Toplam Okunma 0

Yoldayım, arabaların geçtiği bir yolun ortasında;

Yürüyorum, arabaların hızına aldırmadan yürüyorum.

Yolun tam ortasında,

Arabanın biri bana çarpacak diye korkuyorum.

 

Taştan kaldırımlar esnafın eşyalarıyla kapanık;

Kaldırımların ortasına konuluyor araçlar.

Herkes duyarsız, yalnız iki kesim önemsiyor,

Biri engelliler, diğeri işgal altındaki kaldırımlar.

 

İçimde damla damla bir öfke birikiyor;

Sanıyorum, bir ceza kesmeyecek zabıtalar.

Kaldırımın ortasına hep eşyalarını dikiyor;

İnsanların bu kaldırımları kullanacağını düşünmeyen esnaflar.

 

Kaldırımlar, düşünülmeyen görme engellilerin çilesi;

Kaldırımlar, esnaf için açık dükkândır.

Kaldırımlar, ortopedik engellilerin yok sayıldığının göstergesi,

Kaldırımlar, belediyelere göre gereksiz bir alandır.

 

Bana düşmez yürümek sarı çizgi yapılmayan kaldırımda;

Ben bu kaldırımlarda düşen insanım.

Aman, direk olmasın bu kaldırımın ortasında;

Kaldırımın ortasındaki ağaca çarpmayayım.

 

Ben dilekçe yazayım, belediye beni yok saysın; ben Bimer’e yazayım, kimse dikkate almasın;

İki yanıma dolsun, bir yanıma eşyalar, diğer yanıma arabalar.

Tak, tak, baston sesimi kaldırımı işgal eden esnaflar işitsin;

Kafamın hizasında demirden yapılmış levhalar.

 

Ne erişilebilir bir ülke göreyim, ne dışarıda görüneyim;

Kaldırımlar size kalsın, verin bize kapalı mekânları.

Karnı tok kedi gibi sobanın başında gerineyim;

Bizi yok saydınız ya, alın karanlıkları.

 

Ulaşıverse bu şiirim duyarlı insanlara;

Alıverse ülkemdeki bu vurdumduymazlık belasını.

Yürüyebilsek engelsiz şehirlerde kaldırımlarda;

İşte siz görün o zaman keyfin alâsını.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.