Toplam Okunma 0
Podyumun biraz yukarısında birkaç seyirci görünüyor. Podyumda kol değnekleri ile nar çiçeği renginde diz altı hizada bir pardesü giyen esmer bir kadın yürüyor. Kadının bacakları vücuduna oranla ince görünüyor.

“Bu ay ne yazsam” diye düşünüyordum. Canım hiç film değerlendirmesi yapmak istemiyordu. Ben toplumsal olayları değerlendirmede diğer dergi arkadaşlarım kadar başarılı bulmuyorum kendimi. Bu sebeple yine “Uf!” diyerek arşivimdeki yeni indirdiğim filmleri araştırırken kaydetmiş olduğum bir haber metni dikkatimi çekti. Aralık 2021 paylaşımı bir haber bu. Konu Aralık ayı olunca tabii ki Engelliler Günü etkinliklerinden biri.

 

Independent Türkçe, France 24 sitesinde Yasin Sofuoğlu tarafından derlenen haberde Fildişi Sahili'nde yapılan bir defileden söz ediliyor. Defilenin amacı ve bu amaca yönelik adı çok bütünleyici. Adı, "Birlikte Güçlü ve Güzel." Amacı, toplumsal önyargıları ve tabuları aşmak. Farkı ise kıyafetlerin engelli modellerce sergilenmesi.

 

Afrika'nın kıyısındaki bu küçük ülkede birçok engelli kadın reddediliyor ve dışlanıyormuş okuduğumuza göre. Buralarda da durum pek farklı değil bildiğiniz üzere. Geçirdiği bir yol kazası sonucu sağ kolu ampute edilen Grace Beho, ülkedeki engelli kadınların yaşam şartlarını iyileştirmek amacıyla 2021 yılının başlarında Mougnan Vakfı'nı kurmuş. Defilede boy gösteren mankenler, vakıftaki kadınlarmış. Beho defiledeki konuşmasında, "Bence bizi izleyen ve kendisine henüz güvenmeyen kadınlar, güvenlerini tazeleyip kendilerini oldukları gibi dünyaya gösterebilecek" demiş yine metinden okuduğumuza göre.

 

Dünyanın her yerinde kalıp bir kadın ve erkek sınıflandırması var. Beli vücut ölçülerinde, belirli yüz hatları, renkli göz, beyaz ten, ki bu zaman zaman modaya göre esmer ya da bronz da olabiliyor ama genelde beyaz ten baskılanıyor vs. vs. Elbette bu standartlar içinde kısa boy, kilolu denmese bile balık etli, kahverengi gözlü nispeten esmer insanlara yer yok. Eee buna bile yer yokken engellilerin hiç şansı yok gibi görünüyor. Çoğu düşünen insanın söylediği gibi kapitalizmin dayatması biraz da bunlar. Dolayısıyla standartlardan sapanlar yaşadıkları ortamlarda hiçbir şey olmasa bile garip bakışlara maruz bırakılıyorlar. Tuhafsayan nazarlardan en fazla nasiplenenler ise biz yeti farklı bireyler oluyoruz. Farklılığını içselleştirmemiş olanlar da kendilerini toplumdan geri alıp kabuklarına çekiliyorlar.

 

Ülkenin en büyük şehri Abidjan'dan moda tasarımcılarının katılımlarıyla düzenlenen defilede yüksek topuklu ayakkabıları tanıtan yürüme engelli Nelly Aka ise "Engelliliği aşmak, kendinizi kabul etmenizle ilgili. Çevrenizdekilerin size bakma ve sizi eleştirme şekli, kim olduğunuzu etkilemeyecek" ifadelerini kullanmış. Çevredekilerin kim olduğunuza etkisi sadece yeti farkı olanlar için değil, herkes için geçerli bir şey. Ben burada "engelleri aşmak" sözüne takıldım. Engellilik aşılacak ya da aşılması gereken bir şey midir? Atletizmde engelli koşular vardır bilirsiniz. Engellilik de böyle bir şey midir mesela? Veyahut onunla birlikte olunacak bir şey değil midir? Yani yeti farkıyla bütünleşik olması gerekmez mi kişilerin? 

 

Koltuk değnekli manken Sylvia'nın açılışını yaptığı defile, büyük ilgi görmüş. Fransız haber ajansından (AFP) alıntılanan haberden öğrendiğimize göre etkinliğin organizatörlerinden Ange Prisca Gnagbo, "Fildişi Sahili'nde güzellik sektöründe engelli bir kişiden bahsetmek bile tabu. Engelliler tüm güzellik fuarlarında dışlanıyor" demiş. Sadece Fildişi Sahili'nde mi? Fransa'da hangi güzellik fuarında, kaç tane yeti farklı kişi manken olarak tercih ediliyor 3 Aralık dışında acaba? Gerçekten merak ettim. Keşke dil bilen birileri araştırsa. “Google Çeviri var ya” mı dediniz? Boşa kürek çektiğimi bile bile diller arası mesaide bu kadar zaman harcamaya gerek yok bence.

 

“Sosyolog Yves Ouya, ülkede özellikle engelli kadınlara yönelik olumsuz bakış açısına dikkat çekerek "Birçok engelli kadın reddediliyor ve dışlanıyor. Dolayısıyla yargılanma korkusundan ötürü toplum içine çıkamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu." diyor diğer bir paragrafında haberin.

 

O olumsuz bakış açısı sadece Fildişi Sahili'nde değil, tüm dünyada olan bir şey ne yazık ki. Hatta bizim ülkemiz için acıma ile karışık bir olumsuzlamadan söz edebiliriz. Eğer yeti farkı olan yakında değil ya da yakınlaşma olasılığı yoksa acınır ve yola devam edilir. Ancak yaşam alanına girme gibi bir yakınlaşma olasılığı varsa, yani mesela evladı kör bir kızla evlenmek istiyorsa, acıma olumsuzlamaya, dahası nefrete çok kolay evrilebilir.

 

Sözün özü, mevzu bahis yeti farklı olanlarsa ikinci sınıfmış gibi bakmak ve davranmak genel geçer bir kural gibi dünyanın her yerinde. Ancak haberiniz olsun maymun gözünü açtı artık. Dilediğiniz kadar olumsuzlayabilirsiniz. Olumsuzladıklarınız, olumsuzlamıyor kendilerini. Sallamıyor sizi, düşüncelerinizi. Öpe öpe kabul edeceksiniz aynı dünyada hep beraber yaşamamız gerekliliğini.

 

Haberin orijinal metni için tıklayınız:


Sesli Dinle

Yorumlar

Bu yazı için henüz yorum yok.