Bu ay pratik bilgi tadında bir yazıyla karşınızdayım. Her ne kadar, zaman zaman cinsiyetsiz algılansak da, önemli olan bizim kendimizi nasıl algıladığımız. Açıkçası ben çok sıradan bir kadınım. Toplumun kadınlığa atfettiği pek çok şeyi de severek yaparım. Yüksek topuklar, mini etekler, bukleli saçlar, topuzlar, manikür, pedikür, makyaj ve benzeri pek çok şeyi içselleştirmişim galiba. Ölesiye paspal dolandığım da olur tabii, ama o, zaman darlığı, tembellik ve ruh halim yüzündendir. Neyse şimdi asıl konuya gelelim. Elimden geldiğince ve bildiğimce makyaj yapmanın püf noktalarını paylaşacağım sizlerle. Markalar hakkında da bir kaç şey söyleyeceğim. Bazı arkadaşlarımız belki malzemeleri de tanımıyor olabilirler diye, çok temelden başlayarak anlatacağım. Renkleri seçerken ilk başta gören birine ihtiyaç duysanız da, görmeyen biri olarak kendi kendinize kolayca makyaj yapabilirsiniz.
Hangi Makyaj Nereye Gider?
Öncelikle her yere aynı makyajla gidilmeyeceğinden başlayayım. Gece ve gündüz makyajı, davet ve iş makyajı elbette birbirinden farklıdır. Geceler ve özel davetler daha ağır ve koyu renkli makyajları kaldırabilir, ama iş yerine o makyaj pek uymaz. Giydiğiniz kıyafet eğer çok şatafatlıysa, daha gözalıcı bir makyaj iyi olabilir. Onu da zaten genelde kuaförler yapıyor. Açık renklerin hakim olduğu hafif bir makyaj daha az risklidir. Yaz ayları ve günlük kullanım için de daha uygundur. Makyajın ağırlığını belirleyen bir diğer unsur da kullanılan malzemelerdir. Göz makyajında far, rimel, göz içine kalem, göz kapağı üzerine kalem ya da eyeliner gibi ürünlerin bir arada kullanılması daha şatafatlı bir makyaj ortaya çıkarır. Sadece far, yalnızca kalem veya rimelle de çıkabiliriz. Daha sade bir makyaj olur. Kaş kalemi, dudak kalemi gibi unsurlar da daha profösyönel ve ağır bir makyaj anlamına gelebilir. Kullandığınız ürünü ne yoğunlukta uyguladığınız da makyajın ağırlığını belirleyen bir unsurdur. Aynı farla daha belirgin ya da daha sade bir görünüş yakalayabilirsiniz.
Makyaj Mazemelerinizi Tanımlayın
Çok fazla makyaj malzemeniz varsa renkleri ve ürünleri akılda tutmak ve ayırt etmek zorlaşabilir. Bu durumda makyaj malzemelerinizi ağır ve hafif makyajlar için ayırabilirsiniz ve ayrı ayrı kutularda tutabilirsiniz. Koyu renk farlar ve rujlar, ışıltılı simli ürünler gece makyajı kutusuna gidebilir. Aynı üründen bir kaç farklı renk aldıysanız veya şekli benzeyen ürünleriniz varsa, braille etiket ya da size ipucu olabilecek herhangi başka bir etiketleme işinizi çok kolaylaştıracaktır. Ben bantla işaret koymayı çok sık kkullanıyorum. Göz kalemlerinin hepsi birbirine benziyor ve braille etiket koymaya pek yer yok. Siyah kalemin tepesine yakın bir yere bant sarıyorum, mavinin orta kısmına, yeşili de boş bırakıyorum. Siyaha bir bant, maviye iki, yeşile de üç gibi bir yöntem de kullanılabilir. Siz de kendi şifreli kodunuzu oluşturun. Unuturum, karıştırırım diyorsanız, bir word belgesine not tutun.
Makyaj Öncesi
Başlamadan önce, genel uyarlamalardan bahsetmek faydalı olur diye düşünüyorum. Öncelikle saçlarınızı toplamak ya da saç bandı ile geriye doğru sabitlemek işinizi oldukça rahatlatacaktır, özellikle de fondoten uygularken. Yanınızda ıslak mendil bulundurun ve her aşamadan önce ellerinizi, özellikle de parmak uçlarınızı temizleyin. Böylece malzemelerin ve renklerin karışmasını önler, giysinizi de korumuş olursunuz. Eğer giyeceğiniz şeyi başınızdan geçirerek giymeniz gerekiyorsa, önce giyinin sonra makyaj yapın. Kıyafetinizi korumak için giysinizin üzerine kolay çıkarılabilen bir şey giyebilirsiniz. Bu mümkün değilse, yakanıza kağıt havlu sıkıştırın. Bebeklerin mama önlüğü gibi görünse de işlevseldir. Kullanılmış mendiller, süngerler ve pamuklar için yakınlarınızda bir çöp sepeti bulundurun. Az görenler ışıklı ve büyüteçli bir aynanın faydasını görebilir. Uygulama sırasında her seferinde aynı sırayı takip edin. Uygulamalarınızı sayın, özellikle de fırçaya malzeme alırken. Detaylara girdikçe ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak. Öyleyse hadi işe koyulalım.
