Toplam Okunma 0

Yaşadığımız toplumda çoğu zaman engelliler olarak, ama özellikle biz körler, ikinci sınıf vatandaş gibi hissediyoruz kendimizi değil mi? Son bir aydır çok daha fazla duyumsadığım bir duygu oldu bu. Ancak kim ne düşünürse düşünsün, herkes ama herkes onlarla aynı sokaklarda yürüdüğümüzü; aynı çeşit yemeklerden yiyip aynı tuvaletleri kullandığımızı; aynı ATM'den para çekip aynı mağazalardan alışveriş yaptığımızı; aynı kredi olanaklarından yararlanıp çektiğimiz paralarla, aynı siteden mesela, ev aldığımızı ve orada ikamet ettiğimizi ve aynı işyerlerinde çalışıp aynı bankanın internet sitesini kullanarak kredi borcumuzu ödediğimizi bilmek, kabullenmek ve buna göre davranmak zorundadır.

Neyse ben konuya geçeyim. İşe başladığım 2001 yılından bu yana maaşımı aldığım bankalar çalıştığım kurumun anlaşması gereği pek çok defa değişti. En son olarak da ne yazık ki Yapı Kredi Bankası'na transfer olduk.

Üyelerinin çoğunluğunu körlerin oluşturduğu kimi Google gruplarından okuduğum kadarıyla körler açısından bu bankanın sicili hayli bozuktu. Hesap açmak, kredi kartı almak vs. konularında yaşanan olumsuz deneyim paylaşımları ile doluydu gelen posta kutularımız. Merakla bankacıları beklemeye başladım. Bakalım bizi ne sürprizler bekliyordu.

Derken bir gün başka bir dairede çalışan arkadaş aradı ve "Savaşa hazır mısın?" dedi. "Hayırdır" dedim. "Bankacılar geldi ve ‘sözleşmenin bir örneğini elden aldım’ ibaresini kutucuklara denk gelecek şekilde yazamadığım için benim sözleşmemi yapmadılar, şubeye gitmemi söylediler" dedi. Şubeye mi gidecekmişiz? Nasıl yani? Kendilerine sağlam denilenlerin bulundukları yerde işlemleri yapılırken biz körler kalkıp ayaklarına gideceğiz öyle mi? Hiç kabul etmek istemesem de bu ülkenin anayasasında engelliler için pozitif ayrımcılıktan söz edilmiyor mu? Bu hükme göre dairenin tüm personeli şubeye çağrılsa bile benim ayağıma gelinmesi gerekmiyor mu?

Üstelik onun dairesi söz konusu şubeye, yani İzmir çapında tüm kurum çalışanlarının sözleşmelerini yapmaya yetkili olan Konak Şubesi'ne çok yakın. Bense yaklaşık bir buçuk saatlik yol mesafesindeyim o da hiç araç beklemezsem. Bekleme sürelerini saymadan söylüyorum bu süreyi yani.

Arkadaşım, yani Fatih, söylenenler üzerine bankanın şikâyet hattını aradı ve şikâyette bulundu. Bununla birlikte Twitter’da da yazdı. Şikâyet üzerine arayan banka görevlisi de ilk önce arkadaşımıza şubeye gitmesi gerekliliğini bildirmiş. Kendisi de hukuk fakültesi mezunu, üstelik avukatlık ruhsatı sahibi olan Fatih'in bilgi vere vere yaptığı dayatma sonunda bizlerin şubeye çağrılmasından vaz geçilmiş ve işyerlerimize şubeden görevlilerin geleceği söylenmiş. O gün takvim yaprakları 9 Kasım 2018'i gösteriyordu.

Bu arada benimle birlikte uyandırdığı başka daire çalışanı arkadaşlar da harekete geçmiş ve banka şikâyet hattından bilgi almışlar ve belki de daha çok bilgi vermişler... Başkanlık insan kaynakları şefliği dahil pek çok kişi ile görüşmüşler. Son olarak insan kaynakları şefliği İzmir çapında maaşını maalesef Yapı Kredi'den almak zorunda olan tüm körlerin listesini ilgili banka şubesine göndereceğini söylemiş ve öyle de yapmış. 

