Son zamanlarda modernizmin, insanı yalnızlaştırdığına dair çok sayıda makale okuyor, Youtube videosu seyrediyorum. Modernizmin ister istemez belli bir yalnızlığı beraberinde getirdiği doğru. Ancak zaman zaman kendi çevremizdeki insanlar da bize karşı davranışlarıyla bu yalnızlaşmaya davetiye çıkarıyorlar. Bilhassa biz engelliler hayatımızda çevremizdeki insanların desteğine ihtiyaç duyarken, kösteklendiğimizde ister istemez bir yalnızlığın içine sürükleniyoruz. Kendimden örnek verecek olursam daha en başında bağımsız hareket etmeyi öğrenmek için yola çıktığımda, çevremdeki insanlar bana destek olmak şöyle dursun, beni yolumdan alıkoymak için ellerinden geleni yaptılar. Ben de kendi göbeğimi kendim kesmem gerektiğini anlayıp çıktığım yolda yalnız yürümeye karar verdim. Sonra ilk İstanbul seyahatimi yapacağım zaman sanki bir kabahat işliyormuşum gibi bunu başta ailem olmak üzere çevremdeki herkesten sakladım. Çünkü eğer tek başıma İstanbul’a gideceğimi öğrenirlerse, gitmeme engel olmak için ellerinden geleni yapacaklarını biliyordum. O günlerde İstanbul gibi bir yere hiç tek başıma gitmediğim için beni kararımdan caydırmaya muvaffak da olabilirlerdi. Neticede İstanbul’a yalnız başıma gidip geldim. Gün geldi, kaldığım yurttan ayrılıp bir ev tutmam icap etti. Ev dediğin, yurda benzemezdi. Onu her daim çekip çevirmek gerekirdi. Gel gelelim o güne kadar eğitim hayatımı hep yatılı okullarda geçirdiğim için herhangi bir ev tecrübem yoktu. Buna rağmen ev mevzuunu da aileme ve çevreme açmadım. Çünkü o günlerde ben bile o kadar senelik yurt hayatından sonra evde yaşayabileceğime tam olarak inanmazken, çevremdekileri buna nasıl inandırabilirdim? Üstelik yurttan ayrılmak zorunda kaldığımı öğrenen ailem orak zamanı olmasına bakmaz, bana yeni bir yurt bulmak için Ankara’ya kadar gelirlerdi. Oysa ben bir eve çıkıp yurt defterini tamamen kapatmak istiyordum. Bugün Ankara’da bir evim var. Ve tek başıma İstanbul’a gitmem ailem ve çevrem tarafından artık normal karşılanıyor. Ama yukarıda sözünü ettiğim, hayatımın dönüm noktası olan o adımları atarken, üstelik yanımda olmalarına en çok ihtiyaç duyduğum anlarda çevremdeki insanları yanımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım. Çünkü onların beni başaracağım yönünde motive etmek yerine, neden başaramayacağım hususunda beni ikna etmeye çalışacaklarını biliyordum. Yani özetle söylemek gerekirse, ben ailemden ve çevremden uzaklaşmadım. Onlar başından beri bana inanmayarak beni kendilerinden uzaklaştırdılar. Ve maalesef bunu benim iyiliğim için yaptılar.
Toplam Okunma 0
Yorumlar
Bu yazı için henüz yorum yok.