122. Sayı, Nisan 2024

Güneşin sıcaklığı ile yazın erkenden geldiğini düşündüren güzelim Nisan ayından merhaba sevgili okurlar.

Ne yazık ki erişilebilir bir seçimi düşlediğimiz 31 Mart seçimlerinin erişilemezliğinin hüsranını yaşadık, umut yükleyen bahara inat. Oysa seçimlerde bağımsızca oyumuzu kullanabilmek için mücadelenin önde gidenlerindendi Dilek Başar Açlan. Yaşadığı hayal kırıklığını dökmüş satırlara bizler için.

Burak Sarı yine sorgulamada bir şeyleri. Kafası karışık olan Burak değil ama bu noktada. Aksine yeti farklıların eşitliğini sorgularken anlamayanlara gayet açıkça ortaya seriyor olanı biteni.

Farklı bir ötekileştirilmeden de olsa eşitlik sorgulamasında bir başkası daha var, yaklaşık yetmiş yıl öncesinden. Onun hayatından bir kesiti anlatan bir de film. Adı: Eşitlik Savaşçısı. Gülcan Altun ise bu kayda değer filmin betimlemesini mercek altına alıyor.

Engelliler ve onların kurduğu sivil toplum örgütleri farklı bir konuda çalışma yürütemez mi? Veyahut başka alanlarda çalışan örgütlerin, örneğin kadınlar ya da çocuklar gibi, gündemlerinde engellilik var mı? Dahası ötekileştirilenler üzerinden beslenenler bile çalışmalarında kapsayıcılığı ne derece gözetiyorlar? Şeyma Büyükurvay Şatay soruyor ve çözüm önerileri sunuyor.

Hepimizin yaşadığı bir şeydir; kimi zaman topluma göbeğimizi çatlatırcasına anlatmaya çalıştığımız şeylerin en yakınlarımız tarafından bile anlaşılmadığını görmek. Bu sinir bozucu deneyimlerden bir demet sunuyor Sevgi Mart Göcen yazısında.

“Sağlamcılık, en yakın çevremizde daha da bir can sıkıcı” dedik ya... Başka bir deneyim Ecrinnur Aytekin gözüyle değerlendiriliyor.

Körler arasında da kanıksanmış sağlamcılığı yaşayanları ve yaşatanları gördük ve konuştuk defalarca. Bunun aksi bir örneğini okyanus ötesinden bir yaşanmışlıkta anlatıyor Marie Cobb. Ali Çolak çevirisi ile okuyoruz biz de.

Teknoloji hayatın vazgeçilmezi elbette artık günümüzde. Körler için ise anlamı çok daha fazla olsa gerek. Nitekim bu sayede pek çok şeye erişimimiz çok çok daha kolay olabilmekte. Tüm bunların yasal bir çerçeveye oturtulması ise hayati bir önem taşımakta. Sarper Arıkan geniş bir düzlemde bu konuyu ele almış bu ay.

Yine hayatın içinden kaçınılmaz bir erişilebilirlik gereksinimi daha. Nurşen Korkmaz sordu, İstanbul Hava Limanı'nın erişilebilirliğini sağlayan İGA danışmanı Sevda Bozbey Yılmaz yanıtladı.

Çok çalıştık, çok didindik, eee karnımız da acıktı değil mi? Ayça Balcı Güngör'ün körcül deneyimleri eşliğinde bu ay yemek yerlerinden bir lahmacun salonundayız. Hadi bize afiyet olsun. Tabii size de.

2024 Nisan'ında çantamıza koyduklarımızı böyle derledik size. Mayıs'ta görüşmek üzere. Bu ay yazılarına ara veren Ayşe-Turgay Gümüş'ün Oya Başar'dan aldıkları sloganlarını bu ay biz araklayalım. Ne diyorduk? Bizi özleyin anacığıııııım.

Editörden yazarı: Gülcan Altun