Bu arada benim daireme 17 Kasım 2018 tarihinde İstanbul Destek Ekibinden iki görevli geldi. Benim için değil, diğer daire çalışanları için. Benimle ilgili hiçbir bilgileri yoktu. Ben merakla bekliyordum. Yanımda yöremde çalışan arkadaşlar tek tek çağırılıyordu ve ben bekliyordum. En son dayanamadım. Bankacılara yardımcı olan bizim daire personeli arkadaşı aradım ve benimle ilgili durumu sordum. Görevli kadının bilgisi olmadığından şubeyi aramış.  Arkadaş bana döndü ve "Gülcan sen şubeye gidecekmişsin" dedi. Nasıl yani Konak'a mı?” dedim. Döndü tekrar sordu ve “Hayır, ilçedeki şubeye” dedi. “Ne olursa olsun, hayatta gitmem" dedim. “Söyle” diye de ekledim. "Gideceksem, daha yakın olan karşıdaki adliyeye, 15 Ocak 2019 tarihinde maaşımı alamazsam, savcılıkta suç duyurusunda bulunmak üzere giderim" dedim. Dayanamadım, birebir konuşmak için ta dördüncü kata çıktım ve söyleyeceklerimi yüz yüze ilettim. Bu arada tekrar ne konuşuldu ne edildi bilmem; bana, benim için özel gelineceği, ben sözleşmeye ilgili bilgileri yazamayacağım için ayrı bir evrak imzalamam gerektiği, bunun da şubede olduğu ve şubeden getirileceği bildirildi.

Tam bu noktada anlayamadığım, anlamlandıramadığım: biri şikâyet hattında diğeri Konak şubesinde görevli iki ayrı bankacıya ifade ettiğim gibi, elinde tablet, mesai arkadaşlarımın bilgilerini anında sisteme giren ve bununla birlikte kâğıt halinde getirilmiş olan banka sözleşmelerini imzalatan İstanbul destek ekibi görevlisi, şubeden gelecek olan bu evrakı da çantasına koyamaz mıydı? Bu evrak yalnız ve yalnız Konak Şubesi'nde mi bulunuyor. Bankanın Matbu bir evrakı değil mi? Başka bir yerde kesinlikle mevcut değil mi? İlginç!

Görüştüğüm bankacılar, onların görev tanımında böyle bir şeyin olmadığından dem vuruyorlar. Nasıl yani? Sözleşmeleri getiriyor, imzalatıyor, diğer çalışanların sözleşmelerini yapıyor; görev tanımında bunlar bulunuyor ama kör bir çalışanın imzalayacağı fazladan tek bir A4 kâğıdı taşıyıp imzalatamıyor... ‘Açıkağızlı gülme’ ifadesi koymak istiyorum buraya.

Hadi iyimser olayım. İlk geldiğinde kendisine burada bir kör çalışanın olduğundan söz edilmemişti. Ancak bir hafta sonra ikinci kez, dairenin sözleşmeleri yapılmayan diğer yarısının işlemlerini yapmak üzere, gelindiğinde bu evrak da getirilebilir ve benim de işlemim herkesle birlikte sorunsuzca yapılmış olabilirdi. Üstelik zamandan, emekten ve benzinden de tasarruf edilmiş olurdu.

Bu aşamada bankayla yaşadığımız serüvenimizi anlatmaya bir virgül koyup malum 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla, Yapı Kredi'nin trajikomik Twitter mesajından söz etmek istiyorum. "2008'de başladığımız engelsiz bankacılık çalışmalarımızı sürdürüyoruz." Vallahi biz hepimiz acı kahkahalar attık ve Fatih’le ben hiç de öyle olmadığına dair karşı Twitler yolladık.

Ha bu arada belirtmek istediğim bir başka şey ise, bu Twitter da hakikaten çok etkili bir şeymiş. Orada gönderilen mesajlar herkes tarafından görüldüğünden midir nedir Daha bir önemseniyor. Siz müşteri şikâyet hattını aradığınızda size kendilerince iki üç bir şey söylüyorlarsa söylüyorlar ama Twitter’daki mesajlarına ilgileri farklı oluyor.

Yüzümüze şaşkın bir gülüş yerleştiren, bir başka twit de 11.12.2018’de atıldı banka tarafından. Twit aynen şöyle: “Yapı Kredi’den bir yenilik daha! Şubeye gitmeden Yapı Kredi müşterisi olma teknolojisi. Hemen Yapı Kredi Mobil’i indirin, Görüntülü İşlem Asistanıyla görüşerek kolayca müşterimiz olun!” Teknolojide kendini bu kadar geliştirdiğini iddia eden bankanın ya körlerin kullandığı teknolojiye dair zerrece bilgisi yok ya da bilgisi olsa bile kullanılabilirliğine inancı yok. Veyahut da kendisinden maaş alacak kör memurları bizzat gözüyle görmüş olsa bile onların müşteri olabileceklerine inancı yok. Şimdi şüpheye düştüm. Kendi çalışanına mı güvenmiyor acaba? Mecburiyetten müşterisi olacak köre mi?