Makyaja Başlarken
Makyaj denince bir çok kişi önce renkli kısmı aklına getiriyor. Halbuki öncesinde yapılması gerekenler önemli ve hiç de az değil. Makyaja başlamadan önce yüzünüzü temizleyin ya da yıkayın. Ciltte biriken fazla yağın üzerine makyaj olmaz. Tonik veya başka bir temizleyiciyi bir pamuk yardımıyla kullanabilirsiniz. Yüz temizleyici ve makyaj temizleyici çoğu zaman farklıdır ve ben farklı ürünleri kullanmanızı tavsiye ederim. Bir ürün muhtemelen hem yüz hem de makyaj temizleyici olarak satılıyorsa, bence uzak durun. Aynı markanın iki farklı ürünü alınabilir tabii. Makyaj temizleyiciler genelde biraz daha yağlıdır. Yüz temizleyicilerin amacı ise cilttteki yağı arındırmaktır. Ben yüz temizleyicisi olarak Clean and Clear kullanıyorum uzun süredir. Bir şikayetim yok. Fiyat olarak da çok uçuk değiller. Makyaj temizlemek için bir diğer ürün de makyaj temizleme mendilleridir. Zorda kalınca sıradan ıslak mendil de kullanabilirsiniz, ama pek tavsiye etmem, hele cildiniz hassassa asla denemeyin.
Yüzümüzü bir temizleyiciyle temizlediysek, durulamakta fayda olabilir. Durulamanın ardından cildinizi kurulayın ve nemlendirin. Bunun için yüze has bir nemlendirici kullanmalısınız. Ben pompalı olanları tercih ediyorum. Böylece geride kalan kreme dokunmamış oluyorum ve elimdeki olası bakteriler kreme geçmiyor. Bu tür nemlendiricilerde israf da olmadığından daha uzun ömürlü oluyor. Nemlendirici seçerken cilt tipinizi dikkate alın ve satış elemanından yardım isteyin. Yüzünüzü nemlendirmek için el kremi yerine kullanılan klasik Nivea ve Arko gibi daha yoğun kıvamlı ve yağlı kremleri kullanmayın. Nemlendirici için aşırı pahalı bir ürün almanıza gerek yok, ama yağsız ve parfümsüz ürünler tercihiniz olsun.
Kapatıcı
Yüzümüzün tamamını nemlendirdikten sonra, sıra geldi kapatıcı uygulamaya. Kapatıcı, yüzdeki büyük ve belirgin ton farkları, sivilce ya da yaraları kapatmak içindir. En çok göz altı için kullanılır. Göz altlarının daha koyu görünmesi, uykusuzluk ve yorgunluk sonucu mor halkaların oluşması çok sık rastlanan bir durumdur. Kapatıcı doğru kullanılmazsa, kusurları saklamak yerine daha da belirginleştirebilir. Doğal görünmek için fondoten uygulamaksızın kapatıcı kullanabilirsiniz, ama bu oldukça risklidir. Kapatıcınızın renginin ten renginizle mükemmel bir uyum içinde olması gerekir. Aksi halde yüzünüz dama tahtası gibi görünebilir. Doğru kapatıcıyı bulduysanız ve fazla kapatacak nokta da yoksa, fondotensiz kapatıcı kullanmak çok pratiktir.
