapsamı genişletiyor, ve size hem derslerinizde hem de dil sınavlarına hazırlanırken çok geliştirecek bir siteyi bütün detaylarıyla anlatıyor.

Dergimizin ekran faresi işlevini gören yazarı Gülcan Altun ise bu ay vazgeçilmezi Hekimoğlu dizisini ele almış yine. Ancak bu defa bambaşka bir açıdan bakıyor diziye. Daha doğrusu dizinin bir bölümünden etkilenip basit bir anket yapmış yakın çevresinde ve bu anket sonuçlarıyla insanların sakatlığa bakış açılarını, dizilerde yansıtılan sakat algısını değerlendiriyor.

Murat Kefeli’ye de kadrolu konuk yazarımız diyebiliriz. Malum ikinci yazı dizisinde bize ev işlerinin en incelikli biçimde nasıl yapılabileceğini tüm detaylarıyla ve müthiş eğlenceli üslubuyla anlatıyor. Ve bu ay da dördüncü bölüm ile karşımızda.

Seksen aydır yaşadığımız dünyayı ve özellikle içinde bulunduğumuz toplumu eşit, erişilebilir ve engelsiz bir hayat için her açıdan irdeliyoruz. Seksen birinci ayda özel sayımızda görüşebilmek dileğiyle, iyi okumalar.