Yanılmıyorsam 13 Aralık günüydü yine Fatih aradı ve “Yapı Kredi’nin uygulamasını az önce güncelledim ve bir şey dikkatimi çekti” dedi. "Bireysel müşteri sözleşmesine dijital onay verme.” Geçen gece benim de reklamlarda duyup şartellerimi attıran şey olsa gerek bu. Bir önceki paragrafta da sözünü ettiğim şubeye gitmeden hesap açma hizmeti. Öyle şeyler var ki gerçekten insanın sabrını çok sağlam zorluyor. Mesela bir taraftan hakkımız olan maaşımızı almamıza sadece ve sadece aracılık etmek için hesap sözleşmemizi yapmakta bin dereden su getiren Yapı Kredi Bankası. Diğer tarafta aynı banka yurdum insanına burada yaptığı reklamlar ve duyurularında hiçbir şart koşmuyor üstelik, dijital ortamda verilecek tek bir onayı yeterli görüyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi adama.

Bu yazıyı ilk kez kaleme aldığım gün tarih 11.12.2018 ve Fatih’in sözleşmesi henüz yapılmadı. Benim sözleşmem ise yapıldı. Hem de kim tarafından biliyor musunuz? Görev tanımında var mı bilmem ama dairemize kart dağıtmaya gelen personel tarafından. Hatta diğer kimi arkadaşların kartlarını teslim ettikten sonra benim yanıma geldiğinde öğle tatili olmak üzereydi ama daha bir 10-15 dakika kadar vardı. Beni görünce “Öğleden sonra geleceğim” deyip dönmeye yeltendi. Onunla birlikte dairede dolaşıp sorduğu kişileri tek tek gösteren arkadaş, "Daha biraz süre var" dedi. O da çaresiz kalınca "Yok, onun sözleşmesi yapılacak, unutmuşum yanımda getirmeyi" dedi. Öğleden sonra geldi. Sanırım ilçedeki şubeden boş bir sözleşme alıp geldi. Bana doğru dürüst hiçbir şey sormadan bir sürü imzamı aldı. T.C. nomu bile sormadı. Ancak Konak Şubesi bizim bütün bilgilerimizi kurumumuzdan alıp zaten hali hazırda hesaplarımızı açmış bulunduğu için aklıma bir şey gelmedi. Ancak özellikle anne kızlık soyadının bankacılık işlemlerinde önemli olduğunu bildiğimden ayrıca sordum. Dolayısıyla e-posta adresi, telefon numarası, anne kızlık soyadı gibi bilgiler benim uyarım üzerine not edildi. Hatta banka görevlisi kartımı da teslim edip gitti. Sözleşmeye benim elimle hiçbir şey yazdırma isteminde de bulunmadı. Bir süre sonra soluk soluğa geri geldi. "Bazı şeyleri yazmayı unutmuşuz" dedi. İşte o zaman T.C. kimlik numaram dahil gene iletişim numaralarım falan yeniden başka bir kâğıda yazıldı ve gitti. O gün tarih aralığın beşi idi.

Ertesi gün Fatih'in yanına gideceğini de söylemişti laf arasında. Müjdeyi verdim merakla bekleyen bizim Fatih’e. Ertesi gün dediği gibi Fatih'in dairesine gitmiş ama bizimkinin sözleşmesini yapmaya değil. Fatih sorunca da bankadan başka birilerinin geleceğini, benim de işlemlerimde eksiklik olduğunu söylemiş. Fatih güle güle beni aradı. Şok oldum. Şaka gibiydi yaşadıklarımız.

Ben gene de umutla Yapı Kredi'nin müşteri hizmetleri numarasını arayarak gelen kartım için şifremi belirledim sorunsuzca. Şifremin belirlendiğine dair kısa mesajı da aldım telefonuma. Mobil bankacılık için şifre almaya uğraştığımda ise beni sistem müşteri temsilcisine aktardı ve anne kızlık soyadımda bilgi eksikliği olduğu için verilemeyeceğini söyledi. Yapı Kredi Bankası bizimle resmen dalga geçiyordu. İşlemlerimiz herkesle birlikte yapılmayınca yarım yamalak kalıyor. Eksiklerle dolu oluyor ve bu durum bankaya karşı duymam gereken güveni son derece sarsıyordu. Ben ve diğer kör arkadaşlarım maaş anlaşması gereği mecbur olmasak Yapı Kredi’nin kapısının önünden dahi geçmek istemiyoruz. Engelli mücadelesini düşünecek olursak bu yazdıklarımdan utanmam gerek. Ancak ne yapayım güvenmiyorum işte.