Kapatıcılar, ruj gibi stick, fondoten gibi sıvı veya krem gibi olabilir. Eğer cildiniz yağlıysa, stick kapatıcıları,kuru ciltliler de sıvı kapatıcıları tercih etmemelidir. Kapatıcıyı fondotenin altına uygulamak isabetli olacaktır. Rahat bir uygulama için, göz çevresinin nemlendirilmiş olması oldukça önemli. Nerelerin kapatıcı gerektirdiğini öğrenmek için gören birinin fikrini almak iyi olur. Sonrasında kendi kendinize uygulama yapmak çocuk oyuncağı. Uygulamayı parmak uçları, sünger ya da kapatıcı fırçasıyla yapabilirsiniz. Bu güne kadar en sevdiğim ürün Klinik (Clinique) markasının, tükenmez kalem gibi arkasına basıldıkça dışarı gerekli miktarda ürün veren ve ucunda bir fırça bulunan kapatıcısı olmuştu. Ne yazık ki uygulaması kolay, sonuç başarılı ama ürün çok pahalı ve çok çabuk bitiyor. Şu an Loreal’in stick kapatıcısını kullanıyorum. Uygulaması kolay ama biraz fazla kalın bir kapatıcı. Kapatacak çok şeyiniz yoksa gereksiz. Dağıtması ve özellikle de fondotensiz kullanacaksınız ciltle bütünleştirmesi biraz zahmetli. Bir ara Inglot sıvı kapatıcı da kullanmıştım, fena bir ürün değil ve fiyatları en son bıraktığımda daha insancıldı. Avon asla kullanmam, çünkü gözüme alerji yapıyor ve pek de güvenmiyorum açıkçası. Ruj, far ve oje belki olabilir ama kapatıcı, fondoten ve pudra değil. Nemlendirici hiç değil.
Fondoten
Kapatıcıyla işimiz bittiyse, gelelim fondotene. Fondoten kullanmanın temel amacı ciltteki ton farklılıklarını sıfırlamak ve sivilce ya da yara izlerini olabildiğince gizlemektir. Fondoten, akışkan bir krem kıvamında ve ten renginde bir malzemedir. Ürün seçerken mutlaka ten renginize en yakın olanı bulmalısınız. Satış elemanlarına bu konuda fazla bel bağlamayın; ellerindeki ürünü satarak prim kazandıklarından, uysa da uymasa da size bir şeyler satmaya çalışabilirler. Göz zevkine güvendiğiniz birinden yardım almakta fayda var.
Fondoten cilde ipeksi ya da kadifemsi diyebileceğimiz pürüssüz bir görünüm kazandırır. Bu görünüm çok bıçak sırtı bir şeydir. Bebeksi de görünebilirsiniz, yapay da. Fondotenin rengi ve uygun miktarda uygulanması çok önemli. Yüzünüze bir maske takmış gibi görünmek hiç de iyi olmaz. Gıdığınıze ve kulak altlarınıza doğru da uygulama yapmayı unutmayın. Fondoteni ne kadar aldığınızın farkında olmak için önce parmaklarınıza alıp sonra yüzünüze uygulamakta fayda var. Parmaklarınızı şişenin üzerine koyun ve şişeyi ters çevirin. Pompalı ürünler burada da iyi iş görür. Cildinizi önceden nemlendirdiğiniz için bir kaç pirinç tanesi kadar ürün kullanmanız yeterli olacaktır. Parmak uçlarınızdaki ürünü yüzünüzün çeşitli noktalarına dokunarak paylaştırın. Bir pirinç alnınıza, bir tane burnunuza, yanaklara da birer tane koyun, çenenizi sakın unutmayın. Pirinçler de fazla büyük olmasın. Daha sonra aynı parmaklarınızla ürünü yüzünüzün tamamına dağıtın ve iyice yedirin. Yaklaşık yarım dakika bu yedirme işlemini sürdürün. Parmaklarınızı aşağıdan yukarıya sürtmeyin. Tüğlerin arasını fondotenle doldurup belirginleştirebilirsiniz. En iyisi yukarıdan aşağıya bir hareketle uygulamak. Sünger ya da fondoten fırçası daha başarılı bir uygulama sağlayabilir ama şart değildir. Kadınların çoğu eliyle uygular fondoteni. Ben bir ara Klinik kullanmıştım. Açıkçası kullanırken iyi olduğunu düşünüyordum. Fakat şu anki fondotenimi kullanmaya başlayınca, diğerine verdiğim parayı haram zıkkım ettim diyebilirim. Şimdi Gıvenchy kullanıyorum. Tüpün ucunda bir sünger var, uygulamayı çok kolaylaştırıyor. En sevdiğim özelliği ise gün sonunda bile alnımda yağlı bir tabakanın oluşmamış olması. Klinik günü yağlı bir ciltle kapatmama sebep oluyordu. Sizin cildiniz kuruysa belki sevebilirsiniz. Gıvenchy oldukça pahalı bir marka, ama fondoten, paraya kıyılabilecek bir ürün bence. Her gün makyaj yapmıyorum, aslında ayda bir kaç kez fondoten kullanıyorum diyebiliriz. Aynı ürünü iki yıldır kullanıyorum ve daha bitmedi. Çok sık kullanacaksanız daha uygun markaları keşfedin ve benimle de paylaşın olur mu?
Göz Makyajı
Şimdi gelelim göz makyajına. Pudra ve allık son dokunuşlar olacak. O yüzden şimdilik atlıyoruz.
