Toplam Okunma 0

Baharın geldiği, İstanbul’un kuş cıvıltılarıyla şenlendiği bir gün, arkadaşımla kendimizi Sarıyer’den Kadıköy Moda’nın oralara attık. Yolda izin istemeden kolumu tutanları, “Oraya değil buraya otur” denilerek çekiştirmeleri yok sayarsak uzun ve güzel bir yolculuk yaptık.

 

Kadıköy’de gezerken canımız bir künefe çekti ve rastgele bir tanesine girip künefemizi sipariş ettik. Masada iştahlı bir şekilde oturup bekledik. Künefe geldi ve yemeye başladım. Künefe, içinde bol miktarda peynir olduğundan sünen bir yiyecek ve bu da gören veya kör fark etmeksizin yenmesini zorlaştıran bir şey. Ben yerken benimle birlikte birazcık da masa yedi. Yerken haliyle birazcık zorlandım ama arkadaşımla dalga geçerek güzel bir şekilde yedik ve hesabı istedik.

 

Garson ne derse sevinirsiniz; “Sizin hesabı yan masadaki beyefendi ödeyip kalktı” dedi. Dedim “Ne alaka? Biz kendi hesabımızı ödeyebiliriz.” “Olsun, o beyefendi hesabı ödeyip gitti” dediler. Dedim “Nereye gidiyor? Hem bana sormadan benim hesabımı ödüyor hem de gidiyor.” “Ramazan olduğundan içinden gelmiş. Siz de öğrencisiniz, o yüzdendir deyince garson, ben sinirlendim açıkçası. “O ödedi çünkü ben körüm ve bu da onda acıma hissi yarattı” deyince benim fazla tepki gösterdiğimi söylediler. Ben kendi hesabımı ödemek istediğimi, böyle bir şeye ihtiyaç duymadığımı ve gelen bir öğrenciye ücretsiz olarak adamın verdiği paradan künefe verebileceklerini söyledim. Olayı büyüttüğümü, geleceğe yönelik ödeme almadıklarını ve daha fazla itiraz etmemin boş olacağını söylediler. Künefeyle tatlanan ağzım, yapılan bu sağlamcılıkla ekşimiş ve güzel geçen günümü mahvetmişti.

 

Mekanda bizden başka öğrenciler de vardı. Niye onlarınkini ödemediğini arkadaşıma sordum. Yani eğer garsonların iddia ettikleri gibi sırf öğrenciyim diye ödediyse diğerlerininkini de ödemesi gerekir. Hayır, az parası varsa ısmarlamasın. Veya ısmarlıyorsa da neden bize ısmarlamak istediğini söylesin ama adam bunların hiçbirini umursamadan bir köre künefe ısmarlamış olmanın ego tatminini yaşayarak mekandan ayrıldı. Yaptığı bu sağlamcılıkla kendi gününü güzelleştirirken sahile kadar olan yürüyüşümde benim ağzımda kaşarlanmış acıma tadını bıraktı.

 

Moda sahilde otururken arkadaşım adamın bize değişik baktığını ve gözünü bizden ayırmadığını söyledi. Galiba orada bir körün olması onu şaşırttı. Sonuçta biz ender bulunan bir tarihi eşyayız.

 

Bu tarz olaylarda itiraz etmeden kabul eden körler olduğunu maalesef biliyorum. Onlar adına ve bizim hak temelli davamıza verdikleri zarar için üzülüyorum. Engellilerin hesabının başkaları tarafından ödenmediği; eşit, erişilebilir bir dünya için mücadele edeceğiz.

 

Yazıyı okurken acıktıysanız herkese benden kaşarlanmış acıma dolu künefe.


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.