Yazıyı çok uzattım farkındayım ama bu süreçte yaşanan bir hususu daha muhakkak yazmalıyım. 17 Kasım tarihinde sözleşmesi yapılan arkadaşlardan duyduğum kadarıyla bankanın genel bir kampanyası vardı. 10 Aralık'a kadar üç tane otomatik ödeme talimatını Yapı Kredi'den verenlere banka 60 puan yüklüyordu. Dördüncü katta tabletten bilgileri girilen arkadaşlar zemin kata iniyor, internet bankacılığından tık tık talimatlarını taşıyorlardı. Ben de bu puan kampanyasından yararlanmak istiyor ve süre dolmadan bankacıların gelmesini bekliyordum. Dolayısıyla 5 Aralık'ta sözleşmem yapıldığında "Oh be!" dedim. Adının Bertan mı Berkan mı olduğunu tam hatırlayamadığım banka personeli bana bilgilerimin sisteme ancak cuma günü geçeceğini söylemişti. Süre pazartesi günü biteceğinden cumayı beklemeye başladım bu sefer. İçimde yine de herkesten ayrılmanın burukluğuyla. Ancak buna da şükür dedim yine.

Ertesi gün gelen Fatih'in telefonu en çok bu anlamda şok etmişti zaten. Ben de yüklendim yeniden Twitter'e. Laf aramızda bu arada sayelerinde dönüp bakmadığım Twitter'i bayağı bayağı kullanır oldum. Attığım twitlerden olacak Konak Şubesi'nden bir banka çalışanı aradı beni 6 Aralık'ta. Şube'den gelecek o meşhur kâğıdı imzalamadığımdan işlemlerimin tamamlanamadığını, o kâğıda tanık istemeksizin sözleşmeyi yaptığımı vs. gibi şeyleri yazmam gerektiğini falan söyledi. Anlamadım! Ne yazmam? Her görüştüğümüz banka çalışanı başka bir şey söylüyordu. Anlaşılan oydu ki bankanın genel bir kör prosedürü yoktu. Herkes kendinden korkuyor, ne yapacağını bilmiyor ve biz körler Şamar oğlanına dönüyorduk. Her gören bir yana çakıyordu.

Her neyse beni arayan kişi şubede iki tane bireysel hizmet temsilcisi olduğunu, birinin eğitimde, diğerinin de şubede yalnız olduğunu söyledi. Sözleşme işlemlerim bitmediği için süre dolmadan kampanyadan yararlanabilmem için kendilerinin bana destek olacağını, talimatlarımı gireceklerini bildirdi. Bunun için mail ya da faks yoluyla hangi talimatları vereceğimi bildirmemi istedi. Ben kendisine bazı mail alıcılarında ileti eki göndermenin sıkıntı çıkarabildiğini bana bir WhatsApp numarası verebilirlerse fatura fotoğrafı göndermemin daha kolay ve sağlıklı olacağını söyledim. Bu sefer, faks çekmemi dayatmaya başladı. İyi de ben bütün faturalarımı e-posta olarak alıyorum. Niye tekrar çıktı alıp faxlamam gerek anlamıyorum. Bu kez de aslında faks ya da mail yoluyla da işlem yapmadıklarını. Sırf bana destek olmak istediklerini demeye başladı. İşinizi zamanında yapsaydınız destek olmanıza gerek kalmazdı... Arada sırada beni beklemeye alıyordu. Her defasında da benim gibi santralin kendisine bağlı olduğundan dem vuruyordu. Bu arada diğer çalışanlardan benim sorduğum ve söylediğim konularla ilgili bilgi alıyordu. Ben bunu beklemeye almadan önceki söylemleri ile sonraki söylemleri arasındaki farktan çıkartıyordum. Veyahut da kendisi bizzat bunu ifade ediyordu. Talimatlarımın girilebilmesi için A4 kâğıda talimat vermekle ilgili istemimi belirten aşağı yukarı dilekçe tarzı bir şey Latin alfabesi ile yazıp şubeye faxlamam gerektiğini söyledi. “Az önce mail atabileceğimi söylemiştiniz” deyince bu kez de “Mail olarak isteminizi yazın” dedi.