Göz Kalemi
Göz makyajına eğer kullanacaksanız kalem ile başlamak iyi olur. Kalemi gözün içine, kirpiklerin altına ve göz kapağının üzerine uygulayabilirsiniz. Bence ilk aşamada üçünü birden yapmayı denemeyin. Açıkçası ben sadece gözümün içine kalem çekebiliyorum. Kalemi ister burun ister dış tarafından gözünüzün içine yerleştirin. Sonra gözünüzü kapatıp kalemi yazı yazar gibi bir açıyla tutup bir iki defa git gel yapın. Bu işlem sırasında gözünüzü kirpiklerin hemen yanından, dış taraftan çekerek biraz gerdirin. Böylece daha kolay sürebilirsiniz. Kaç defa gidip geldiğinizi sayın ve diğer gözünüze de aynı sayıda git gel tekniği ile uygulama yapın. Kaleminizin ne kadar boyadığı önemli. Bazı kalemler beş altı git gel gerektirebilir, bazıları iki seferde yeterince boyar. Yeni bir kalem aldığınızda, gören birinden yardım alın ve kaç git gel yapmanız gerektiğini belirleyin. Gözün içine çekilen bu kalemler kurşun kalemden çok daha incedir. Özel bir kalemtraşla açılanları ya da asansörlü dediğimiz ruj gibi açılanları da vardır. Asansörlü olanlar benim favorim. Onların da ucunu sivriltmek gerekebiliyor. Bazılarının arkasında kendi kalemtraşları var. Göz kaleminizi açarken dikkatli olun. Çok sivriltmeyin. Bu kalemler açılırken etrafa çok dağılırlar. Çöp kutusunun içine ya da klozete açabilirsiniz. Sonra mutlaka ellerinizi yıkayıp makyajınıza öyle devam edin.
Göz kalemi önemli ve hassas bir konu. Ne çok yumuşak ne de çok sert bir kalem seçmelisiniz. Sürülüşü de kolay olmalı. Sürerken akıp gitmeli, takılıp kalmamalı. Paraya kıyılacak bir ürün varsa, koyu renk göz kalemidir derim ben. Malum, göz nemli bir ortam. Bu kalemler de gözün içine çekilince çok kolay dağılabiliyor ve gözün altına doğru akabiliyor. Bu çok kötü bir görüntü oluşturyor. Siyah kaleminiz aktıysa, göz altlarınız dayak yemiş gibi bile görünebilir. Suda çıkmayan makyaj ürünlerini denemek iyi sonuç verebilir. Klinik, önermeyeceğim bir markadır. Asansörlü kalemimin ucundaki plastik kısım ilk haftada kırıldı ve kalemin kendisi oradan dağılmaya başladı. Kalemi çöpe atmak durumunda kaldım. Şu an sıradan bir Loreal kullanıyorum. İki üç saat sonra dağılıyor. Göz altlarımı temizlemek zorunda kalıyorum. Loreal infallible serisi daha kalıcı sonuç veriyor. Asansörlü kalemlerin önemli noktası, merak edip kalemi fazla döndürüp ucunu dışarı çok çıkarmayın. Çok hasasslar. Ben aldığım gün kalemi kökünden kırma başarısını gösterdim de. Sizi de uyarayım istedim. Forumlardan gördüğüm kadarıyla Chanel Waterproof Long Lastıng Eyeliner çok kalıcıymış. Denize havuza bile giriyormuş millet. Fakat “çoluk çocuğun rıskını yatırdım”, diyebileceğiniz kadar pahalı bir ürün.
Göz kalemlerinde renk seçimi de bir o kadar önemli. Gözleriniz küçük ve çökükse siyah ve diğer koyu renkler, gözlerinizi daha da küçük göstereceğinden pek tercih edilmemelidir. Açık ve parıltılı renkler gözlerinizi daha iri gösterebilir. Göz içine beyaz kalem çekmek de, gözleri büyük göstermek için kullanılan makyaj hileleri içerisinde yer alıyor. Kıyafetinize, farınızın rengine veya göz renginize göre kalem seçebilirsiniz. Size en çok yakışan renkleri bulmak için bir kaç farklı kişinin fikrine başvurun.
Makyaj konusu derya deniz. Tamamından bahsedersem, derginin yarısı makyaj hakkında olacak. Bu nedenle gelecek sayıda devam etmek üzere, şimdilik konuya bir virgül koyuyorum. Daha sırada far, rimel, pudra, allık ve oje var. Makyöz körler, lütfen siz de kendi ipuçlarınızı mail adresim aracılığıyla bana ulaştırın. Önümüzdeki sayıda sizden gelen yöntemleri de paylaşmak istiyorum. Gördüğünüz gibi hiç de zor değil. Görmeden de bakımlı görünmek kolay ve mümkün. Yeterki isteyelim.