Puan kampanyası hakkında kafama takılan birkaç şeyi sormak için 07.12.2018'de beni arayan kişinin verdiği iç hat numarasından bireysel hizmet temsilcilerinden eğitimde olmayan Hanım’ı birkaç kere aradım ama telefonu açan olmadı. Bunun üzerine yine aynı kişinin verdiği mail adreslerinden beni arayan kişi dahil üç ayrı şube çalışanına bir mail attım. Bugüne kadar hala bir dönüş yok.

Sonuç mu? Tabii ki talimatlarımı kampanyadan faydalanarak taşıyamadım. Bundan sonra taşır mıyım? Allah korusun. Ancak aynı zamanda yazıklar olsun. Biliyor musunuz, size şimdi söyleyeceğim şey ağzınızı ayrıca açık bırakacak ve Yapı Kredi Bankası'nın bakış açısında körlerin nasıl ikinci sınıf vatandaş yerine konduğunu bir kez daha anlayacaksınız. Benim dışımda hiçbir arkadaşımın bu kampanyadan haberi bile yok. Evet, internet sitesinde buna dair tüm banka müşterilerine yönelik bir açıklama var ama bizim ülkemizde kaç kişi okuyor ki bu tür açıklamaları. Sözleşmesini yapmak üzere tek tek yukarı çıkan herkese bu kampanya ile ilgili bilgi verilmiş. Diğer daire diye bahsettiğim ki bu dairede biri az gören olmak üzere dört kör arkadaş var, bunlardan biri özellikle otomatik ödeme talimatları ile ilgili soru sorduğu halde ona talimat taşıma kampanyası ile ilgili herhangi bir şey söylenmemiş. Ben onunla bizzat görüştüğüm 9 Aralık tarihinde böyle bir kampanyanın varlığından haberdar oldu ve çok sinirlendi. Üstelik onların yanına bireysel hizmet temsilcilerinden biriyle aynı adı taşıyan biri, belki de bizzat kendisi gitmiş ve sözleşmelerini o yapmış.

Şimdi sıkı durun! Benim evrakım arasında eksik olduğu ve bireysel hizmet temsilcisi tarafından bizzat alınması gerektiği söylenen ve sadece şubeden gelebilecek olan evrak vardı ya; bu arkadaşlara hiç söylenmemiş bile. Bu dört arkadaştan az gören ile ilgili herhangi bir malumatım yok. Diğer üç kişiden birinin yeni telefon numarası sözleşmeye girildiği halde sistemdeki farklı olduğundan şubeye gitmesi söylenmiş. Biri tıpkı benim durumumda kart şifresi var ama mobil bankacılık ve internet şifresi yok. Diğeri ise öyle bir evrak imzalamadığı halde mobil bankacılık uygulama geçici şifresi telefonuna gelmiş. Daha da önemlisi bunların hiçbirinden elle imza atmak dışında hiçbir şey yazmaları talep edilmemiş.

Şimdi soruyorum: Tutarlılık tüm bu anlatılanların neresinde? Ki bu anlattıklarım inanın devede kulak. Ve yine soruyorum. Sizce İzmir çapında bizim kurumda çalışan körler 15.01.2019 tarihinde maaşımızı sorunsuz alabilir miyiz? Oylamaya açıyorum. Yanıtlarınızı mail adresimden bana bildirmenizi önemle rica ederim.

Son not: Bu yazının yayımlanmak üzere son kez gözden geçirildiği 14.12.2018 günü sözleşmemde var olduğu söylenen eksikliklerin giderilmesi için hala bir şey yapılmadı ve puan kampanyasını onların yüzünden kaçırdığım için atılan twitte inceleme yapılacağı bildirildiği halde bugüne değin benimle hiçbir şekilde iletişime geçilmedi.

Fatih mi? Sabah aradı Şube’den aklı başında birinin geldiğini ve sadece atılan imzalar ile sözleşmesinin sorunsuzca yapıldığını söyledi. Gün içinde kendisine geçici şifrenin de gönderileceği bildirilmiş. Meraktayım, yeni bir sürpriz ile karşılaşmadan sorunsuzca işlemlerini yapabilecek mi mobil uygulamadan.

Benim için ise: Gel teskere, gel teskere…


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.